Olimpiyat gitti EXPO gelir mi?
Türkiye, 90 yıldır Akdeniz Oyunları yaptı; Dünya Basketbol Şampiyonası, Avrupa Basketbol Şampiyonası, NATO Zirvesi, AGİT toplantısı, Universiade, Habitat yaptı ama bir Olimpiyat, EXPO ya da Dünya Futbol Şampiyonası yapamadı.
Yani birincil değil ikincil organizasyonlar düzenleyebildi.
İstemedi değil, ama buna layık görmediler Türkiye’yi.
Ancak hükümet, 2020 yılı için hem olimpiyatlara, hem EXPO’ya hem de Avrupa Şampiyonası’nın üçüne birden talip oldu.
“Alın üçünü de siz yapın” deseler bilmiyorum bunun nasıl altından kalkardı Türk yöneticiler ama bu talebin ardında sanırım örtük olarak “Nasıl olsa hepsini birden vermezler. Üçünü birden de kaybetmeyiz” stratejisi de vardı.
Olimpiyatlar, dünyada birçok kişinin tahmin ettiği gibi Tokyo’ya gidince Türkiye’de bakanların da aralarında olduğu çok kişinin bu kararı beklemediği görüldü. Bir kına edebiyatı, İçimizdeki Tokyolular bahsi açıldı ki olimpiyatların bir süre daha bu coğrafyaya uğramayacağı inancı güçlendi.
ATTIĞIN TAŞ..
Aday olunan üç organizasyondan biri elden kaydı gitti. Türkiye hiç zaman kaybetmeden Salı günü UEFA’ya başvurdu ve Avrupa Futbol Şampiyonası’na talip oldu. Ancak UEFA, her zamankinden farklı olarak bu kez şampiyonayı bir ülkede değil 10 ülkede birden yapmak istiyor. Dolayısıyla Türkiye’nin bu konuda elde edebileceğinin maksimumu yarı final ve final maçlarına yani üç maça evsahipliği yapmak. Yani, attığın taş ürküttüğün kurbağaya değecek mi, bu tartışmalı.
Tüm bunlar hesaba katılınca geriye elle tutulur tek bir organizasyon kalıyor: İzmir’in talip olduğu EXPO 2020.
Ancak bu cephede de işler pek istenildiği gibi ilerlemiyor. Brezilya’nın Sao Paulo, Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai ve Rusya’nın Ekaterinburg kentleri dişli rakipler. Latinler Sao Paulo’ya, Araplar Dubai’ye, Doğu Avrupa ve eski Sovyet coğrafyası ise Ekaterinburg’a yönelirse Türkiye bir kez daha o “değerli yalnızlığı” ile baş başa kalacak.
YALNIZLIK PAYLAŞILMAZ
Ondan sonra da bakarsınız Milli Takım’ın İngiltere’den 8, İzlanda’dan 5 gol yediği dönemlerdeki gibi bir “şerefli yenilgiler” edebiyatı başlar.
Ne de olsa olimpiyatları Türkiye’ye vermeyerek 1.5 milyarlık İslam dünyasını kaybettiler öyle değil mi?
“O zaman 2022 Dünya Kupası’nı neden Katar’a verdi bu adamlar?” diye sormak gerekmez mi?
Şairin dediği gibi “Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılırsa yalnızlık olmaz”.
Amerika’nın İstanbul Başkonsolosu Scott Kilner, giderayak Hürriyet’ten Cansu Çamlıbel’e bir röportaj vermiş ve şunu diyor: “Komplo teorileri ya kendi mesuliyetlerinizin ötelenmesinden doğar ya da entelektüel tembellik işaretidir.”
Kilner, Türkiye’yi iyi tanımış. Ama eşyalarını toplarken acele etmesi lazım. Zira, “Ey Konsolos, mesuliyetimizi senden mi öğreneceğiz” tarzı bir cevabın gelmesi an meselesi.
- Ufak tefek ekonomik cinayetler11 yıl önce
- Gezi'den beş yıldız çıkar mı?11 yıl önce
- Hançeri tutan el11 yıl önce
- Kalabalıkların gaz ve freni - 211 yıl önce
- Barış aidatları lütfen11 yıl önce
- Sinirlenince çok güzel oluyorsun Türkiye*11 yıl önce
- Takımdan ayrı düzkoşu yapanlar: Akhisar Belediye11 yıl önce
- Hünkar beğendi Başvekil tereddütte11 yıl önce
- Karşıyaka'daki meçhul taraftar anıtı11 yıl önce
- Büyükşehir işçilerini kim kurtaracak?11 yıl önce