Cumhuriyet ve Osmanlı
CUMHURİYET dönemi Osmanlı’yı unutturdu, geçmişimizle bağımızı kopardı.
Buna gerçekten inanıyor musunuz?
Ben bir Cumhuriyet çocuğuyum.
Doğduğumda Cumhuriyet 49 yaşındaydı.
Babam doğduğunda ise Cumhuriyet 5 yaşındaymış.
Ne ben ne de babam ne de çevremdeki hiç kimse Osmanlı’yı inkâr etmedi.
Osmanlı’nın kötü olduğunu bize kimse öğretmedi, söylemedi.
Tam aksine, Osmanlı’nın övünülecek yönlerini hep öne çıkaran, utanılacak yönlerini ise hep arka plana iten bir ortamda büyüdük.
Eğitimimiz bile böyle bir ortamda oldu.
Orta Asya’dan başlayarak tüm Türk büyüklerini ezberledik.
Osmanlı’nın büyük padişahlarıyla, Fatih’le, Yavuz’la, Kanuni’yle övünç duyarak büyüdük.
4. Murad’ın öykülerini dinledik.
Sonraki padişahların Osmanlı’yı çökerten hatalarını öğrendik.
Asla ve asla bir Osmanlı inkârı, bir geçmiş inkârı bize öğretilmedi.
Ne evimizde, ne okullarımızda.
Sadece ve sadece Vahideddin’le ilgili iyi şeyler duymadık.
Zaten öyle bir ortam da yoktu Cumhuriyet Türkiye’sinde.
Mesela yine çocukluğumda Hürriyet Gazetesi “100 büyük Türk” diye bir kitap dağıtmıştı.
Yarısı Osmanlı şahsiyetleriydi.
En büyük Osmanlı tarihçileri hep Cumhuriyet döneminde eser verdiler.
Halil İnalcık, Ömer Lütfi Barkan ve İlber Ortaylı.
Cumhuriyet, Osmanlı’yı asla ve asla inkâr etmedi.
Tam aksine yüceltilebilecek her tarafını yüceltti.
Atatürk Cumhuriyet’inde hem Cumhuriyet’i kurmakla övündük hem de Osmanlı’yla.
Sizi bilmem ama biz öyle büyüdük, öyle öğrendik.
*********
LAFA BAK
YPG saflarında savaşan Çin asıllı İngiliz konuşmuş:
“Hiç şansımız yok, Türkiye’yi durduramayız.”
Bunu da medyamız haber yapıyor, övünç duyarak.
Allah aşkına haber bunun neresinde?
Bir terör örgütünün Türk Silahlı Kuvvetleri’ni durdurma ihtimali var mıydı ki bunu bir İngiliz terörist söyledi diye haber yapıyorsunuz.
Tersini söylese inanacak mıydınız!
********
İYI OLDU HAK ETMİŞTİNİZ!
ALTAN kardeşler ile Nazlı Ilıcak hakkındaki yargı kararı verildi.
Henüz kesinleşmemekle beraber Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan ve Mehmet Altan “ağırlaştırılmış müebbet” hapse mahkûm oldular.
Eh, ne diyeyim, hak etmişlerdi.
Daha azı kesmezdi.
Ne de olsa, FETÖ’cüleri devletin en kritik kademelerine, bürokrasinin en önemli noktalarına yerleştirenler onlardı.
FETÖ’cülerin devlet ve ordu içinde yükselmesine geçit veren onlardı.
Biz “KPSS ve ÖSS’de soru hırsızlığı yapılıyor” diye bas bas bağırdığımız zaman, “Hiçbir şey yok” diyen onlardı.
Kozmik odalara girilirken, buna izin veren onlardı.
Zekeriya Öz ve benzerlerini en etkili konumlara atayanlar onlardı.
FETÖ, TSK ve devlet organları içinde harıl harıl örgütlenirken engellemeyenler onlardı.
Bu yüzden bu cezayı sapına kadar hak ettiler...
Tabii ki gırgır geçiyorum.
Ve tabii ki bunların pirüpak, masum olduklarını iddia etmiyorum.
Ilıcak da Mehmet Altan da özellikle Ahmet Altan da Türkiye’nin başına gelen felakette belirli oranda pay sahibiydiler.
Bilerek veya bilmeyerek kullanıldılar, bilerek veya bilmeyerek yanlışlar yaptılar.
Ama bir dönemin tüm suçunu bunlara yüklemek insafla bağdaştırılamaz.
Bir dönem hepiniz aynı koronun üyesiydiniz.
Aynı şarkıyı söylüyor, aynı nakaratı terennüm ediyordunuz.
Bir dönemin tüm suçunu onlara yükleyerek arınamazsınız.
Türk ordusuna “Kâğıttan kaplan” diyenler, bütün kapıları FETÖ’ye ardına kadar açanlar ortalıkta gezerken tüm suçu medya ayağına yıkmak, vicdanlara sığmaz.
Akıllara hiç sığmaz.
Ahmet Altan
Mehmet Altan
Nazlı Ilıcak
*******
MİLLİ PİYANGO O PARALARI BAĞIŞLAMALI
MİLLİ Piyango İdaresi’nin verdiği bilgiye göre, 200 milyon TL’yi aşkın ikramiye, talihliler tarafından tahsil edilmediği için Milli Piyango İdaresi’nde kalmış.
Bu bir marifet değil.
Bunu gelir diye kaydetmek hem haksızlık hem ayıp.
Milli Piyango İdaresi’nin yapması gereken açık.
Tahsil edilmeyen ikramiyelerin kazançlarını, Türkiye’deki kurumlara “bağış” olarak dağıtmalı.
MP bu paraları Mehmetçik Vakfı gibi, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni Güçlendirme Vakfı gibi vakıflara bağışlamalı.
Bunun için yasal bir düzenleme yapmak gerekiyorsa acilen yapılmalı.
Bu paraların böylesi vakıflara bağışlanmasına itiraz edecek tek bir vatan evladı olduğunu zannetmiyorum.
********
SOYUNUZ ŞAŞIRTMASIN
TÜRKİYE’nin yeni merakı “soy”.
E-Devlet’te herkesin soyunu sopunu öğrenebilmesinin yolu açılınca millet e-Devlet’e hücum etti.
Haliyle sistem kilitlenmiş. Şimdi yavaş yavaş açılıyor ve herkes soyunu öğreniyor.
Ben bunu ilk duyduğumda, “Ulan çok tehlikeli bir iş, dolandırıcıların önü açılacak” demiştim.
Ama milletin umurunda değil.
Herkes atasını öğrenmeye çalışıyor.
Anadolu coğrafyasında bunu yaptığınız zaman ummadığınız sonuçlarla karşılaşmaya hazır olun.
Ancak şunu da söyleyeyim; anladığım kadarıyla verilen bilgiler çok sağlıklı değil.
Büyük dedesi Yunanistan’da gömülü bulunan ve ailesinden tek bir fert bile Gebze’den öteye seyahat etmemiş olan biri, büyük dedesinin Sivas’ta olduğunu öğreniyor mesela.
Ya büyük babaanne bir halt karıştırmış ya da bilgi gerçek dışı.
Aile kökleri Halep’te olan biri ise birdenbire aileyi Balkanlar’da bulabiliyor.
Bana sorarsanız sistem tamamen uydurma çalışıyor. Çünkü elde pek doğru düzgün veri yok.
Ama yine de keyifli.
Ben henüz girip bakmadım ama soranlara “Bir yarım Habsburg Hanedanı’ndan çıktı, diğer yarım İngiliz Kraliyet ailesi ile kuzenmiş” diyorum.
Ha e-Devlet palavrası ha benim şahsi palavram.
Ne fark eder!
*******
BAĞIMSIZ TÜRK YARGISI
AYLARDIR tutuklu yargılanan Deniz Yücel isimli Alman vatandaşı gazeteci, dün serbest bırakıldı.
Yargı kararıyla.
Tam da Başbakan Binali Yıldırım ile Almanya Şansölyesi Angela Merkel’in görüşmesinin ardından.
Ve şimdi biz, dünyaya “Bizde yargı bağımsızdır” demeye devam edeceğiz.
Ve onlar da inanacaklar.
*******
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Başkasının çocuğunun tacizine sessiz kalanlar, kendi çocuğunun tacizcisine yol verdiğini unutmadığı zaman.
- Bana katlanan herkese teşekkürler1 yıl önce
- NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?1 yıl önce
- Mirası kim paylaşır1 yıl önce
- Uçlara güç veren bir Anayasa1 yıl önce
- İçimizdeki İrlandalılar1 yıl önce
- Dünün güneşi, bugünün çamaşırı1 yıl önce
- Plan mı pilav mı!1 yıl önce
- Kalksa da görsek1 yıl önce
- İnce dedikodular1 yıl önce
- Oran değil, fark önemli1 yıl önce