Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        -Aday olan tüm sanatçılar geceye katılıyor.

        -Asla birbirinden rol çalmaya çalışmıyor.

        -Konuşma sürelerini aşmıyor.

        -Birbirlerini alkışlıyor.

        -Üstelik ayağa kalkıp alkışlamaktan gocunmuyor.

        -Düşünün ki, Uzakdoğulu yabancı bir yönetmen ilk adaylığında ödül alıyor ve salonda bulunan diğer tüm usta yönetmenler ayağa kalkıp alkışlıyor.

        -Tören bitmeden asla kimse yerinden kalkmıyor, salonu terk etmiyor..

        -Hatta hiç biri ödülünü alıp salonu terk etmiyor.

        -Siyasi bir mesaj vereceğiz diye kimse zorlamıyor.

        -Her aday olan kişi, ödül alacakmış gibi konuşmasını hazırlıyor.

        -Herkes geceye çok şık katılıyor.

        -Tüm oyuncular kategorilerine bakılmadan saygıyla anılıyor ve ağırlanıyor.

        -En son ödül verilene kadar salonda hiç bir farklılık yaşanmıyor.

        -Ödül sırası asla değişmiyor.

        -Her dakika en mantıklı şekilde değerlendiriliyor.

        Yani diyeceğim odur ki, bizim ödül törenlerinden siyah ve beyaz gibi farklı.

        Ve Oscar dediğimiz şey 92 yıldır bu düzende ilerliyor, ilerleyebiliyor.

        Sürekli birileri çıkıp sponsora, bakana, vekile, bilmem kime teşekkür etmiyor.

        *

        Fakat bizim ödül törenlerimizde

        -Ödül verilecek kişi zorla katılıyor.

        -“Bilmem kim gelirse ben gelmem” tadında şımarıklık yapıyor.

        -Kırmızı halı da yürümüyor.

        -Çoğu ünlü isim otellerde yapılan ödül törenlerine son dakikaya kadar, ödül alacakları zamana kadar odada bekliyor.

        -Ödülü alır almaz hemen salonu terk etmek istiyor.

        -Aday olanların hepsi, asla törene katılmıyor.Sadece ödülü alacak kişi katılıyor. O da rica minnet.

        -Geldiği zaman da anında ödülünü alıp gitmek istiyor. Menajeri vasıtasıyla töreni düzenleyenlere “Hadi benim ödülümü versinler. Gideceğim bekleyemem” tadında baskı yapıyor.

        -Hal böyle olunca sıralama defalarca değişiyor.

        -Yani bizim ödül törenlerinde üzgünüm ama “Karmaşa, kargaşa, ses, saygısızlık” diz boyu.

        Bu sebeptendir ki, 92 yıldır süren bir ödül törenimiz olacak gibi gözükmüyor.

        Çünkü ödülü alanlar ne kendine ne de yaptığı işe saygı göstermiyor.

        *

        Çok isterdim

        İnanın yıllardır bunları yazıyorum.

        Ki benim gibi yazan da çok arkadaşım var.

        Şahsen ben kendi ödül törenlerimizi, kendi starlarımızı övmeyi çok isterdim.

        Bunları çünkü bizim ünlülerimiz, bizim insanımız da hak ediyor.

        Ancak insanımızın ve hatta starlarımızın “Ben ben ben” durumu maalesef her şeyde olduğu gibi ödül törenlerinde de bizi bu noktaya getiriyor.

        *

        Bakınız

        92’nci Oscar Ödül Töreni’nde dört kez aday gösterilen, ancak ilk ödülünü alan “Joker” yani Joaquin Phoenix ödülünü aldıktan sonra “Şu an çok minnettarım. Diğer adaylardan ve bu salondaki hiç kimseden daha yüksek görmüyorum kendimi. Bu ifade biçimi bana olağandışı bir hayat sundu. Bana verdiği bana bahşettiği en büyük hediye sessizlerin sesi olabilmemiz” diye sürdürdü konuşmasını.

        İşte bu:

        Ün-şöhret büyütülecek bir durum değil. Sadece sizi farklı kılması sessizlerin sesi olabilmeniz.

        Fark yaratabilmeniz ve dikkat çekebilmeniz.

        Bu doğrultuda yol alırsanız inanın ortaya şahane törenler ve filmler çıkacaktır ortaya.

        Az biraz daha farkındalık…

        *

        Merve Özbey’in düğünü

        Sekiz yıllık bir aşk hikayesi onların ki!

        Merve Özbey ve Kenan Koçak birbirlerini öyle güzel sevmiş, öyle güzel korumuşlar ki, önceki gün de aynı yastığa bir ömür boyu baş koymak için “Evet” dediler.

        Raffles Otel’deki düğünün ünlüsü boldu. Ama öyle her ünlü sahneye çıkıp birbiri ardına şarkı söylemedi.

        Tarık Sezer ve orkestrasının eşliğinde tamamen spontane oldu her şey.

        O an kimin şarkısı söyleniyorsa o çıkıp gelin ve damat için şarkılarını seslendirdi.

        Gelinde oynadı, damatta.

        Konuklarda…

        Kimse kasmadı, gerginlik hissetmedi.

        Gayet, rahat, şık keyifli bir düğündü.

        Dokuz şahitli bol “Evet”li düğünde Merve Özbey çok mutluydu.

        Geçirdiği küçük bir kaza sonucu ertelenen düğününde keyifli anlar yaşadı.

        Kah sahneye çıktı şarkı söyledi, kah sevenlerine uzun uzun sarıldı öptü.

        Bengü’den, Demet Akalın’a, Bülent Serttaş’tan, Derya Uluğ’a, İrem Derici’ye, Ece Seçkin’e, Fatih Ürek’e kadar birçok ünlü oradaydı.

        *

        Yeni neslin genç starları

        Önceki gün Merve Özbey’in düğününde çektik bu fotoğrafı.

        Derya Uluğ, İrem Derici ve Ece Seçkin benim son yıllarda en sevdiğim kadın starlar.

        Tabii gelinimiz Merve Özbey de dahil.

        Merve o anda, fotoğrafta yerini alamadı ama gerek sesi, gerekse yorumu ve gerekse hayat duruşu ile her zaman bu karede yer alacak isimlerden.

        Şöyle ki: Yeni nesil starları şu anlamda çok beğeniyorum.

        Çalışıyorlar, kavga etmiyor, üretiyor ve çok cesurlar.

        Düşüncelerini söylemekten geri durmuyorlar.

        Güzel ses renkleri ve yorumları var.

        Farklı hayran kitleleri sahipler.

        Sık sık bir araya gelip zaman geçiriyorlar.

        Kadın dayanışmasını en güzel şekilde sergiliyorlar.

        Hepsine bayılıyorum..

        İleriki yıllarda daha güzel işlere imza atacaklarını düşünüyorum.

        Diğer Yazılar