Usta yazar Paul Auster hayatını kaybetti
Bir süredir akciğer kanseriyle mücadele eden, dünya edebiyatının en önemli eserlerinden New York Üçlemesi'nin yazarı Paul Auster, 77 yaşında, Brooklyn'deki evinde hayatını kaybetti.
Edebiyat dünyası ve okurlar için acı bir gün. 1980'lerde edebiyat dünyasında adını duyurmaya başlayan "New York" denilince adı ilk akla gelen yazarlardan olan usta romancı, senarist Paul Auster hayatını kaybetti. Arkadaşı Jacki Lyden, 77 yaşındaki Auster'in Brookly'ndeki evinde akciğer kanserinden kaynaklanan komplikasyonlar nedeniyle hayata gözlerini yumduğunu açıkladı.
Times Literary Supplement of Britain "Amerika'nın en olağanüstü yaratıcı yazarlarından biri" olarak tanımladığı Auster, aralarından 'New York Üçlemesi'nin de bulunduğu 34 kitap yazdı.
UNUTULAN BİR KALEMLE BAŞLAYAN YAZARLIK
Paul Auster 1947'de Newark, New Jersey'de doğdu. Auster'a göre yazarlık hayatı, sekiz yaşındayken beyzboldaki kahramanı Willie Mays'ten imza almayı başaramadığı zaman başladı; çünkü ne kendisi ne de ailesi maça giderken yanlarına kalem almamıştı. Auster o günden sonra her yere kalem götürdü. 1995 yılındaki bir makalesinde şöyle yazdı: "Cebinizde bir kalem varsa, bir gün onu kullanmaya başlama isteği duyma ihtimaliniz yüksektir."
14 yaşındayken bir yaz kampında yürüyüş yaparken kendisinden birkaç santim ötedeki bir çocuğun yıldırım çarpmasına ve anında ölmesine tanık oldu; bu olay hayatını "kesinlikle değiştirdiğini" söylediği ve "her gün" düşündüğü bir olaydı. Eleştirmen Laura Miller, 2017'de "Şans, anlaşılır bir şekilde kurgusunda yinelenen bir tema haline geldi" diye yazmıştı.
Paul Auster, 1970'lerin başında Paris'e taşınmadan önce Columbia Üniversitesi'nde okudu; burada çeviri de dahil olmak üzere çeşitli işlerde çalıştı ve üniversitedeyken tanıştığı kız arkadaşı yazar Lydia Davis ile birlikte yaşadı. İkili 1974'te ABD'ye döndü ve evlendi. Çiftin 1977'de Daniel adında bir oğulları oldu, ancak kısa süre sonra ayrıldılar.
Ocak 1979'da Auster'in babası Samuel öldü ve bu olay, yazarın 1982'de yayınlanan ilk anı kitabı Yalnızlığın İcadı'nın temelini oluşturdu. Bu kitapta Auster, baba tarafından büyükbabasının büyükannesi tarafından vurularak öldürüldüğünü açıkladı. Auster, babasıyla ilgili olarak "Bir erkek çocuk, bir erkek olarak bundan etkilenmeden bu tür şeyleri yaşayamaz," diye yazdı.
Auster 1985'te New York Üçlemesi'nin ilk romanı olan Cam Kent'in yayımlanmasıyla adını edebiyat dünyasında duyurdu. Kitaplar görünüşte gizemli hikayeler olsa da Auster bu formu kimlikle ilgili varoluşsal sorular sormak için kullandı.
Usta yazar 80'ler, 90'lar ve 2000'ler boyunca düzenli olarak kitap yayınladı; Aralarında Ay Sarayı (1989), Şansın Müziği (1990), Yanılsamaların Kitabı (2002) ve Kehanet Gecesi (2003)'nin de bulunduğu bir düzineden fazla roman yazdı. Ayrıca Wayne Wang'ın yönettiği Smoke filminin senaryosunu yazarak sinemaya da dahil oldu ve bu filmle 1995'te en iyi ilk senaryo dalında Independent Spirit ödülünü kazandı.
Auster, 1981 yılında yazar Siri Hustvedt ile tanıştı ve ertesi yıl evlendiler. 1987'de şarkıcı ve oyuncu olan Sophie adında bir kızları oldu.
Yazar, Avrupa'da ülkesi ABD'den daha iyi tanınıyordu: 2007'de New York dergisinde yayınlanan bir makale onun için şöyle yazıyordu: "Auster Paris'te bir rock yıldızı." 2006'da İspanya'nın Asturias Prensi edebiyat ödülüne layık görüldü ve 1993'te Leviathan'la kendisine Prix Médicis Étranger ödülü verildi.
Nisan 2022'de Auster ve Davis'in oğlu Daniel aşırı dozda uyuşturucudan öldü. Mart 2023'te Hustvedt, Auster'ın kanser tedavisi gördüğünü açıkladı. Yetmiş yaşında dul bir yazar hakkındaki son romanı Baumgartner Ekim ayında yayımlandı.
Romancı Joyce Carol Oates 2010'da Auster'ı "Olay örgüsünün temelinin sürekli değiştiği son derece stilize, ilginç derecede bilmeceli postmodernist kurgusuyla" tanındığını yazmıştı.
Hikâyelerinde sıklıkla rastlantı, şans ve kader temaları işlenir. Kahramanlarının çoğu yazardır ve eserleri kendine referanslıdır; ilk romanlardaki karakterler daha sonraki romanlarda da yeniden karşımıza çıkar.
