Siz de bu takımın bir parçası olun!
TİYATROADAM, 11’inci sezonunda repertuvarına eklediği ‘Kafkas Tebeşir Dairesi’ geçtiğimiz hafta prömiyer yaptı. Bertolt Brecht imzalı oyunun iyilik, vicdan, dürüstlük, özveri ve adalet gibi değerleri, emek-mülkiyet ilişkisini sorgulayan metninin bendeki yeri başkadır. Prömiyere büyük heyecanla gittim ve heyecanımın büyük bir keyfe dönüşmesini sağlayan dinamik, çağdaş, tertemiz bir ensemble, bir takım oyunu seyrettim.
Can Yücel’in Türkçe’ye kazandırdığı, kendi deyimiyle ‘Türkçe söylediği’ oyun, yukarıda sıraladığım tüm kavramları, iç savaş sırasında annesi tarafından terk edilmiş bir bebeğin hikâyesi üzerinden irdeliyor. Grusha adında bir hizmetçi, bu terk edilmiş bebeği canı pahasına bağrına basıyor ve kendini soluk soluğa bir kovalamacanın içinde buluyor. Brecht, 1944’te yazmış metni ama sonu adaletin terazisine emanet kovalamacanın her anı sanki bugün yazılmış gibi. İnsani değerlerin içini her an biraz daha boşaltan, kokuşmuş bir insanlık olduğumuz gerçeğiyle yüzleştiriyor seyirciyi.
‘BİZ’ DİYEBİLMENİN GÜZELLİĞİ
Baransel Gürsoy, Deniz Özmen, Ediz Akşehir, Esra Şengünalp, Gökhan Azlağ, Pelin Bölükbaş, Rana Büyükyılmaz ve Serdar Akülker ‘Kafkas Tebeşir Dairesi’ adlı, kıssadan hissesi çok kıymetli masalın anlatıcısı konumundalar. Ayrıca her biri 4-5 farklı karaktere can veriyor. Karakterler bidondan maskelerle, polar kumaşlar ve şallarla değişiyor. Zaman zaman sopalar da eşlik ediyor performanslarına. Dekor yok, boş sahnede, Ümit Aydoğdu’nun su gibi akan rejisiyle sadece birbirlerine tutunarak harikalar yaratıyorlar.
Şu hayatta en çok ıskaladığımız şeyin; takım olmanın, birlikteliğin, “Biz” diyebilmenin güzelliği parıldıyor sahnede. Üstelik bir klasiği çağdaş bir yorumla sahneye taşıyan, yeniyi denemekten korkmayan cesur bir takım! Bu da başlı başına kıssadan hisse bence!
Müzik düzenlemesi Tevfik Kulak’ın, ışık tasarımı Yakup Çartık’ın, hareket düzeni Gizem Erdem’in imzasını taşıyan bu şarkılı-danslı masalın prova sürecindeki bir sohbetimizde, Tiyatroadam’ın kurucularından Fatih Koyunoğlu, “Yaş ilerledikçe insan dünya düzenini değiştirme çabasının romantik bir çaba olduğunu fark ediyor ama yine de insanlara her şeyin biraz daha iyi olabileceğini hissettirmek, yanaklarından bir makas alabilmek çok önemli. Seyirci ‘Bir oyuna gittim, biraz sevgi ve umut hissettim’ derse tamamdır. Bizim peşinden gittiğimiz şey bu” demişti bana.
YANAĞIMDA BİR MAKAS İZİ
Şimdi ben yanağımda bıraktıkları emekten makas izi için tüm takıma teşekkür ederek diyorum ki; masalların sonunda iyilerin kazanacağına, adaletin sesini bir gün mutlaka duyacağımıza inancım tamsa hâlâ; tiyatronun, böyle nitelikli oyunların çok büyük payı var bunda!
Seyirci de takımın bir parçası hatta olmazsa olmazı unutmayın! ‘Kafkas Tebeşir Dairesi’, yarın ve 25 Ekim’de Baba Sahne’de, 19 Ekim’de Trump Kültür Merkezi’nde; biletinizi alın, bu güzel takımın bir parçası olmanın tadını çıkarın!
************
Bloomberg HT Life 1 yaşında!
SANAT programları açısından maalesef çölü andıran televizyon dünyasında “Sanat birleştirir, tiyatro iyidir iyileştirir” sloganıyla yola çıkan Bloomberg HT Life 1 yaşında! Neredeyse tamamı tiyatroya ayrılmış bir programla selamlıyoruz sizi her cuma!
Tüm ekip arkadaşlarıma, bize kulisleriyle birlikte kalplerinin de kapılarını açan tiyatro dünyasına, benim deyimimle canım oyun arkadaşlarıma ve “Halk bunu istiyor” klişesini çürüterek mesajlarıyla, önerileriyle, paylaşımlarıyla yanımızda olan seyircimize teşekkürlerimle... Nice nice senelere, hep birlikte!
- Kalacak bir türkü6 yıl önce
- Empati, biraz empati...6 yıl önce
- Aşk bu mu, sevda bu mu hayat bu mu?!!!6 yıl önce
- Farkı netliğinde bir 'ihanet'6 yıl önce
- Burnumuzda tüten sizin damın bacasında tütüyor mu?6 yıl önce
- 'Gülelim, güzelleşelim'7 yıl önce
- Hepimiz bu labirentin içindeyiz7 yıl önce
- Şvayk gerçeğe aydı peki ya biz?7 yıl önce
- Eskiden 'Ev alma komşu al' derdik, peki ya şimdi?7 yıl önce
- Yaşamayı seçmek gerek!7 yıl önce