Hayır sadece samuray değil merhametli samuray
Bayram Oteli’nin enkazında kaybettiğimiz Atsushi Miyazaki doktor değil, çatışma çözümleri ve müzakere uzmanıydı. Çatışma bölgelerine uluslararası insani yardım alanında yetişmişti. Dünyanın Fukuşima depremzedelerinin yardımına koşmasından etkilenip o da yardım gönüllüsü olmuştu. Henüz çok yeniydi. “Merhametli savaşçı” anlamına gelen adının hakkını vermek için daha yapacağı çok iş vardı...
Atsushi Miyazaki dahil üç gönüllü ile Van’a yardım elini uzatan “Association for Aid and Relief”, Japonların AKUT’u değildi. Arama-kurtarma faaliyeti için değil, mültecilere ve kendi yurdunda evsiz kalanlara yardım amacıyla, ihtiyaç anında her işin ucundan tutmak üzere kurulmuştu 1979’da. “Japon insanının içindeki iyilik ve şefkati dünyaya yaymak amacıyla...” diyordu kuruluş bildirisinde. Bu uğurda gönüllülerini kaybettiği de olmuştu. AAR Başkanı Fusako Yanase, sıtma ve trafik kazalarına kurbanlar verdiklerini, ancak ilk kez bir gönüllünün enkaz altında kalarak can verdiğini söylüyordu. O gönüllü, Kurban Bayramı’nda kurban kestirip afetzedelere dağıttıktan sonra bayramın son günü Bayram Oteli’nde ihmal kurbanı olan Atsushi Miyazaki’ydi. AAR’nin elini uzattığı coğrafyaların tamamı birer barut fıçısı, oralarda gönüllü olmak ateşten gömlekti. 1990’larda dünyanın gözü önünde inanılmaz bir soykırımın yaşandığı Ruanda mesela. Hutu’ların maşetlerle yüz binlerce Tutsi’yi katlettiği o ülkede, okuma-yazma nedir bilmeyen yetişkinlere eğitim vermişlerdi. Zambia’da sıtmayla mücadeleden, Asya’nın en kanlı zeminlerine uzanmışlardı. Kamboçya’da binlerce mayın kurbanı engelliye tıbbi yardım, tekerlekli sandalye götürmüş, Myanmar’da amputelere eğitim vermiş, zihinsel engelli çocukları evlat edinmiş, Afganistan’da kara mayınlarına karşı hayatta kalmanın yollarını öğretmişlerdi. Tacikistan’daki Afgan mülteci kamplarında yemek dağıtmışlardı. Ve kara mayınlarının yeryüzünden silinmesi için yürütülen kampanyanın aktif aktörleri olmuşlardı.
İNSANLIK ADINA
Bu sicile bakınca bir afet bölgesi olarak Van elbette hafif kalıyordu. Aç ve açıkta kalanlara şefkat gösterip, gıdadan giyeceğe ne gerekiyorsa, bunların dağıtımı için koşturacaklardı. Hazır bayram gelmişken, 200 kiloluk dana kestirmek de vardı gönüllülüğün lügatinde, çoluk çocukla oynayıp onların gönlünü hoş etmek de. Ama deprem bölgesinde, enkaz altında kalıp ölmek yoktu hesapta. Ertuğrul Özkök, Atsushi Miyazaki için “samuray” diye yazdı. Doğru o bir samuraydı, ancak elinde kılıcı yerine, yüreğinde merhameti vardı. Aynı Atsushi adının anlamı gibi; “Merhametli savaşçı.” Japonya’nın Oita ilinden Miyazaki, çatışma çözümleri ve müzakere alanındaki yüksek eğitimi İngiltere’de almıştı. Çatışma bölgelerinde uluslararası insani yardım alanında uzmandı. Bir süre kamu hizmeti verdikten sonra, en son bir sivil toplum kuruluşunun gönüllüsü olarak Filipinler’de beş yıl süreyle çocukların eğitimi alanında görev yapmıştı. Geçen 11 Mart’ta Fukuşima’yı vuran o korkunç deprem ve tsunami felaketi hayata bakış açısını değiştirmişti. Sadece zengin ülkelerden değil, kalkınmakta olan ülkelerden de Japonya’ya oluk oluk yardım aktığını görmek Atsushi Miyazaki’yi etkilemişti. Böylece, Japonya’nın mülteciler ile muhtaçlara yardım amacıyla kurulan ilk uluslararası örgütü olan AAR’ye katılmaya karar verdi. Başvurusunda şöyle yazıyordu: “Japonya’nın büyük doğu depremi kurbanlarına yoksul ülkelerden de yardım eli uzandı. Bu sayede, ülkeler arasındaki işbirliğinin insanlığı nasıl ayakta tuttuğuna yeniden tanık oldum. Çatışma çözümleri alanındaki tecrübemi, dünyanın dört bir yanındaki muhtaçlara destek olarak göstermek istiyorum. Barışı tesis etmek için, zor koşullarda yaşayan insanlara yardım etmekten daha iyi bir yol olabilir mi?” Böylece Miyazaki geçen haziran ayında AAR’ye kabul edildi ve ağustosta örgütün Tokyo merkezinde eğitime başladı. 1 Eylül itibarıyla da resmen AAR kadrosuna girdi. 26 Ekim itibarıyla Van görevi bekliyordu Miyazaki’yi. Yumeka Ota ve Miyuki Konnai ile birlikte afetzedelere acil yardım için Türkiye’ye gönderildi. Japon kuruluşu 17 Ağustos depreminden sonra da Türkiye’nin yardımına ilk yetişenler arasındaydı. Japon ekibinden Miyuki Konnai’nin Türkiye’ye özel ilgisi vardı. Hem üniversitede, hem de daha sonra gazeteci olarak Türkiye’nin AB’ye üyelik süreci, göç ve Kıbrıs sorunu konusunda sahada araştırmalar yapmıştı. Miyuki Konnai, Bayram Oteli’nin enkazından sağ çıkmayı başaracaktı. Atsushi Miyazaki’nin bahtı ise o kadar açık değildi. Sağ çıktı ama sağ kalamadı. Ondan geriye, otel enkazından çıkan sırt çantası kaldı. İçindeki özel eşyaları, pasaportu, parasıyla. Benim aklımda ise şu soru kaldı: AAR, 26 Ekim günü yayınladığı duyuruda, üç kişilik ekibin Van’a acil yardım ve “hasar tespiti”nde görev almak amacıyla gönderildiğini yazıyordu. Hasar tespitine yardımcı olurken, hasarlı bir binanın altında ölmek kader olabilir mi?
- Bakü'de ne var – trilyon doları kim ne için istiyor1 dakika önce
- Bezos uyarıyor: Musk'ın uzay çöpleri düşerse ellemeyin3 gün önce
- Senaryo: Trump, Putin ve Zelenski İstanbul'da buluşur…1 hafta önce
- "Drill baby, drill" hoş ama boş1 hafta önce
- Hangisi daha tehlikeli – Gazze'de ölümün kıyısı mı, kültür boykotları mı?2 hafta önce
- Yapay zekayla yeni erkek düzeni3 hafta önce
- Esas Nazi kim?3 hafta önce
- Zamanla oynamayı bırakmanın zamanı3 hafta önce
- AB en iyisi gözden ırak Guantanamo bulsun4 hafta önce
- Seçim kampanyası değil hayvanat bahçesi1 ay önce