Küçük motorla büyük iş
Bu sayfayı her hafta okuyanlar hatırlayacaktır; bir süre önce yeni 4 serisini deneyip yazmıştım.
O yazıda belirttiğim gibi “Aslında denemek istediğim yeni motorlu 418i Gran Coupe idi ama BMW bana bir 420 Coupe gönderince 418’i de deneyeceğimi” yazmıştım.
Sağ olsun Borusan Otomotiv, BMW’nin yeni 3 silindirli motorunu koyduğu 418’i de gönderdi. Otomotiv piyasası aslında ilginç bir ortam. Kimin eli kimin cebinde çok belli değil. BMW bir süreden beri küçük motorlarını Fransız PSA’dan, yani Peugeot-Citroen’den temin ediyordu, ancak bir yandan da kendi yüksek güçlü küçük motoru için çalışıyordu. Bu yeni motor 1.5 litre hacimli, 136 beygir gücünde bir güç ünitesi. En önemli özelliği ise CO2 değerlerinin çok düşük olması. Ama bu durum BMW’nin çoğu motoru için geçerli. BMW bu motoru şimdilik öncelikle 2 ve 4 serilerinde kullanmaya başladı. Yine BMW gruba ait Mini’lerde de bu motor kullanılmaya başlandı. Ancak 1, 3 ve 5 serilerinde de kullanılması kaçınılmaz. Açıkçası ben de bu yeni motorun nasıl bir şey olduğunu epeydir merak ediyordum.
Peşin peşin söyleyeyim.
Otomobilin iç donanımında, 4 serisi Coupe’den farklı hiçbir şey yok. Kusursuz “i drive” işletim sistemi de, müzik sistemi de, iç donanımdaki tüm unsurlara kadar her şey aynı. Tek fark Gran Coupe’nin 4 kapılı olması. Ancak kapı sayısı da sizi yanıltmasın, otomobilin dış boyutlarında da bir değişiklik yok. Eni, boyu her şeyi aynı.
Ancak şunu söylemek farz; 4 serisi Gran Coupe, 4 kapılı 3 serisinden daha şık ve daha güzel bir otomobil. Arka tarafı 3 serisine göre biraz daha basık olsa da, bu spor görünümlü otomobilin bagaj hacmi 3 serisiyle aynı. 418i Gran Coupe’nin benim için ilginç yanının 3 silindirli motoru olduğunu başta da belirttim. Peki bu motoru beğendim mi?
Açıkça söyleyeyim, 420d’den sonra denediğim için biraz zayıf buldum. 136 beygirlik güç yeterli gibi görünse de 420 Dizel’den 54 beygir daha düşük güce sahip. Ama daha önemlisi, 2 litre Dizel’in 400 nm torkuna karşılık 418i’nin 220 nm’lik torku özellikle yokuşlarda bayağı bir kendini ezik hissettiriyor. CO2 emisyonu olarak da 420 daha iyi, ancak ben yine de dizellerin partiküller açısından çevreye daha zararlı olduğunu düşünüyorum. Bu anlattıklarımdan sonra “420d mi alınır yoksa 418i mi?” diye soracak olursanız, bence 418i alınır. Evet hızlanması muazzam değil, evet son sürati 210 kms ve 420d’den 30 kms daha düşük. Ancak fiyatı 420d’ye oranla çok daha makul. 160 bin TL civarındaki fiyatı, kampanya döneminde 140 küsur bin TL’lere kadar düşmüştü ki, bu böyle bir otomobil için çok iyi fiyat. Hele hele büyük kentlerimizin dört bir yanı radar sistemleriyle donatıldığından ötürü hız limitlerini aşmak artık hayal olmuşken, rezil bir trafik sıkışıklığında zaten gazı basmak mümkün değilken kesinlikle 418i alınır.
YÜZDE 10-15 FAZLA YAKIT TÜKETİYOR
418i’nin 420d’ye oranla çok daha sessiz olduğunu hemen belirteyim. Her iki otomobilde de BMW’nin 8 ileri şanzımanı kullanılmış. Hızlanma ve esneklik 3 silindirli bir motordan beklenenden iyi. 3 silindirli motorun 4 silindirli 2 litrelik dizelden çok daha hafif olması, motorlar arasındaki güç farkından kaynaklanan sürüş dinamiği farkını da azaltıyor. Ama yine de güç farkını kapatmaya yetmiyor. Ağırlık farkı, otomobilin ağırlık dağılımını da olumlu etkilemiş olmalı ki, virajlarda 418i çok daha iyi bir tutunmaya sahip. 418i’nin kıçı başı hiç ama hiç oynamıyor. Yakıt tüketiminde ise 420d daha iyi. 418i küçük motoruna rağmen her yüz kilometre için 420d’den yaklaşık yüzde 10-15 daha fazla yakıt tüketiyor.
HASAN ABİ’NİN OTOMOBİLİYLE İLGİLİ NOT
Geçen hafta Amarok’u anlatırken karda yolda kalan Hasan Cemal’in X3’ünü Amarok’la çektiğimi yazmıştım. BMW’den bilgi yolladılar. Araştırmışlar. Hasan Cemal’in X3’ü 4 çeker değilmiş. “4 çeker olsaydı çekmek zorunda kalmazdınız” diye. Hasan Abi otomobilinin kaç çeker olduğunu bilmeyecek kadar otomobilden anlamadığı, daha doğrusu otomobil kullanmayı dahi bilmediği için böyle bir yanılgıya düşmem normal. Ancak yine de Amarok arazide X3’ten daha iyi bir araçtır. Hatta X3 bir arazi aracı değildir. Şehir için yapılmıştır.
UBER’E BAKIN! TAKSİYE YENİ BİR SİSTEM GETİRELİM
İki kere UBER’i yazdım. Yetkililerden tık yok. Belli ki, UBER’in arkası sağlam. Bu arada vatandaşlardan çok tepki var. “Kardeşim UBER bizi İstanbul’un pis, berbat taksilerinden kurtarıyor, sana ne?” diye. Ben ise başka bir şey öneriyorum. Başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi olmak üzere tüm belediyeler “taksi sistemleri” için ihaleye çıksınlar. Mesela İstanbul’da “taksi lisansı” için 3 ayrı ihale yapılsın. 20 bin, 10 bin ve 5 bin olmak üzere farklı sayılarda taksi için. Örneğin 1 milyar TL veren şirket, 20 bin taksilik ihaleyi alsın. 600 milyon veren, 10 bin taksilik ihaleyi alsın. 350 milyon veren de 5 bin taksilik ihaleyi alsın. Böylece belediye 1 milyar 950 milyon TL gelir elde etmiş olur. Bu şirketler de daha fazla müşteri alabilmek için kaliteye önem verirler. Daha iyi otomobillerden oluşan filolar kurarlar. Daha medeni, daha terbiyeli şoförler alırlar. Şoförler ise hem sigortalı olurlar ve doğru düzgün sosyal güvenliğe kavuşurlar, hem de iş garantileri olur. Maliye de vergi kaçağını önler. Otomotiv sektörü için de iyi olur. Markalar, taksiler için özel otomobil üretirler. Taksi şirketleri ise toptan alım yapacakları için bu otomobilleri daha düşük fiyata alırlar. Şirketler kendi servislerini kuracağı için de bakımonarım maliyetleri düşer. Yine taksi şirketleri, akaryakıt satış şirketleriyle anlaşma yapacakları için daha ucuz yakıt temin ederler. Diyeceksiniz ki, “Taksi plakaları ne olacak?” Vallahi o bizi ilgilendirmiyor. Yıllardır bu işin kaymağını yeterince yediler diye düşünüyorum.
- Bana katlanan herkese teşekkürler1 yıl önce
- NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?1 yıl önce
- Mirası kim paylaşır1 yıl önce
- Uçlara güç veren bir Anayasa1 yıl önce
- İçimizdeki İrlandalılar1 yıl önce
- Dünün güneşi, bugünün çamaşırı1 yıl önce
- Plan mı pilav mı!1 yıl önce
- Kalksa da görsek1 yıl önce
- İnce dedikodular1 yıl önce
- Oran değil, fark önemli1 yıl önce