Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Üç gün önce “Evde şiddet” artıyor diye bir yazı yazmıştım. Evet üzgünüm ama artıyor.

Hatta önceki gün sokak ortasında öldürülen bir kadına daha şahit olduk.

Şiddete hiç bir yerde geçit verilmemeli. Şuursuzluk artık had safhada.

Çünkü şiddet her zaman olduğu gibi hastanelerde de devam ediyor.

Hele ki, böyle günlerde.

Olacak iş mi hanımlar-beyler.

Olacak iş mi?

Evine gidemeyen, çocuklarını göremeyen, günlerdir uyumayan, canını, dişine takmış sağlık görevlilerine şiddet ne demek Allah aşkına!

Önceki gün de hastayı hastaneye sevk eden ambulans, kimliği belirsiz bir kişinin saldırısına uğramış.

Camları kırılan ambulanslar var.

Karantina da görevlilere tüküren umreden gelen yaşlı bir amcamızı gördüm.

Allah aşkına durun!

Ne yapıyorsunuz?

Şu kötü günlerden geçerken hiç bir saniye bile düşünüp “Bunlar neden oldu? Bu işten sağ salim çıkarsak bizi nasıl bir dünya bekliyor” demiyor musunuz?

Birçok kişi bu olayı eğlence zannetti galiba.

Hatta yarım saatlik eğitimden bile sıkılıp “Tatildeyim ben. Ders çalışmak istemiyorum” diyen çocuk mantığında mısınız?

Önümüzdeki dönemde hastanelerimizde artacak vaka sayısını düşünürsek bu nasıl bir cahillik.

Ne yapıyorsunuz?

Düşüncenizi, aklınızı, mantığınızı bu kadar mı yitirdiniz?

Biraz empati kurun.

Sağlık çalışanlarımızı olmasa dünya perişan olacak.

Sağlık çalışanlarından tutun, hasta bakıcılara ve hatta hastanede temizlik görevinde çalışanlara bolca saygı gösterip, bolca dua edeceğiniz yerde bu şiddet nedir?

Sağlık çalışanları olmasa şu an dünya bir hiç.

Farkında değil misiniz?

Ve bu dönem eğitim gören çocuklar

Üzgünüm ki, çok acayip şeyler duyuyorum.

Evde eğitime geçen çocuklarımız mızmızlanmaya başlamışlar bile.

Duyduklarım şöyle:

-Ders programlarını fazlalaştırdılar.

-Ben tatildeyim ders çalışmak istemiyorum.

-Tatildeyim ben pijamalarımı çıkartmak istemiyorum.

-Ders çalışmak istemiyorum.

-Okullar hiç açılmasın böyle daha güzel.

Ve hatta kendi başına oyun oynamadan sürekli anne ve babanın tepesinde mızmızlanan çocuklar.

Vah ki ne var.

Gerçekten üzülecek çok şey var. Bu da bunlardan birisi bence.

*

Daha nasıl mutlu olacaksınız ben anlamıyorum?

Bir kesim hala hiçbir şey olmamış gibi mutsuzluğa, oturduğu yerden eleştirmeye ve hatta klavye kahramanlığı yapmaya devam ediyor.

Bu kesimi mutlu etmek gerçekten imkansız.

Bu korona günlerinde bu çok açık ve net ortaya çıktı.

Mesela bir ünlü yemek yapıyor. Yaptığı yemeği eleştiren eleştirene.

Yok tuz çok fazla olmuş.

Yok etleri çok büyük bırakmış.

Yok yağı az salçayı fazla koymuş.

Ay delirmemek imkansız.

Bir diğeri kek yapıyor işte.

Yok unu fazla olmuş.
Yok bilmem ne koyması gerekiyormuş.

Bir diğeri bir kitap önerisinde bulunuyor hemen “Sen okuyor numarası yapıyorsun. Kendin oku bize tavsiye etmeyi bırak” diyor.

Kimisi şarkı söylüyor “Bilmem kim daha güzel şarkı söylüyor. Sen şarkı söyleme” diyor.

Önceki gün “Tarkan neredesin. Moral ver insanlara şarkı söyle” diye yazdım.

Vah ben miyim bunu yazan.

Hemen “Eh Tarkan şarkı söyleyince her şey bitecek mi?” , “Tarkan a mı kaldık” diye eleştiren eleştirine.

Bir durun yahu!

Bir durun.

Az biraz durmayı denesenize.

Siz bu hayattan ne istiyorsunuz.

Neden sürekli eleştiriyorsunuz?

Ve neden hep mutsuzsunuz?

Biraz bu sessiz kalıp evlere kapandığımız günlerde bunu düşünebilirsiniz mesela.

Sokaktayken de eleştirip, mutsuzdunuz.

Şimdi doğa “Hadi kış kış evinize sizi mutsuzlar” dedi hala mutsuzsunuz.

Zenginler bir şey koyuyor “Biz fakiriz. Zengin olsak” falan diyorsunuz ya.

Hiç alakası yok.

Siz zengin de olsanız aynısınız bence.

Sevgisiz ve mutsuz.

Allah sizlere akıl versin.

Mantık versin.

Huzur versin.

Sevgi versin.

Ünlü isimler tam gaz devam edin

Evet şu ara öyle durumlar var ki, işin içinden çıkılacak gibi değil.

Bu durum inşallah kısa sürer.

Uzun sürmez.

Çünkü öyle ki, “Kiramı nasıl ödeyeceğim”, “Faturalarımı nasıl ödeyeceğim”, “Nasıl alışveriş yapacağım”, “Nasıl karnımı doyuracağım” diyen insanların sayısı günden güne artıyor.

Endişe, korku yükseliyor.

Bu karamsar günlerde sanatçılar ulaşabildikleri her yere ulaşmaya çalışıyor.

Haluk Levent başlattı.

Ünlü isimler birçok eve ulaşacak. Erzak yollayacaklar.

İşte bu.

Burası Türkiye…

İtalya’da, Amerika’da, İngiltere de olmayan bir durum.

Burası Türkiye.

Her zorluktan daha da güçlenerek çıkarız biz.

Hayat tecrübesi fazla olan bir kültürken geliyoruz.

Hayat okulunu bitirdik biz.

Biliyorum ki, öyle kenetleneceğiz ki. Daha da güzel olacak .

Bu arada ünlü isimler hem yardımları, hem her akşam yaptıkları canlı yayınları kesmemeleri tam gaz devam etmeleri gerekiyor.

Hayata sarılmak devam etmek.

Tam gaz.

Devam…

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar