Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

CHP, hem tavanı hem tabanıyla bir üst seviyeye geçemezse asla iktidar olamayacak. İhtimal ki bir süre sonra ana muhalefet de olamayacak.

Parti yönetimi sanırım bunun farkında ve birşeyler yapmak istiyor.

Merkez sağdan devşirilen kimi isimlerin son seçimde milletvekili yapılması, Kürt siyasetiyle dirsek teması, bu arayışın meyveleri gibi duruyor.

Dahası, partinin Türkiye’de en güçlü olduğu metropol kent İzmir’de İl Başkanı Ali Engin’in hamleleri bu arayışla bağlantılı olduğu izlenimini vermekte. Potansiyel kırgın olarak görülen eski il başkanlarıyla bir gün, eski milletvekilleriyle başka bir gün buluşan ve buzları eritmek isteyen Engin, asıl merkez sağ açılımıyla dikkat çekti.

ANAP’lı eski bakanlardan Yılmaz Karakoyunlu, Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Burhan Özfatura, ANAP İl eski Başkanı Yunus Yunusoğlu, DP İl eski Başkanı Turhan Arınç gibi isimlerin de aralarında bulunduğu bir grup siyasetçiyle bir araya gelen Engin, bu isimlerin önerilerini dinlediğini söyledi.

Bu iki parti bir zamanlar toplam yüzde 40’ın üzerinde bir seçmen varlığına sahipti. Şimdi onların bu tür bir “tapulu arazisi” kalmış mıdır, kalsa bile imara açık mıdır bunları bilmiyoruz. Ancak, seçmen kaymaları konusunda yapılan çalışmalar, CHP’nin İzmir’de yüzde 50’leri zorlamasının yegane formülünün eskiden ANAP ve DYP’ye oy vermiş kentli seçmenden de gelecek destekle mümkün olduğunu gösteriyor.

AK PARTİ TABANI ESNEK

Ayrıca 2002’den bu yana CHP, bu kaynaktan beslenmiyor da değil. Ama bu destek, bir emanete dayanıyor ve belli koşulları var. Bu şartlardan biri laiklik ise, diğerinin “ulusal bütünlük” meselesi olduğunu söylemek mümkün.

Peki CHP aynı anda nasıl olup da hem Hüseyin Aygün’ü hem Sinan Aygün’ü barındırabilecek, Mehmet Haberal ile Sezgin Tanrıkulu nasıl aynı masa etrafında buluşacak?

Kısacası CHP, Turhan Feyzioğlu’nun Cumhuriyetçi Güven Partisi gibi mi olacak, yoksa 1990’ların Halkın Emek Partisi gibi mi? Bir denge yok mu?

Bu zor bir soru ama çok uzakta olmayan bir yanıtı var. Buna benzer bir dengeyi AK Parti 12 yıldır başarıyla sürdürüyor. CHP’den bu esneklik beklenebilir mi işten ondan emin değilim. Başbakan Erdoğan, Abdullah Öcalan’la görüşüldüğünü açıkladığı vakit AK Parti tabanı bunu izlemekle yetinebiliyor. Ancak CHP tabanı, bırakın parti liderini bir milletvekilinin demecini, sosyal medyadaki bir kaç cümlesini bile partinin tüzüğü değişmişçesine bir tepkiyle karşılayabiliyor. Dediğimiz gibi bu zor bir soru, tavandakilerin de tabandakilerin de çözmesi gereken.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar