Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Yaratıcısı 13 yıl önce Habertürk’e konuşmuştu! Yine ağzımız açık izleyeceğiz: Bu kez ölü hayvanları diriltiyor | Sağlık Haberleri
        1

        Bundan tam 13 yıl önce bir Haziran günüydü. O zaman Habertürk Gazetesi’nde çalışıyordum ve bir röportaj için İstanbul Modern Müzesi’ne doğru giderken yanımda her şeye merak duyan gazeteci arkadaşım Nilay Örnek de vardı. Dünyaca ünlü Gunther von Hagens ile röportaj yapacaktım. Hani şu ölü bedenleri inanılması güç şekillere dönüştürüp kendi tekniğiyle çürümez hale getiren anatomist.

        2

        KADAVRALARA CAN VEREN ADAM

        “İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri” kapsamında, “Body Worlds Orijinal Vücut Dünyası -Yaşam Döngüsü” sergisi için birlikte çalıştığı eşi Dr. Angelina Whalley ile birlikte Türkiye’ye gelmişti. Dünyanın her yerinde ilgiyle izlenen sergisiyle ilgili röportajda sergiye ait detaylardan çok kendi merak ettiklerimi sormuştum. Bakışlarını delici ve biraz da ürkütücü bulduğumu hatırlıyorum. Tanıştığımız andan itibaren sanki hayatım son bulduğunda beni neye benzetebileceğini düşünüyormuş gibi hissettim. Kafamdaki sorunun cevabını röportajın sonunda aldım. Gözünde beni bir dansçı, Nilay’ı ise koşucu olarak canlandırdığını söylemişti. İkimizin de gazeteye bu seçimlerden memnun döndüğümüzü hatırlıyorum.

        3

        TÜM ZAMANLARIN EN UZUN SÜRE AÇIK KALAN SERGİSİ

        “Plastinasyon” yöntemiyle çürümez hale getirilen ve 200’den fazla insan bedeninin bulunduğu ders niteliğindeki bu sanatsal sergiyi Türkiye’de o tarihte 9 ayda tam 400 bin kişi ziyaret etmişti. Bu, o dönem için bir rekordu. Bugüne dek 6 kıtada, 34 ülke ve 140 şehirde 50 milyondan fazla ziyaretçiyi ağırlayan sergi tüm zamanların en uzun süre açık kalan sergisi olarak biliniyor.

        4

        ÖLÜ HAYVAN BEDENLERİNE SANATSAL YAKLAŞIM

        O yıllarda çalışmaları dünyanın her yerinde çok tartışılan Dr. Gunther von Hagens, rahatsızlığı nedeniyle İstanbul’daki bu yeni sergiye kendi gelemedi ama iş ortağı olan eşi Dr. Angelina Whalley açılışı 1 Aralık’ta yapılan sergi için yeniden Türkiye’deydi. İstanbul, bu defa çiftin “Body Worlds; Animal İnside Out - Gerçek Hayvanların Anatomi Sergisi” ne ev sahipliği yapıyor.

        5

        Geliştirdiği “Plastinasyon” adlı teknikle (13 yıl önce yaptığımız röportajda bunu “kusursuz mumyalama tekniği” olarak da adlandırdığını söylemişti.) bilim dünyasında devrim yaratan Dr. Gunther von Hagens, çürümez hale getirdiği hayvan bedenlerini “Bu nasıl olabilir!” dedirten bir şaşkınlık yaratarak sanatsal bir yaklaşımla ortaya koyuyor.

        6

        HAYVANLAR DA SAYGIYI HAK EDİYOR

        Küratörlüğünü Dr. Angelina Whalley’in üstlendiği serginin ülkemizdeki bilimsel danışmanlığını İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa yapıyor. Bilim ve sanat çevreleri bunu dünyanın en kapsamlı hayvan anatomi sergisi olarak değerlendiriyor ve “Bu sergi size hiçbir yerde alamayacağınız çok büyük bir ders imkânı sunuyor” yorumunda bulunuyor. Serginin amacı teorik bilgileri pratiğe dökmek, hayvan iç organlarının karmaşıklığını ve farklı türlerin anatomilerini anlaşılır şekilde sunmak. Bir başka amaç ise hayvanların yaşamlarına daha fazla saygı gösterilmesini sağlamak. Meraklıları, sergide yer alan hayvanları izlerken kendilerini farklı bir safariye katılmış veya bir film platosunda geziyormuş gibi hissedebilir. Hayvanları birer birer incelediklerinde ise bunun ne kadar büyük ve zahmetli bir ders olduğunu fark edeceklerdir. Sergiyi gezerseniz bildiğiniz fili, ayıyı, deve kuşunu, yılan balığını, zürafayı, ahtapotu unutacak ve onlara bambaşka bir gözle bakıp bunu gerçekleştiren hayal gücü ile yetenek ve cesarete şapka çıkaracaksınız.

        7

        DR. ANGELİNA WHALLEY: ARZUM PLASTİNASYON TEKNİĞİYLE FLAMENKO DANSÇISI OLMAK

        Gelelim estetik dokunuşları ile serginin sanatsal yönünü ortaya koyan Dr. Angelina Whalley ile basın toplantısından hemen önce Habertürk.com için yaptığım kısa röportaja.

        8

        * Öldükten sonra plastinasyon yöntemiyle kusursuz bir mumyaya dönüştürülmek ister misiniz? Eğer yanıtınız “evet” ise nasıl görünmeyi hayal edersiniz?

        Üzerinde çalıştığımız bedenler bize bir organizasyon aracılığı ile veriliyor. Ölümümden sonra uzuvlarımın nakil için kullanılmasını ve başka kuşaklara kalmasını ben de isterim. Bedenim üzerinde çalışacak kişilere “bana şunu yapın veya şu şekle dönüştürün” diyemem. Karşılarına çıkarıldığımda ne yapacaklarına onlar karar verirler. Çünkü bir ölünün vücudundan yapılacak şeyler birden çok faktöre bağlıdır. Bu noktada “ölüm ne zaman gerçekleşmiş” “vücutta çürüme başlamış mı?” gibi işin şeklini değiştirebilen pek çok faktör bulunur.

        9

        *Arzunuz ne olurdu peki?

        Flamenko dansçısı olmak isterdim. Çünkü yaklaşık 18 yıldır bu dansı yapıyorum.

        10

        *İşinizi yaparken seçiminizi neye göre gerçekleştiriyorsunuz?

        İşimizi yaparken mükemmel bir vücudun peşine düşmüyoruz. Tam tersine hayatın çeşitliliği içinde farklı yönleri de ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Çalıştığımız insan veya hayvan bedenleri yaşlı veya hasta kişilere de ait olabilir.

        11

        *Sizin için bu serginin başarısı nedir? Para mı? Ziyaretçi sayısı mı? Yorum ve beğeniler mi?

        Ben bir doktorum ve asıl amacım bu sergi yoluyla insanların görüşlerinde değişiklik ve farkındalık yaratmak. Body Worlds’un ilk sergisi insan üzerineydi ve orada sağlık temasını işledik. İnsanın sağlıklı ve uzun yaşaması için yapılması gerekenleri. Hayvan sergimizde ise konu sağlık değil. İnsan hayvan benzerlikleri, hayvanların da beslenmeye, hareket etmeye, nefes almaya ihtiyaçları olduğunu hatırlatmak. Onların da tıpkı insanlar gibi hakları olduğunu unutmamalıyız. Amacımız bu farkındalığı yaratmak.

        12

        *Ölü bir insanın bedenini mi yoksa bir hayvanın bedenini mi hazırlamak daha zor?

        Bizim işimiz ve uzmanlığımız insan anatomisi. Bu nedenle bir hayvanı hazırlamak çok daha zor geliyor. Ayrıntılarda büyük fark var. Bu nedenle hayvanlarla ilgili anatomik hazırlık yaparken çok daha dikkatli olmalıyız.

        13

        *En zorlandığınız iş hangisiydi? Bunu büyüklük ve ağırlıktan ayrı olarak soruyorum.

        Yaptığımız işin büyüklük ve ağırlıkla çok ilgisi var aslında. İnsan vücudunu bir yerden bir yere taşımak zor değil. Oysa 3.2 ton ağırlığındaki fil Samba ile bunu yapamıyoruz. Taşımak için vinçlere, sistemlere, makinelere ihtiyaç duyuyoruz. Bu tür durumlar kazalara daha açık oluyor. Dolayısıyla fil oldukça yorucu ve zaman alıcıydı. Yaklaşık 3 yılımızı aldı. Çalışma saati olarak ise 60 bin saat diyebilirim.

        14

        *Hiç büyük bir kazayla karşılaştınız mı? Bu nedenle sergiye koymak istediğiniz ama koyamadığınız bir eser oldu mu?

        Büyük bir kaza yaşadık diyemem. Ufak tefek aksilikler oldu belki ama bugüne dek hepsini onarmayı başardık. Bedenlere uyguladığımız plastinasyon tekniği dokuya güç veriyor. Bu nedenle yaptığımız tüm çalışmalar asırlar boyunca sürüyor ve stabilitelerini kaybetmiyor.

        15

        *Sergide sizi en çok sevindirecek şey ne olur?

        2010 yılındaki sergimiz İstanbul ve Ankara’da çok ilgi çekmişti. Ben Türk insanının yeniliğe çok açık olduğunu düşünüyorum. Dikkatimi çeken şeylerden biri de Türklerin ailelerine olan bağlılıkları. Bu nedenle bu sergiyi çocuklarıyla birlikte gezmelerinin çocukların eğitimine katkı sağlayacağı düşüncesindeyim. Bunun gerçekleşmesi beni mutlu eder.