Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Gelecek yılın asgari ücreti yüzde 21.5 artırıldı. Genel enflasyonun üzerinde ama gıda enflasyonu ile tam olarak başa baş. Kasım itibariyle son bir yılda gıda ve alkolsüz içecek fiyatlarındaki artış yüzde 21.06. Geliri düşük grupların harcama sepeti içinde gıdanın payı yüzde 30’la en yüksek düzeyde.

        Yüzde 21.06’lık gıda fiyat artışı, yüzde 14.03’lük tüketici genel enflasyonun yüzde 50 üzerine çıktı. Aradaki fark büyüdü.

        ÜRETİCİ-TÜKETİCİ MARJI BÜYÜYOR

        -Elbette tüketici fiyatları için dönüp üretici fiyatlarının durumuna bakmak lazım. TÜİK verileri ile tarım üretici fiyat artışı son bir yılda yüzde 20.76 vardı. Bir Üretici ile tüketici gıda fiyatları arasında bir yılda 0.3 puan gibi küçük bir rakamın önemi mi olur denilebilir.

        -Ama vadeyi son 5 yıla çıkardığımızda fark giderek büyüyor. Tarım üretici fiyatları yüzde 91.29 artarken TÜFE içindeki gıda grubu yüzde 98.63 yükseldi. 5 yılda oluşan 7.34 puanlık fark ciddi büyük. Üretim dışındaki zincirin maliyetleri ve kar marjı geçmişte de vardı. 5 yılda bu kadar fark daha üzerine eklendi demek.

        -Gıdada bu yıl yaşananlar çok ilginç hem geçmiş yıllarda yaşananlara hem de gelecekte karşılaşacaklarımızın göstergesi gibi.

        REKLAM

        ÜRETİM FİYATI ETKİLEMEZ Mİ?

        -TÜİK dün yılın ikinci ve son tarım üretimi tahminlerini açıkladı. Tabi bu tahminler Tarım Bakanlığı’nın verilerine dayanıyor. Tahıl, sebze ve meyve olarak toplam üretim bu yıl 124.1 milyon tona ulaşıyor. 2019’da rakam 117.2 milyon tondu.

        -Artış 6.9 milyon ton veya yüzde 5.9. Gayet iyi bir artış. Nüfus artışının üç katı kadar. Turist dersen bu yıl yok. Tüketimde turistlerden kaynaklı azalma var.

        -Buna karşılık gıda enflasyonu genel enflasyonun yüzde 50 üzerinde. Hatta genel enflasyonun sürükleyicisi gıda olmuş. 14.03’e çıkan TÜFE’nin 4.80 puanı veya yüzde 34’ü gıdadan geldi.

        GİRDİLERİN YARISI İTHAL

        -Üretim dışı gıda zincirinde sorun var ancak gıda fiyat artışındaki etkisi bu yıl sınırlı. Asıl artış üretici fiyatlarından geliyor. Üreticinin maliyeti yükseldi. Maliyet artışı da büyük ölçüde kur artışı kaynaklı. Dolar kuru kasım ayı başına kadar yüzde 44’e varan artış kaydetti ya, onun maliyeti.

        -Çünkü tarımda üretimde ithal girdi sanayiden daha yüksek. Mazot ithal, gübre ithal; ekipman, ilaç, tohum kısmen ithal. Girdilerin yaklaşık yarısı ithalatla karşılanıyor ve dolar ne kadar artıyorsa maliyetler o kadar yükseliyor.

        Üreticiden başlayan fiyat artışı her zinciri besleyerek gidiyor.

        -Bir da hava koşullarından dolayı üretimi düşen ürünler var. Üretim azalmasının affı hiç yok. Ceza, yüklü fiyat artışı olarak geliyor. Mesela bu yıl üretimin bol yılı ama hava koşullarının üretim düşüşüne yol açtığı her üründe fiyatlar katlanarak artmış. İşte TÜİK verileriyle bunun bazı örnekleri.

        REKLAM

        PORTAKALI SOYDUM…

        -Bir kış meyvesi olan portakalın fiyatı mevsiminde yüzde 60 arttı. Üretim kaybı ise yüzde 21.5 kadar ve mayıs ayındaki hava bozulmasından kaynaklandı. Ancak üretim kaybı ile orantısız ve ölçüsüz bir fiyat artışı olduğunu da gerçek. Bu da piyasa oyuncularının kâr hırsından, spekülasyondan kaynaklanıyor. Aynen portakalı soyup enflasyon sepetine koyuyoruz.

        -Kış sebzesi karnabahar da bu yıl yüzde 77 zamlandı. Gerekçesi ise yüzde 7.7’lik üretim kaybı. Üretim kaybının 10 katı fiyat artışı, aynen borsada küçük hisse senetlerine örgütlenerek giren bireysel yatırımcıların kazancını hatırlatıyor.

        -Sivri biberin fiyatı yüzde 52 arttı. Nedeni de üretimin bu yıl yüzde 7 azalması. Ebette böyle bir fırsat kaçmaz. Eski Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel’in 20 yıl önce dediği gibi, sivri biberi acaba enflasyon sepetinden çıkarmak mı lazım? Tam bir spekülasyon aracı oldu çıktı.

        FASULYE ÜRETİMİ % 24, FİYATI % 42 ARTTI

        -Kuru fasulyede bir yıllık fiyat artışı yüzde 42. Üretimi ise uzun yıllardan sonra 55 bin ton artışla 280 bin tona çıktı ve yüzde 24 arttı. Pandemi nedeniyle köyüne dönen fasulye ekti demek.

        -Peki üretim sıçramasının fiyat artışını sınırlayıcı etkisini niye göremedik? Belirtelim ki, bakliyat tüketimi dünyada da karantinadan dolayı arttı. Stok yapmaya elverişli bir ürün. Dünya fiyatları biraz yukarı gitti.

        -Türkiye ise fasulye ithal etmeye devam ediyor. Kendi kendine yeterlilik oranı yüzde 70 ile düşük düzeydeydi. Hala daha açık kapanmadı ve yurtiçi talep artışı ile bastılar zammı.

        REKLAM

        ÇORBAYA DOLAR KARIŞTI

        -Mercimek bir yılda yüzde 68 zamlandı. Neden acaba? Üretim yüzde 6 arttı ama talebi karşılamaya yetmez. Çünkü yeterlilik oranı yüzde 75’lerde. Kanada’da ürettirip ithal ediyoruz. Bu nedenle işin içine kur artışı giriyor.

        -Dolarda bir ara yüzde 45’i bulan artış şimdi yüzde 25’e kadar indi. Kur artışının etkisi olsa olsa fiyat artışının yarısını açıklar. Talep artışı ile birlikte spekülasyonu eklediğimizde ancak yüzde 68’lik artışı buluruz.

        YAĞDA DUBLE ARTIŞ

        -Bitkisel yağlar da bu yıl sıkıntılı. Çünkü üretimi azaldı, dünya fiyatları da yukarı gidiyor. Türkiye ise bitkisel yağ ihtiyacının üçte birlik kısmını ithalatla karşılıyor. Dünyada ana fiyatı artıyor, Türkiye’de kur artmış, ediyor duble artış.

        -Bu artış yanına zeytinyağını da çekebilir. Nitekim son bir yılda zeytin fiyatı yüzde 9 artarken zeytinyağı fiyatı yüzde 15 yükseldi. Üstelik zeytinin yok yılı ve üretim yüzde 14 azaldı, bunun sonuçları da 2021’de görülebilir.

        DÜNYA BİRİNCİSİ ÜRÜNDE % 32’LİK FİYAT ARTIŞI

        -Enflasyona yol açması bakımından ilginç son bir örnekle noktalayalım. Ayva üretimi Türkiye’de boldur. Hatta bazı yıllar toplanmadan dalında bırakılır. Dünya ayva üretiminin yaklaşık yüzde 40’ını Türkiye yapar ve ilk sırada gelir.

        -Yine TÜİK’in verilerine göre 2020’de ayva üretimi yüzde 4.8 artışla 189 bin tona çıktı. Üretim arttı, ihracat yok, turist de yok. Maliyetler yönüyle ithalat bağımlılığı en az olan ürünlerden biri. Ama ayva fiyatı son bir yılda yüzde 31.7 yükseldi.

        REKLAM

        -Üretiminde dünya birincisi olduğumuz, tüketimine müşteri bulamadığımız ayvanın fiyatı bir yılda gıda fiyatları ortalamasını yüzde 50 geçti. Tam olarak fiyatlama davranışlarının nasıl bozulduğuna, enflasyonda ayvayı yediğimize iyi bir örnek.

        SORUN ÜRETİMİN ÖTESİNDE

        -Fiyat artışlarına neden çok. Bir o neden, bir bu neden, bir yoktan neden derken hane halkının en büyük harcama kalemi gıda fiyat artışına öncülük ediyor. Üstelik üretimin bol olduğu bir yılda.

        -Çünkü sorun üretimde değil, dövize dayalı maliyetlerde, sorun üretim dışı zincirin diğer halkalarında. Gıda enflasyonu düşürmek için üretim ötesi önlemlere yönelmek gerekiyor.

        Diğer Yazılar