5 soru 5 cevap

1.Galatasaray’ın yeni transferlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Alınan oyuncular takımın açıklarını giderecek özellikte mi?

Galatasaray bu yılı iyi planlayamadı.Yapılan transferler gidenlerin yerini dolduracak kalitede değil. Üstelik sezonu da geç açtı. Bir arada çalışamadı, fizik olarak hazır olamadı.Tabii ki fatura ağır oldu. Yeni alınan oyuncular iyi oldu ama “Gecikmiş müdahale” diyebiliriz. Misimovic lider oyuncu ve takıma kalite katar. Insua ise sol tarafta ve defansta Rijkaard’a nefes aldırabilir. Cimbom’un, Hakan Balta’nın yükünü biraz hafifletmesi ve bu bölgede rekabet yaratması gerekiyordu. Ayrıca bu transferler hem seyircinin hem de oyuncuların motivasyonunu ve psikolojisini olumlu etkiler.

2.Geçen yıl da kadro güçlüydü ama takım olunamadığı için sezon 3. bitirilmişti. Takviyeler ‘kötü gidişe’ “Dur” diyebilir mi?

Sadece 2 oyuncu transfer ederek her şeyi halledemezsiniz. Geçen yıl Jo ve Dos Santos da kaliteli oyunculardı. Ama katkıları hemen hemen hiç olmadı. Onların adaptasyonu ve doğru kullanımı da önemli. Milli maç arasında sakatlar ve formsuzların da devreye girmesi sağlanmalı. Tüm bunlar sağlanır, kalede büyük sıkıntı yaşanmazsa Galatasaray arzu edilen çizgiyi yakalayabilir. Ligin henüz başı ama bu yıl iş çok daha zor.

3.G.Saray böyle kötü oynayacak bir takım mı? Yoksa Frank Rijkaard’ın sistemdeki 4-3-3 inadı mı olumsuz etkiliyor?

Tabii malzeme bollaşacak. Ama önemli olan Rijkaard’ın onu nasıl kullanacağı. Sistem önemli fakat her şey değil. Rijkaard’ın sezon başında alternatifi azdı. Sistemde ve oyuncu tercihlerinde çok seçeneği yoktu. Ama tüm oyuncular devreye girdiğinde, bu kez tercihler önem kazanacak. Futbolcu yapısına göre iç-dış saha ve rakip takımların oyun yapılarına göre oyun planında değişiklikler yapabilmeli. Galatasaray artık duran ve yan toplardan maç kaybeden değil, kazanan takım olmalı. Bu nedenle Misimovic önemli bir isim olmalı.

4.‘Kurumsallaşma’ üzerine yoğunlaşılırken transferlerin yine son dakikaya kalmasını nasıl yorumluyorsunuz?

Kulüpler maalesef kaynaklarını kötü kullanıyorlar. Popülist yaklaşımlar, günü kurtarma çabaları büyük zararlara neden oluyor. Uzun vadeli planlar yapılmıyor. Seçim yılı kesenin ağzını açıyor, sonra para bitince Keita’yı satıyor, Elano’nun satılmasına bel bağlayabiliyorsunuz. Gerekli transferl iş bittikten sonra yapabiliyorsunuz. Şark usulü işler nedeniyle ülkemizde krallar, sihirbazlar yaratıyoruz ama sonu hüsran oluyor. Scout ekipleri yok veya göstermelik kuruluyor, menajerlerin önerdiği isimler alınıyor. Özellikle Galatasaray bu konularda Türkiye’ye örnek olması gerekirken, son yıllarda alınan, satılan oyuncular ve teknik adamlara bir bakın. Zaten başarısızlığın nedeni açıkça ortaya çıkıyor.

5.G.Saray, kaleye yerli ya da yabancı takviye yapmadan transferi kapattı. Bu uzun vadede takımın durumunu nasıl etkiler?

Trabzon, Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın genç kalecileri şanslarını iyi kullandı. Galatasaray’ın genç file bekçileri ise kötü başladı ve açıkçası güven vermedi. Bir yabancı kaleci alınsa iyi olurdu. Büyük takımların, özellikle kalede tahammül sınırları çok azdır. Ancak eğer şu anda tablo buysa, yapılması gereken şey biraz sabretmek ve ilerideki kalitenizi devreye sokarak yediğinizden fazlasını atabilmek olacaktır.