Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Yıl 1997...

Candan Erçetin bir otobüste koltuğuna oturmuş, "Yalan" şarkısını seslendirirken hepimizi bir kez daha düşünmeye yönlendirdi.

Evet düşündük.

Evet dertlendik...

"Geri döndüren gördün mü geçmişi

Boşa soldurdun o nazlı gençliği

Bir avuç toprak için yor kendini

Dünyada ölümden başkası yalan"

ile başlayıp, "Yalan, başkası yalan. Dünyada ölümden başkası yalan. Yalan, başkası yalan. Dünyada ölümden başkası yalan" diye devam eden şarkının sözlerini unuttuk biz bu günlerde. Hem de ne unutma...

Dünyada ölümden başkasının yalan olduğunu unuttuk.

Gerek sosyal medyanın gerçek olmayan sahte dünyasına kaptırdık.

Gerekse giydiğimiz marka kıyafetlerin büyüsüne kapıldık.

Gerekse, dostu dosta kırdıran sahte insanların yalanlarına kandık.

Ama biz insan sonunun gerçekliğinden çıktık.

İnsanların dilinin kemiği yok oldu. Fütursuzca konuşmalar ayyuka çıktı.

Saygı ve sevgi kavramları sadece söylemlerde kaldı.

Bir ölüm sonrası bile bu sınavdan geçemedik.

En son, Ece Erken'in eşinin ölümü sonrası yaşadık.

Önceki gün yazdığım "Üzgünüm" yazıma eleştiriler geldi. Kimden bilin bakalım!!! Tabii ki kadınlardan.

Oysa ki, iki kadın yan yana gelmişken. Kol kola girmişken sözler, yorumlar bitmedi, bitemedi!!!

Bize ne!!!

Sana ne!!!

Kime ne!!! Değil mi???

Bir kadın eşini, diğeri çocuklarının babasını kaybetmiş.

Ve diğer kadın "Anne" de evladını..

Dünyada başka bir gerçeğin olmadığı, ölümün tek gerçek olduğunu fark edip, kol kola girip kenetlenmişken kötü gözler, yorumlar, keskin diller devrede hala.

Yalan... Efendiler yalan...

Gelin şarkıya bir kez daha kulak verin. Hatta günde birden fazla dinleyin. Ödev olarak yapın bunu... Evet "Dünyada ölümden başkası yalan"

Bunu da unutmayın...

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar