İran'da düşen özel jette hayatını kaybeden 3 kadının öyküsü
Geçen hafta ülkeyi yasa boğan uçak kazasıyla ilgili ortalıkta türlü varsayım var. Ama kazanın neden olduğuna dair bir ipucu da, mürettebatın aslında kimler olduğuna dair bir araştırma da ortalıkta yok. İşte henüz enkazda bedeni bulunamayan kaptan pilot Beril Gebeş, perşembe günü toprağa verilen ikinci pilot Melike Kuvvet ve kabin görevlisi Eda Uslu'nun havacılık aşkıyla başlayıp onunla biten hayatları...
Ağzı var dili yoktu.3 hafta önce, kendisinepilotluğu öğreten hocasıve arkadaşı FehmiKaraeminoğulları’na uçağınıgezdirirken, “Mutluyum. Bakımlarıçok iyi yapılıyor. Zaten uçağıkiraya bile vermiyor, sadece aileişleri için kullanıyorlar” demişti.Uçak turundan sonra Fehmi Bey’ehangarı da gezdirip teknik ekipletanıştırdı... Birkaç hafta sonra,kaptan pilot Beril Gebeş’in (37)kanatlarını dahi özenle sildiği uçakİran’da düştü. Kendisi, yardımcıpilotu ve hostes arkadaşıylabirlikte 8 yolcusu hayatını kaybetti. HT Pazar'dan Ece Ulusum'un haberi...
Ortalıkta uçağın neden düştüğüyle ilgili birçok spekülasyon var. Yolcuların hikâyeleri uzun uzun anlatılıyor. Ancak psikolojileri, tecrübeleri ve hatta kadın olmaları üzerine birçok yorum yapılan mürettebatın hikâyelerine pek bakan olmadı. Henüz bulunamayan kaptan pilot Beril Gebeş ile perşembe günü toprağa verilen yardımcı pilot Melike Kuvvet ve kabin görevlisi Eda Uslu’yu araştırdık, yakınlarına sorduk.
MERAKI YERALTINAYDI,KALBİ GÖKYÜZÜNDE
Çocukluğundan beri taşlarave böceklere meraklıydı Beril.Pilot olan babası Vasıf Gebeş nekadar yükseklerde uçuyorsa,o da o kadar yeraltına inmeyehevesliydi. Araştırmaları sırasındaen çok yusufçuk böceğini sevmiş,her detayını öğrenmişti. Doğaltaşların hepsini ezbere biliyordu.En sevdiği taş ametisti. Bumerakı onu jeoloji okumaya kadargötürdü. Ancak gün geçtikçebabasına benzemeye başladı,kendini uçarken hayal ettikçenefesi kesiliyordu. Kadın pilotolabilir miydi? Tercihini kendisişöyle anlatmıştı: “23 yaşındayım.Jeoloji mühendisliği mezunuyum.Havayollarında pilot olmakistiyorum. Üniversiteden sonrababam, ‘Yurtdışında master mıyapmak istersin, yoksa uçuşokuluna mı gitmek istersin?’ diyesorunca hiç düşünmeden uçmayıseçtim.” Toprağa dokunaraköğrenme alışkanlığından olsagerek, okuldaki uçuş hocasıKaraeminoğulları “Dokunarak
öğrenmeyi çok severdi. Süratsaatini anlatırdım, o gidipparmağını üzerinekoyardı” diyor. Heyecanıve mücadeleci tarafıylahemen fark edildi,okulun en iyilerindenoldu. Ama kolay değildi.“Kursta sadece üç kızız.Herkes ‘Kadından pilotolmaz, nasıl evininkadını olacaksın’ diyorama hocalarım çokkabiliyetli olduğumusöylüyor. Bıraksalar 24saat uçarım. Pilot olmakiçin mesleğimi bıraktım”diyerek demir kanatlarındışındaki zorluklardanbahsediyordu.
Hocası, nasıl başardığını “Uçmayı severdi. Çok çalışkan ve yetenekliydi. İlkeliydi, kimseye eyvallah etmedi. Herkesin girmeye çalıştığı dönemde Türk Hava Yolları’nda işe girdi” diye özetliyor. Aynı THY’nin bir zamanlar en önemli pilotlarından olan babası gibi...
HAYALLERİ İÇİN BAŞLADI, BABASI İÇİN BIRAKTI
Kısa zamanda ustalaştı. Kadın pilotların parmakla sayıldığı dönemde o, koca A320’leri uçuruyordu. Çok yoğun çalışıyordu ama tesellisi arada dudaklarından dökülüyordu: “Sevdiğim işi yapıyorum nihayetinde...” Vakit buldukça okuldan tanıdığı havacı dostlarıyla görüşüyordu. Dostlarının dediğine göre, “Hem iyi gün hem de kötü gün dostu”ydu. İşine kendini adamış, birkaç yıl kadar önce üç kuruş da biriktirmeyi başarmışken, bir ev almak istedi. Parası yetmedi, borca girdi. Pilot mevkiinde yani Yeşilköy’de bir ev satın aldı. İçini yine arkadaşlarıyla döşedi. Evinin en dikkat çeken köşesiyse kütüphanesiydi. Kitaplar kütüphaneden taşmış, salonu kaplamıştı. Oturacak yer kalmadığını söyleyenlere “Tam istediğim gibi” diyordu. Uçuştan eve, evden uçuşa... Tam hayatı bir düzene giriyordu ki 6 ay sonra kentsel dönüşüm kapısını çaldı. Mecbur taşındı, Samatya’da kiralık bir eve... Ardından babası ağır bir rahatsızlık geçirdi. Onun tedavisiyle ilgilenebilmek için izin almak istedi. Ancak o kadar yoğun bir dönemdi ki kurumu mümkün olmadığını söyledi. Babasından kıymetli değildi ya, THY’den istifa etti. Hayallerini süsleyen iş için çok çalışmış, ilham aldığı babası içinse bırakmıştı.
ÖZGR RUHLU AMA AİLESİNE BAĞLI
Babası iyileşti. Beril ise eski mesleği jeoloji ve doğal taşlara olan ilgisini bir hobiye dönüştürdü. O taşlardan arkadaşlarına tespihler yapmaya başladı. Çok sevdiği Mimar Sinan’ı daha çok araştırdı, arkadaşlarıyla paylaştı. Yakın arkadaşı pilot Taylan Yılmaz, “Annesi Nükhet Hanım’la çok vakit geçirirdi. Kardeşi Harika’yı çok önemserdi. Ancak anneannesinin yeri bambaşkaydı” diye anlatıyor. Göklerden uzak kalınca bu sefer başka heyecanlar aramaya başladı, kendine küçük bir motosiklet aldı. Onunla tek başına şehir şehir gezdi. En büyük hayali de İzmir’de güzel bir ev alıp yaşamaktı. Ramazan Erol, arkadaşı Beril için “On numara delikanlı ve özgür bir kızdı” diyor. “Umreye gitmiş, çok etkilenmişti. Düzgün, inançlı ve kaderciydi.” Sufizm ve metafiziğe meraklıydı. Önceki hayatlar ve yeniden doğmak gibi konulara da ilgisi vardı. Mevlânâ okurdu. Okuduğu kitapları bir yerlerde bırakırdı, bulan kişi okusun diye... Umreden sonra ne yapmak istediği üzerine düşünürken, yeniden uçmaya karar verdi. Bir süre iş aradıktan sonra Başaran Ailesi’nin özel jetinde iş buldu.
‘KURALLARA UYAR KONTROLLERİ YAPARDI’
Challenger 604 model jetin ikinci pilotu oldu. THY’deki A320’lerden sonra bu küçük uçağa kısa sürede adapte oldu. Arkadaşlarına göre yeniden uçmak ona çok iyi gelmişti. Başaran’ların uçağında Beril ile birlikte bir süre çalışan kaptan pilot, “Genç yaşına rağmen çok iyi bir kaptandı. Her zaman kurallara uyar, tüm kontrolleri yapardı” diye anlatıyor onu. Kafasına estiğinde motosikletine atlayıp uzaklara giden Beril, uçaktayken tam tersiydi. Yapılması gerekenlerin üzerinden birkaç kere geçer, hataya mahal bırakmamak için çabalardı. Pilot arkadaşı Yılmaz, “Bazı pilotlar kurallarda biraz esnektir ancak Beril kitapta ne yazıyorsa onu uygulardı” diyor. “Uçağına çok dikkat eder, bebek gibi bakardı.” Yeteneği ve çalışkanlığıyla Beril Gebeş birkaç ay sonra kaptan pilottu. En son Dubai’den İstanbul’a doğru teker kesene kadar, kısa ama dolu bir hayatı oldu. Uçağı İran’da çok sarp ama “Aşk Vadisi” diye anılan bir bölgeye düştü. Şu anda kazaya dair çok spekülasyon var ama akla yatan tek sebep yok. Biz hatıralarını ararken bedeni de hâlâ bulunamadı.
‘HEDİYE VERDİĞİM TEK ÖĞRETMENDİN’
Pilot Melike Kuvvet’in (39)hikâyesi çok dramatik. Türk HavaKuvvetleri’ndeki ilk kadın pilotlardandı.Görevdeyken AS532 helikopteruçuruyordu. 2008-2010 yıllarındakendisiyle çalışmış askeri personel,“Asla astlarını küçük görmeyen,egolarını yenmiş bir insandı. Çokcömertti” diye anlatıyor Kuvvet’i.Ancak FETÖ hayatını kararttı, orduyasızan FETÖ’cüler “şarkı söylediği” içinonu attı. Çok üzüldü zira bu görev içinçok fedakârlık yapmıştı. Kimse kefilolmadığı için uzun süre işsiz kaldı,yoksulluk çekti. Ailesinden başka onukollayan olmadı. Çareyi öğretmenlikyapmakta buldu ve İstanbul GelişimÜniversitesi Meslek Yüksek OkuluSivil Havacılık Kabin Hizmetleri’ndeöğretim görevlisi oldu. ÖğrencisiEnes Şentürk sosyal medyadan şöyleyazdı: “Bize her zaman ablalık yaptın.Hediye verdiğim tek öğretmendin sen.Bir kadın ve bir eğitimci nasıl olmalısorusunun cevabısın.” Öğrencilerlearası iyiydi ancak gözü hepgökyüzündeydi. Jet pilotu olabilmekiçin kredi çekip Çorlu Uçuş Okulu’nayazıldı. Tamamlayıp Hava Kuvvetleri’nedönmeye çalışıyordu ki onu askerliktenatan FETÖ yüzünden bu kez degittiği okul kapatıldığı için birçoktalihsizlik yaşadı. Yılmadı, mahkemeyebaşvurdu. Bunları yaşarken bir yandanda jet pilotu belgesini aldı ve özel birjette ikinci pilot olarak göreve başladı.Mürettebat arkadaşlarıyla yurtdışındaçektirdiği fotoğraflarda yüzü gülüyordu.İşini sevdi ama aklı hâlâ askeriüniformadaydı. Davayı kazanmış,eski görevine dönmek ve hayatayeniden başlamak için gün sayıyordu.Arkadaşı emekli hava astsubayı MuratSaluk “Özel hayatın gizliliğinin ihlaligerekçesiyle Anayasa Mahkemesiyürütmeyi durdurma kararı vermişti,göreve tekrar dönmesine aylarkalmıştı. Örnek insandı” diye anlatıyor.Tüm iş arkadaşları, psikolojisinin bozukolduğu iddiasını kesin bir dille reddetti.
Geçen yıl 29 Ekim’de tümmürettebat Bodrum’daCumhuriyet yürüyüşünekatılmış. Coşkuları vemutlulukları yüzlerindenokunuyor. Birbirlerine sımsıkısarılmışlar.
‘BİZ MELEKLERİMİZLE YOLA DEVAM EDELİM’
Kadere inanan, Mevlânâ’nın kaderle ilgili sözlerini sık sık etrafındakilerle paylaşan kabin görevlisi Eda Uslu (41), aslında o gün uçakta olmayacaktı. Meslektaşı ve kardeşi Ela Uslu rahatsızlanınca işe Eda gitti... Kabin görevlisi olmak onun hayaliydi. Eğitimlerini başarıyla tamamladığında o ve kız kardeşi gururla belgelerini sosyal medyadan paylaşmıştı. Özel jette kabin görevlisi olarak işe başladığını öğrendiğinde dünyalar onun oldu. Çalıştığı jeti o kadar çok seviyordu ki sık sık uçağın fotoğrafını paylaşıyordu. Eda sosyal medyayı kullanırdı. Özellikle Instagram’da gezip gördüğü neresi varsa paylaşıyor, fikirlerini uzun uzun anlatıyordu. Eda’nın yengesi Oya Saliha Sevinçer, “Benim güzel kızım Eda’m. Elime doğdu. Yengesini kırmaz, arar sorardı. Merhametliydi” diye anlatıyor. Tüm yakınları aynı şeyleri söylüyor: “Güler yüzlü, hayvansever, içten, vefalı...”
‘ŞAHİDİM, ASLA TECRÜBESİZ DEĞİLDİ’
Uçağın düşüşüyle ilgili birçok varsayım dolaşıyor. En çok bakımı sorgulanıyor. Düşen uçakta bir dönem Beril Gebeş ile çalışan,adının yazılmasını istemeyen kaptan pilot, “Kazayı 1 haftadır inceliyorum. İran’la bağlantılarımı da kullandım. Sebebini bulmakiçin gece gündüz araştırdım, ama bir yere varmak çok güç” diyor. “Zira tek bir sebep olması imkânsız görünüyor. Uçakta her şey,her zaman olması gerektiği gibiydi. Tüm bakımları tamdı. Kara kutuyu beklemek durumundayız.” Tecrübesi sorgulanan Gebeş’ineski erkek arkadaşı Savash Progham ise Twitter’dan bir açıklama yaptı: “37 yaşında, 10 yıllık çok iyi bir pilottu. İyi eğitimli birmühendisti. Kariyerine THY’de başlamıştı. Şahidim, asla tecrübesiz değildi ve işinde çok iyiydi.”