Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Günümüzde çoğunluk bir kesim var ki, "Yalnızlıktan" aşırı korkuyor. Doğru ya da yanlış hayatında mutlaka birini istiyor. Ve o ilişkisinde mutsuz bile olsa onu sürdürmek istiyor.

Özellikle bir kesim "Evlenmeliyim", "Mutsuz olsam bile evliliğimi sürdürmeliyim", "Çocuk yapmalıyım", "Hayatımda illa ki birisi olmalı", "Sevgilim olması gerekiyor" düşüncesinden öteye gidemiyor. Şahsen "Bir insan mutsuzsa zorla hiçbir şeyi sürdüremez. "Evlenmek kadar, boşanmak da var bu hayatta. Sevgilin olduğu kadar, olmaması da çok normal bu hayatta" ya da "Herkesin çocuğu olmak zorunda değil. Herkes anne ve baba olamaz" gerçekten.

Geçenlerden başından üç evlilik geçmiş bir erkek arkadaşım "Aslında hiç karmaşık değil bazı şeyler. Her şey insana dair. Evlenirsin, boşanırsın. Sonra yine denersin... Olmazsa boşanırsın. Sonra yine denersin. Bu kadar zor değil. Sen nasıl mutluysan, karşındaki nasıl mutluysa bu kadar hayat" dedi.

Üçüncü evliliğinden ayrılma nedeni, eşinin sadece "Sıkıldım" demesiymiş. Evet kadın 18 yıl birlikte olduğu eşine sadece "Sıkıldım" demiş.

Şahsen ben garipsemiyorum bir kadın olarak. Olabilir o da insan sonuçta, onun duyguları yok mu? Sıkılmış, bitmiş, tükenmiş ve yürütemiyor. Çok doğal geldi bana. Tamam kolay değil karşı taraf ama diğer taraf zorla yürütüyorsa olmaz ki. Mutsuz olurlar. Kadın açık açık ve cesurca söylemiş. Ama yanımızda olan diğer bir kadın arkadaşım, "O ne demek ya. Sıkılır mı insan?" diyerek karşı çıktı ve asla kabul etmedi.

Evlenince sıkılamaz diye bir kaide yok bildiğim kadarıyla. Ya da erkeğin sıkılması normal karşılanırken, kadının sıkılması neden karşılanmaz.. Olmamış demek ki!!! Heyecan vermemeye başlamış ilişki demek ki!!! Bitmiş demek ki!!!

Bu kadar basit yani...

Ne kadar mutluysan bir o kadar da mutlu edersin... İşin sırrı da, bu kadar ve çok basit.

Mesela anneni, babanı, kardeşini seçemezsin. Ama hayatına katacağın insanı sen seçersin. Günahıyla, sevabıyla sen seçiyorsun.

Bir taraf mutsuz, bir taraf mutluysa yürümez, bir ilişki. Üzülmek de, sevinmek de insana özgü. Önemli olan düzgün insan olmak. Hepsi bu kadar basit aslında.

Nedir düzgün insan olmak; Yalan söylememek, çalmamak, çırpmamak, iftira atmamak, kötülük yapmamak, bir başkasının ekmek parası ile oynamamak. Doğayı, hayvanı, çocuğu, kadını sevmek, korumak. Büyüklerine saygı göstermek. Bence en büyük erdem ve iyi insan olmak bu kadar kolay...

İlla ki, bir şeyleri, "Sürdürmeliyim", "Yapmalıyım", "Yürütmeliyim" diyerek entrika tadında yürümez hayat. Ve kimseye de hayatı cehenneme çevirmemek gerek. Keza kendinize de... Zaten sevimsiz bir dünyanın içinde yaşıyoruz. Bir de tabii illa ki, "Evlenmeliyim", "Yalnız olmamalıyım", "Hayatımda biri olsun" tadında yanlış ilişkiler içinde olmak da bir o kadar yorucu. Geçen gün de yazdım. Kendinize bu işkenceyi yapmayın. Benim çevremde maşallah var az biraz bu tip insanlar. Mutsuzluk içinde saçma ilişkiler içinde yoğrulup gidiyorlar.

Şöyle bir arkaya yaslanıp kendilerini izleseler kendilerinden tiksinecekler. O kadar kötü gözüküyorlar farkında değiller.

Yani hanımlar-beyler, zaten zorlu bir dünyada yaşarken kasmayın kendinizi... Hayatı daha da cehenneme çevirmeyin derim.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar