Yasakçı zihniyet illa yasak bekliyor

Son on gündür ülkenin Cumhurbaşkanı, bakanı, doktoru, profesörleri “Çıkma sokağa” diye diye dillerinde tüy bitti.

Okulları kapattılar.

Uçuşları iptal ettiler.

Sınırları kapattılar.

Gece kulüplerini, mekanlarını, barları, pavyonları kapattılar.

O da olmadı, mağazalar kapandı.

O da yetmedi kuaförleri, güzellik merkezlerini kapattılar.

AVM’ler de teker teker kapanıyor.

Ama yok yetmiyor.

Zihniyet alışmış.

Yasak bekliyor illa ki.

Devlet insanları çıkacak “Yassak kardaşım yassak” diyecek.

Anca o zaman ikna olacaklar.

Alışmış zihniyet.

Yasağı görmeden pes etmeyecek.

Korona da neymiş.

Yok öyle bir şey.

Hani “Görmüyoruz biz korona morona. Sağlıklıyız biz, turp gibiyiz. Bunlar hep Türk düşmanı insanların işi” diyorlar ya.

Haklılar elbet.

Dış mihrakların işi.

Bizim insanımız turp gibi turp.

Öksürüp, tıksırıp dolanıyorlar.

Ama hepsi o.

Onun dışında turp gibiler.

Özellikle de yaşı ilerlemiş amcalar, teyzeler.

Ne sokağa çıkma meraklısıymış hepsi meğer. Biz görmüyormuşuz.

E haklılar tabii.

Hava mis gibi.

Güneş var.

Ortam şeftali.

Çıkacak, dolaşacak, koşacak, yürüyecek teyzem, amcam, abim, ablam, kardeşim..

Çimlere yayılacak.

E yakacak da mangalını.

Oh mis…

Tabii ya…

Neyiniz eksik.

Bizim gibi evinizde oturup ne yapacaksınız.

Çıkın çıkın.

Biz sizin gibi akıllı değiliz.

Sizler kendinizi düşünüyorsunuz. E hakkınız elbet.

İnsan düşünecek kendini.

Ama evinde oturan kendinden çok milletini, insanını, devletini düşünüyor.

Oysa ne gerek var değil mi?

Siz dışarıya çıkarken anneannenizi, dedenizi, babanızı annenizi tehlikeye atıyorsunuz ama bunun farkında değilsiniz elbet.

Çünkü o kadar çok kendinizi düşünüyorsunuz ki!

Tabii tabii siz de haklısınız.

Oysa ki, geri zekâlı değilsiniz. Haşa..

Hatta salak hiç değilsiniz.

Hatta beyinsiz de değilsiniz.

Hakkınız elbet ya çıkın çıkın dolaşın.

Tabii akşama kadar dolaşıp yorgun düşüp eve geldiğinizde de sağlık bakanının açıklamasını merak etmiyorsunuz elbet.

Hani acı acı rakam paylaşıyor ya!

İçiniz hiç cızlamıyor.

Çünkü yoruldunuz Survivor ve dizi izlemek hakkınız.

İzleyin tabii ya.

Hak ettiniz.

Yoruldunuz akşama kadar. Şöyle uzatın ayaklarınızı izleyin dizinizi, Survivorunuzu.

Sağlık bakanı rakam açıklamış çok mu!

Hem neymiş ya korona.

Neyse ya siz bakmayın biz evde oturanlara.

Siz dolaşın hanımlar, beyler, teyzeler amcalar.

Hava güzel.

Bakın bugün Pazar. Daha da güzel olacak.

Çıkın çıkın gezin.

Ancak o zaman çıkacak sokağa çıkma yasağı ve sizin kafanız o zaman basacak.

Ve hastaneler dolup taşınca ve kendine yer bulamayınca ayacaksın.

Ama inan iş işten çoktan geçmiş olacak.

*

Şu kısa zamanda bile fark etmediysen yazık sana

-Anneni, babana istediğin an görmenin zevkini, hatta gidip doya doya sarılıp öpmenin değerini.

-Canın istediğin an istediğin yere gitmenin keyfini.

-Dostlarında istediğin an buluşup yemek yiyip şerefe demenin keyfini.

-Eşini, dostunu gördüğün de, yalandan değil candan öpmenin güzelliğini.

-Bir mekanda doyasıya dans edip, kahkaha ile gülmenin keyfini.

-“Hadi akşam nerede buluşuyoruz, nerede yemek yiyeceğiz” demenin keyfini.

-Bir mekana gidip sevdiğin bir sanatçının şarkılarına eşlik etmeyi.

-Konsere gidip bağıra çağıra şarkı söylemenin değerini.

-“Acaba hangi ülkeye gitsem” diye plan yapmanın heyecanını.

-Eşini, dostunu evine gönül rahatlığı ile davet etmenin güzelliğini.

Şu kısa zamanda anlamadıysa yazık sana.

Sen kör olmuşsun.

Ciddi kör olmuşsun.

Görememişsin, anlamamışsın…

Yazık sana!