Helal Ece Üner helal

Asla küfür etmiyor.

Asla ve asla aşağılamıyor.

Hatta hakaret de etmiyor.

Bağırmıyor, çağırmıyor.

Sesi hiç titremiyor.

Net ve akıcı konuşuyor.

Asla tökezlemiyor.

Sessiz sessiz bir güzel lafı taşı gediğine koyup, sonra da hop kafasını çeviriyor.

Kimden bahsediyorum?

Tabii ki Show Haber sunucusu Ece Üner’den.

Türk Bayrağı’nı yırtan Yunan vekil Ieonnis Lagos’a öyle bir ilginç tavsiye de bulunuyor ki, içinizin yağları eriyor.

Ki her zaman bu tür olaylar karşısında takındığı tavır hep belli.

Hatta “Bugün Ece kesin taşı gediğine koyar” diyor ve bekliyorsunuz.

Müthiş anlayacağınız müthiş.

O konuşurken “İşte bu beee” diye yerinizden fırlıyorsunuz.

Keşke siyasette de, kavga, küfür, aşağılama olmasa da böyle tatlı tatlı lafı geçirme olsa.

Gerçekten daha etkili olurdu.

*

Kavga çok basit ve bayağı

Gerçekten artık küfür, kavga, bağırma, aşağılama o kadar bayağı ve varoş bir hareket ki.

Acilen bu durumdan uzaklaşın hanımlar-beyler.

Bir kere kavga etmek iğrenç gözüküyor.

Küfürlü konuşmak mide bulandırıyor.

Bağıra çağıra konuşup kendini anlatmaya çalışmak çok basitçe.

Kısacası vazgeçin…

Çünkü kızgınlığınızı, sinirinizi gayet net ve sakin bir şekilde. Hatta zeki bir cümle ile anlatabilirsiniz…

*

Taciz her yerde

Bebek Lucca’daki taciz olayını ilk Takvim’den Ufuk Özcan duyurdu.

Bilmeyenler için: İddiaya göre, 16 yıldır Lucca’da görev yapan gece müdürü, altı aydır çalışan bir kadını tuvalete kilitleyip tecavüz girişiminde bulunmuş.

Ve bunun üzerine Lucca anında olayla ilgili açıklama yapıp gece müdürünün işine son verdiğini duyurdu.

Kadının ise işine devam ettiğini belirtti.

Olay çirkin ötesi.

Ve mahkemelik.

Lucca müdavimleri şokta. Çünkü gece müdürünü yıllardır herkes tanıyor. Kimisi “Evet ben de onun hakkında böyle şeyler duymuştum” diyor. Kimisi de “Olayda bir tuhaflık var” diyor.

Öyle ya da böyle.

1- Tuvaletin önündeki kameranın ne tesadüftür ki, o günler arasında çalışmıyor olması.

2- Lucca’nın konuyla ilgili gece müdüründen savunma istediğinde vermemesi kafaları karıştırıyor.

Sonuç olarak bir insan böyle bir iddia ile anılırken kabuğuna çekilmez tam tersi ortalığa çıkar iddiaları çürütmeye çalışır.

Sonuçta taciz her yerde.

1- İster sokakta.

2- İster kırsal bir bölgede.

3- İster memleketin en lüks semtinde ya da mekanında.

4- İster otobüste.

5- İster de memleketin en kırsal şehrinde.

Taciz her adım kadınların yanı başında. Aslında sadece kadınların değil erkeklerin de.

Ama tabii tacizden en çok kadınlar payını alıyor.

Bu yüzden de acilen bu konuyla ilgili yasaların çıkması gerekiyor.

İnsanların bırakın tacizi bunu aklına bile getirmemesi gerekiyor. O derece etkili olmalı çıkacak yasa.

Ve üzgünüm ki, 16 yıldır tanıdığım, her Lucca’ya gittiğimde sarıldığım, merhabalaştığım bir kişinin adının böyle bir şeye karıştırması insanın midesini bulandırıyor.

Kendini kötü hissediyorsunuz.

İnşallah en yakın zamanda gerçeklik ortaya çıkar ve konu aydınlanır.

*

Önceki gün eczanede

Nişantaşı’nda yıllardır gittiğim bir eczane var.

Önceki gün de bir şeyler almaya gittim içerisi yabancı doluydu.

Ama hepsi Uzakdoğu tarafından.

Çoğu Güney Kore, Çin gibi yerlerden anladığım kadarıyla.

Ve hepsi de maske satın alıyordu.

Malum Korona illeti var. Ne olacağı hiç belli değil.

Eczane de Sevinç’e “Maske satışları patladı galiba” dedim bana “Şu anda hiç bir depoda maske yok. Maske yetiştiremiyoruz. Sürekli maske satılıyor” dedi.

Ben de artık sürekli her yerde maskeli insanlar görüyorum. Metro da, alışveriş merkezinde.

Bir an önce inşallah bu illet son bulur da bir de Korona illeti ile uğraşmayız.