Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Böyle bir maç olur mu? Az kalsın mucize oluyordu. Galatasaray hak etmeden Karpaty'yi eliyordu. Aylardır oynamayan Aydın'la bir gol buluyorsunuz. Bu mucize gibi bir şey. 1 dakika sonra inanılmaz hatalarla turu bırakıyorsunuz. Galatasaray ligde 2'de sıfır çekiyor. Avrupa Ligi'nde hiçbir başarısı olmayan Ukrayna takımına eleniyor. Tabii bu büyük bir ayıp. Ama sürpriz değil.

Görünen köy kılavuz istemiyor. Aslında ilk maçta 2-0'dan 2-2'yi yakalamak maden bulmak gibi önemli. Girdiğin karanlık tünelden çıkmak için umut ışığı. Aynı zamanda rakip için de bir korku ve stres. Ukrayna'da yaşanan maçın özeti bu. Karpaty elde ettiği avantajı koruma psikolojisi ve içgüdüsüyle daha çok kendi sahasında kalırken, Galatasaray'ın daha iyi mücadele ettiğini ve oyunun inisiyatifini elinde tuttuğunu söyleyebiliriz.

Galatasaray'da oynayan tüm futbolcuların iyi mücadele ettiğini, ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını da söyleyebiliriz. Ama mutlak kazanması gereken ve rakibinden çok daha iyi olduğunu varsaydığımız Galatasaray'ın ilk pozisyonu 60. dakikada Barış'ın vurduğu, kalecinin kurtardığı zayıf bir şut. Ne pozisyon ama!

Mutlaka kazanması gereken Sarı-Kırmızılılar'da 49'da Keita'nın yerine alınan büyük transfer Serdar Özkan çıkıyor, müthiş savaşçı Cana giriyor. Kulübeye bakıyorsunuz, "Kim oyunu değiştirebilir?" diye... 74'te yıllardır ortalıkta olmayan Aydın, 81'de de ümitlerin kesildiği Emre giriyor. Kulübedeki diğer isimler Gökhan Zan, Musa Çağıran ve Serkan Kurtuluş! Fazla yoruma gerek yok.

72. dakikada çıkan kırmızı kart da Galatasaray için bir piyango. Aşağı yukarı 22 dakika (18+4) 1 kişi fazla oynayacaksınız. Ama bu kadroyla nasıl pozisyon bulacaksın? Açıkçası Galatasaray'ın neresinden tutalım ki? Gireni çıkanıyla, sağ kanatta Ali Turan'ı, Serdar Özkan'ıyla, sol tarafta Hakan Balta'sıyla Galatasaray için iyi şeyler söylemek mümkün değil. Belki Kevvell olsa bir fark yaratabilir. Ama o yokken Arda ve Baros'tan başka sonucu değiştirebilecek birileri yok. Onlar da tek başlarına takımı ne kadar taşıyabilirler ki? Baros ilk karşılaşmada taşıdı. Bu maçta çok fazla yardım almadı.

Arda'nın ise kafası karışık. Kulüp istediği teklifi alsa yollayacak, seyirci bir şeylerden kaptana takmış, Bursa mücadelesi sonrası teknik direktörü de onu yoksaymış, Arda'dan ancak bu kadar! Özet bu... Sonuçta, tarihinde ilk defa Avrupa Ligi'nde gruplara kalan Karpaty'yi tebrik etmek gerekiyor.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar