Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Cebimdeki Yabancı... Akıllı telefonlar için süper bir benzetme. Fakat gerçekten yabancı mı acaba? Mesela yeterince yabancı olsa, bizimle tuvalete bile gelir miydi? Ya da birazcık gizlimizi saklımızı sakınsaydık, içine çocukları bile almadığımız yataklarımızın başucuna, yerleşebilir miydi? Demek ki teoride yabancı olması gerekiyor, ama değil. Aksine, birinci derece akrabadan bile daha yakın. Ancak sorun şu ki, kim tarafından nasıl yönetildiğini bilmediğimiz bir ürün aslında. Benim telefonum dediğiniz şey, özünde ne kadar sizin?

İçerisindeki, sizi dünyaya bağlayan teknoloji, mahreminizi kimlere bağlıyor acaba, düşündünüz mü? Ama güvenmişiz işte... Ya da kendimize bile güvenmediğimiz bir dönemde, oluvermiş bir kere. İtalyan sinemasında epey ilgi gören Perfetti Sconosciuti’nin Türkçe uyarlaması olan Cebimdeki Yabancı, cep telefonlarının hayatımızdaki manidar önemi üzerine oldukça iyi bir hikaye. Hatta kendisini, vizyona girdiği gün izledim. Düşünce, bana hiç de uzak değil. Halihazırda durmadan, hayatımdaki yeri ve nedeni üzerine muhakeme yapıyorum. Film gösterdi ki, telefonlar bildiğiniz kara kutu. Saklamak isteyenin nelerini saklamıyor ki... Sorun da bu ya; cep telefonundan önce, saman altından su yürütmek için, insanın tek eksiği ağzı sıkı bir yoldaş mıydı ki?

ÇOK İYİ SAKLARIM

Sarsan hikayeler hoşuma gidiyor. Cebimdeki Yabancı da beni itinayla sarstı. Herkesin potansiyel üç kağıtçı olduğu yönündeki düşünceleri kafama soktu, orada öylece bıraktı. Cep telefonları ve içinde saklanan muhtemeller hakkında, midemi bulandırdı. Saklama misyonu, silah gibi bir şey...

İçini şeytan doldurabiliyor. Bir şey sana, “saklarım” derse, insanın gönlünden, içine durmadan saklanası şeyler koymak geliyor. Yoksa bile, bulup buluşturuluyor. Tıpkı para kasası gibi. Ya da mücevherlerin emanet edildiği çelik kasalar gibi. Sırf saklama potansiyeli var diye, en üst limite kadar doldurulmalı sanılıyor.

Telefonların bilgi saklama, saklanan bilginin üzerine kilit koyma, suça, estetik ve teknolojik bir biçimde yardım ve yatalıkta bulunma özellikleri, artık neredeyse standart. Hangi emelle kullanılacağı da, insanoğlunun vicdanına ve haysiyetine bırakılmış. İşte bu nokta, ince bir nokta. Üzerine film çekecek kadar ince ve bir o kadar orjinal.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar