Uğur Dündar: Cumhurbaşkanı güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş döneminde güçlü olmalı
Habertürk'te Mehmet Akif Ersoy'un sorularını yanıtlayan gazeteci Uğur Dündar, Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçilmesi halinde güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş döneminde güçlü bir konumda olması gerektiğini söyledi
Gazeteci-yazar Uğur Dündar Habertürk'te Mehmet Akif Ersoy'un sorularını yanıtladı. Dündar, Millet İttiakı'nın önerdiği parlamenter sisteme geçişte Cumhurbaşkanının güçlü olması gerektiğinin altını çizdi.
Dündar'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
Meslekte 54. yılımı yaşıyorum. 54 yıl içinde öylesine siyasi fırtınalar, gelgitler, içinden çıkılmazg gibi gözüken labirentlerde yaşadık ki. Müthiş bir gözlem birikim sahibi oldum. Siyasette merhum Demirel'in dediği gibi 24 saatin bilebizim gibi gelişmekte olan ülkelerde çok uzun süreler olduğunu bildiğimden, o krizin patlak verdiği ilk andan itibaren mutlaka çözüm bulunacağını, geri alınmayacak sözler sarfetmekten uzak durulmasını yazdım, söyledim, sosyal medya hesabımda paylaştım.
"O KONUŞMA BİRAZ DA ASENA MERAL AKŞENER'Dİ"
Sayın Kılıçdaroğlu son derece demokrat, hoşgörülü, siyasetin sorun değil çözüm üretme alanı olduğu bilinciyle hareket eden ve Türkiye'yi içinde bulunmudğu demokratik çıkmazdan kurtarmak için adeta taşın altına bütün bedenini koyduğunu bildiğimden, Meral hanımın da o konuşması da biraz öğretmen Meral Akşener olarak değil sanki Asena Meral Akşener üslubuyla yapılmıştı. Biraz daha öğretmen Akşener olarak konuşmasını beklerdim. Maamafih onun da haklılığı vardı. Bu çerçevede çözüm üretebileceği inancındaydım. O arada çok sert yorumlar yapıldı, gerçekle örtüşmeyen gelecek tasavvurları, belden aşağı vuruşlar sergilendi. Bunların yanlış olduğuna inanıyorum. Bizler gazeteciler siyasi mühendisler değiliz, gerçeğe ayna tutuyoruz.Yurtsever olarak yurttaşlık görevimizi yerine getirerek kendi yorumlarımızı yapıyoruz. Bunun kazananı ve kaybedeni olduğuna inanmıyorum. Kazanan Türkiye'nin geleceğe dönük demokratik hamlesi oldu. Bizim tek adam rejimi dediğimiz, ki bana gör ucube sistem. Bunu herkes görüyor, başta da sayın Erdoğan görüyor. Yalnız bir adam şu anda. Bunları görerek deneyimli siyasetçiler olarak sayın Kılıçdaroğlu ve sayın Akşener'in Türkiye'nin neyi istediğini bilerek beklentilere cevap vermek için güzel bir sentez oluşturduklarını düşünüyorum.
"TEMEL BEY'İN BİLGE KİŞİLİĞİ ROL OYNAYACAKTIR"
Hem Cumhurbaşkanı ve hem de Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı olduğunu çok eleştiriyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu'nun veda konuşmasından anlıyoruz. Ben öncelikle Cumhurbaşkanlığı seçimin kazanılmasını, parlamentoda Millet İttifakı'nın arzu edilen çoğunluğu elde etmesini en önemli hedef olduğunu düşünüyorum. Şu anda koşullar neyi gerektiriyorsa ona göre davranmasının doğru olacağını düşünüyorum. Otobüsün üstünde sağında Mansur Yavaş, solunda Ekrem İmamoğlu. Dördü birlikte, sayın Meral Akşener'le birlikte. Bu dörtlünün Türkiye'de oy alamayacağı hiçbir yer olduğunu düşünmüyorum. Diğerlerinin de oy alacağı yerler var. Diyelim ki, Sayın Kılıçdaroğlu Karadeniz'de, onlar da Tokat'ta miting yapabilirler. Dolayısıyla o mu öne çıkacak, bu mu arkada kalacak tasavvurun gerçekleş örtüşmediğini düşünüyorum. Temel Karamollaoğlu'nun bilge kişiliği daima rol oynayacaktır. Sorunlarda, krizin yoğun olduğu anlarda da Temel Bey'in tarihi girişimler yaptığını zannediyorum. Kişiliğini bildiğim için. Yaklaşık 2 hafta önce kendisiyle geniş kapsamlı söyleşi yaptım. Temel Bey'i, merhum Erbakan döneminden tanırım.
"DEMOKRASİ AZINLIĞIN ÖNE ÇIKTIĞI BİR REJİMDİR"
Sivas'ta Madımak'ta yanlış anlaşıldı. Orada olayları önlemek için gayret sarfetmişti. Millet İttifakı'nda uzlaşıyı sağlayacağımı sağlıyorum. Manşet atsaydım 'İşte özlenen talo' derdim. Biz bunu aramıyor muyuz? Birlik bütünlük, Cumhuriyetimizin kurucsuu büyük Atatürk'e sonsuz saygı. Bilimi rehber edinerek Türkiye'nin bütün renklerinin saygıya değer olduğunu düşünerek. Türkiye'nin rengareng moziğinin orada çivi gibi durması önemli. Bence anayasaya aykırı değil. Yasalara saygılı olan sayın Kılıçdaroğlu ve Akşener taraından sahiplenilenecektir diye düşünüyorum. Benim demokrasi anlayışım çoğunluğun azınlığı yönettiği değil; tam tersine azınlık 1 kişi de olsa onun haklarının güvence altına alındığı; hatta ön plana çıkarıldığı bir sistem.
"SAYIN AKŞENER MASAYA SEÇENEK ZENGİNLİĞİ SUNDU"
Demokrasi güven rejimidir. Biz liderlerin ağzından çıkan herşeye güvenmeliyiz. Onlar da bizlerin güveneceğini varsayarak çok dikkatli söylemde bulunmalılar. Şimdi bir restorasyon dönemi başlıyor. Demokrasi restore edilecek, çağdaş görünüme kazandırılacak, evrensel kurum ve kuruluşlarıyla işler hale getirilecek. Türk toplumu olarak tekrar hem çok sesliliği yaşayacağız, hem de insanlar düşüncelerinin bilinmez bir akıbet, hatta tehlikelerle dolu akıbet hazırladığını hesaplamaksızın bilgi sahibi olduktan sonra fikir sahibi olabilecekler.Çok taze bir kriz sonrasını konuşuyoruz. Dün kriz aşıldı biz bugün konuşuyoruz. Bunlar kolay halledilecek meseleler değil. Ben 'nasıl olsa bir aday üzerinde anlaşırız' diye değerlendirdim ve anlaşıldı. Zaten fikirlerin çatışması çok doğal. Fikirler çatışmazsa hakikat doğmaz. Uzmlaşı demek böyle bir şey. Biz bunları yaşamazsak, tıpkı tek adam rejiminde olduğu gibi tek doğru budur dersek gerçekleri ıskalarız. Sayın Meral Akşener'in masaya seçenek zenginliği, fikir zenginliği sunduğu kanısındayım. Sayın Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı adayı, bir tarafında sayın Yavaş, öbür tarafında sayın İmamoğlu, harikülade bir formül.
"GEÇİŞ SÜRECİNDE MUTLAKA GÜÇLÜ OLMAK ZORUNDA"
Ben sayın Kılıçdaroğlu'nun bunu özenle değerlendireceğini, hiçbir kırgınlık yaratmadan dünya demokrasi tarihinde örnek modelle Türkiye'nin sorunlarını çözmeye soyunacağına adım gibi inanıyorum. Bence kötü düşünmek için hiçbir neden yok. Daima iyimser olmamız, daima pozitivist olmamız. Yarın da tartışma olabilir; o da çözülür. Sayın Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin seçimden hemen sonra çözüm bekleyen sorunlarını fazla ötelemeden çözebilmek için kelimenin tam anlamıyla güçlü bir Cumhurbaşkanının sergilenmesi gerekir. Aksi takdirde sorunlar yumağını çözmek zaman alır ve o arada iktidar yıpranır. Cumhurbaşkanı geçiş sürecinde mutlaka güçlü olmak zorunda. Bu arada istişare sistemi bence hayata geçirilecek ve sayın Kılıçdaroğlu çok önemli kararlar öncesinde mutlaka ortaklarının düşüncesini alacaktır. Yargı bağımsızlığı nasıl olabilir o güç kullanılmazsa, Türkiye'nin bir yığın sorunu var. Bunlar ancak sayın Kılıçdaroğlu'nun 'şunu yapacağım, şunu çözeceğim' dediği sorunların hepsi güçlü bir iradeyle çözülür.Tek adam değil, Kemal Bey ne kadar ulaşmacı ve demokrat kişiliğe sahip olduğu geride bıraktığımız birkaç gün içinde gösterdi.
"KEMAL BEY O PARANIN NASIL GETİRİLECEĞİNİ BİLİR"
Güçlendirilmiş Parlamenter sisteme geçinceye kadar gayet tabi güçlü Cumhurbaşkanı olmalı. Sorunların elverdiği zamanlama ile geçebiliriz. Yargının bağımsızlığı, bürokraside tahrip edilmiş kurumların onarılması, Türkiye'de k ilit noktadaki bürokratların değerlendirilmesi birkaç içinde değerlendirilir. İlk 100 günde çok radikal önlemler alınmazsa iktidar süratle yıpranabilir. Çok hızlı icracı olunmalıdır. Zaten tahmin ediyorum ki, o planlama yapılmıştır. İsimlere varıncaya kadar belirlenmiştir. Kemal Kılıçdaroğlu hesap uzmanlığından gelme. Onların zamanlarını iyi biliyorum, TRT'deydim. Hesap uzmanlığı devletin en değerli bürokratların görev yaptığı kurumdu. Tansu Çiller zamanında yıprandı. O bürokratlar daha sonra özel sektörün en güçlü kurumlarında konumlarındaydı. Kemal Kılıçdaroğlu 318 milyar doları ben getireceğim diyorsa bunun nasıl getirileceğini, hangi yöntemlerle getirileceğini, diyelim ki Afganistan mağaralarına getirildi o paralar, bunların hepsini nasıl alınacağını değerlendirmiştir diye düşünüyorum.
"YETER Kİ O HAKİM VE SAVCILARA GÖREV VERİLSİN"
Bizim geride bıraktığımız dönemde yaşadığımız çileleri anlatamam size. Benim bir kız evladım var. Geçenlerde durup dururken ağlamaya başladı. 'Niçin ağlıyorsun yavrum ben sana iyi baba örneği sunamadım mı?' dedim. 'Hayır baba yaşadıklarımızı düşününce ağlıyorum' dedi. Biz bize yapılanların aynısını onlara yapalım düşüncesinde olmayacağız. İnsanların ailelerini taciz etmeyeceğiz, onları korkutmayacağız. Ne yapacaksak bağımsız yargı yapacak. Bir ülkede yargı kararlarına kurulan güven sarsılmışsa, başka hiçbir kuruma güvenilmez. Sıkıyönetim dönemlerinde, askeri yönetim dönemlerinde bile. Sevgili Müjdat Gezen ve Savaş Dinçel'i zincirlediler, prangaladılar o şekilde çıkardılar mahkeme huzuruna ve oranın yargıçları beraat ettirdi. Şu anda yargımızda kenara, kıyıya itilmiş çok değerli hakim ve savcılar olduğuna inanıyorum. Hukukun üstünlüğüne inanmış, yargı mensuplarının olduğuna inanıyorum. Yeter ki onlara görev verilsin.
"TEK ADAMA BAĞLI OLUNCA SİSTEM PARALİZE OLUYOR"
Sisten değişikliği çok sancılı olacak. Sistem dediğimiz tek adam sistemi. Daha doğrusu sistem karmaşası. Depremde 48 saat paralize oldu devlet aygıtı. Kahramanmaraş'ta 48 saat arama kurtarma ekipleri gelmemiş. Neden oldu bu? Oradaki yetkililer bu alanda görev alacak bürokratlar yukarıya, bakanlara baktılar. Bakanlar sayın Cumhurbaşkanına baktılar. Tek adama bağlı olunca sistem paralize oluyor. Yetkililer de yetkilerini kullanmaktan tereddüt eder hale geliyorlar. Bir depremde ilk 48 saat o kadar hayati önem taşıyor ki. Biz gittiğimizde kepçeler, iş makinaları patı kütür enkaz kaldırıyordu. 4 gün sonra o enkazdan canlı insanlar çıktı. Böyle bir şey olur mu Allah aşkına!
"HDP'NİN KEMAL BEY'İ DESTEKLEYECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM"
Şu ana kadar neyin nasıl yapılacağı kendi aralarında uzun uzun konuşuldu, tartışıldı, mutabakat metinleri imzalandı, 2500 madde kamuoyuna sunuldu. Bundan sonra 'şu konuda uzlaşalım mı' diye sekteye uğratmak sözkonusu olamaz. HDP'nin Kemal Bey'i destekleme konusunda mutabık kalacaklarını düşünüyorum. HDP'iz birinci turda sonuç alınabileceğini düşünmüyorum. Hatta Muharrem İnce ile de görüşülebilir. Buraya gelirken konuştum kendisiyle, şu anda aranmış değil. Dedim ki, 'Sayın Altan Öymen'le Hikmet Çetin'le görüşme oldu mu?' diye sordum. 'Böyle bir şey olura niçin görüşmeyeyim' dedi. Sıcak baktığını söyledi. Zaten Kemal Bey'le arada görüşüyorlar. HDP mulaka olacak.
"SAYIN İNCE GÜÇLÜ BİR RÜZGÂR ESTİRİYOR"
Sayın İnce eğer toplum kendisine görev verirse ondan da imtina etmez. Yani görüşme görevi verirse mutlaka gereğini yapar. Şu anda sayın İnce'nin de rüzgarının güçlü estiğini söyleyebilirim. Şu anda ayın Muharrem İnce televizyon programına katılıyor müthiş rayting alıyor. Sosyal medyada destek çok büyük. Sosyal medya raytingi sandığa ne kadar yansır bilemiyorum. Sayın İnce 'mesela Şanlıurfa'da tüm sandıklara millet ittifaklara gözlemci koyacak mı, bunların telefonla aranması gerçekleştirildi mi?' Bu hakikaten önemli, sonra bana gelen geri dönüşümden anladım, evet yapılmış. Şu anda yasal mevzuatın ne emrettiğini açıkçası bilmiyoruz. Hukukçular bunu yorumlayacaktır. Demokrasi farklılıkları bir araya getirme ve yönetme sanatıdır. Vatan sözkonusu olunca gerisi teferruat. Seçimden sonra kriz beklemiyorum. Herşeyin çok güzel olacağına inanıyorum.