Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Kültür Bakanı Ömer Çelik’in Türkiye topraklarından göç eden Rum ve Yahudilere yaptığı dönüş çağrısı İzmir’de pek yankı bulmadı.

Aslında bu pek de yadırganacak bir durum değil. Zira, bugünün kentlisi için Ga’yrimüslim İzmir neredeyse tarih öncesine, taş devri gibi bir zamana tekabül ediyor.

Oysa İzmir, hani o siyah beyaz fotoğrafları duvarlarınızı süsleyen İzmir, bir asır önce en az İstanbul kadar Rum ve Yahudi kenti idi. 130 bin Rum, 15 bin Ermeni bir o kadar Yahudi yaşamaktaydı.

Bakan’ın daveti 1922 mübadelesi ile gönderilenlerden çok 1940 sonrası göçe zorlananları kapsıyor anlaşıldığı kadarıyla.

Varlık Vergisi, Trakya Olayları, 6-7 Eylül 1955’teki yağma hareketi gibi sistemli bezdirme operasyonları sonrası kelleyi kurtarmak için elinde ne varsa satıp savuşturup gidenler ve yeni kurulan İsrail’e katkı vermek için bu ülkeye göçen Yahudiler, davetiye gönderilen bu kişiler.

Peki bu çağrının bugünün dünyasında bir karşılığı var mı?

Yani, 70 yıllık bir parantezi kapatıp cümleye kaldığımız yerden devam etmemiz mümkün mü?

Gayri müslim nüfusun Türkiye topraklarından kopartılması bir amaca yönelikti. Dönemin yöneticilerinin amacı ekonomiyi millileştirmek, ulus devletin dayanabileceği güçlü bir sınıf oluşturmak idi.

Galata bankerlerinden borç alarak devlet çarkını döndüren, “Kasa”yı gayri müslimlere emanet eden Osmanlı’nın sonu Cumhuriyeti kuran kuşaklar için bir ibret vesikası olmuştu.

Dünya koşullarının da zorlamasıyla bir ulusal burjuva ve üretici sınıf oluşturmayı hedeflediler. Buna belli bir ölçüye kadar ulaşmadılar da değil.

Rumların, Yahudilerin ve diğer azınlıkların terk etmek zorunda kaldıkları iktisadi varlıklar, Türk ve müslüman unsurlar tarafından satın alındı. Pera’nın (Beyoğlu), Punta’nın (Alsancak) pahalı gayrimenkulleri oldukça cazip fiyatlara alıcı buldu. Atölyeler fabrikalar satıldı. Tam anlamıyla bir servet transferi yaşandı.

Kısacası, geçmişte Rum ve Yahudileri Türkiye topraklarında yaşamaya yönelten en önemli neden güvenli ve kazançlı bir iktisadi hayat idi. Oysa bugün başka bir ekonomi, başka bir burjuva sınıfı var.

Geçmişte onların oturduğu sandalyeler artık dolu. Kartları yeniden dağıtmaya kalkmak da, elbette aynı nahoş durumları yeniden yaratmamak kaydıyla, ne kadar mümkün.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar