HABERTÜRK hangisi
DÜN eş, dost, okur, okumaz pek çok kişi aradı. Cepten mesajlar geldi. Mail'den postalar.
"Sen ne biçim yayın yönetmenisin" diyordu çoğu.
"O biçim" diyeceğim ama yanlış anlaşılacak.
Kızgınlığın sebebi Nihal Bengisu Karaca'nın dün kaleme aldığı tango yazısı.
"Habertürk'ün fikri bu mudur?" diye kızmışlar.
"Ben de yanıt verdim ona" diyince daha çok kızıyorlar.
"Habertürk'ün fikri senin gibiyse koyma o zaman o yazıyı kardeşim" diyorlar.
Bakın arkadaşlar, HABERTÜRK'ün tek bir fikri vardır. Özgürlüklerden, insan haklarından, dürüstlükten yanayız, hırsızlığa, uğursuzluğa, baskıcılığa, demokrasi dışılığa karşıyız.
HABERTÜRK'ün bundan başka bir fikri yok. Olamaz da. Olmamalı da.
Bunun ötesinde HABERTÜRK'te fikirler var. Onlarca fikir, yüzlerce fikir.
Bekir Coşkun var mesela. Yıllardır tandığınız. Hiç değişmeyen yerini bildiğiniz.
Nihal Bengisu Karaca var. Tanımaya, anlamaya çalıştığınız. Aralarında bir yerde ben varım.
Benim üzerimde bir yerlerde dolaşan Umur Talu var.
Murat Bardakçı var, farklı dünyaları ve dönemleri birleştiren köprü olarak.
Pakize Suda var, nasıl bu kadar farklı yazdığını anlamakta güçlük çektiğim.
Yiğit Bulut var, her yere ve her fikre yetişen.
Muharrem Sarıkaya var, Ankara'nın genç duayeni. Sağduyunun sesi.
Balçicek Pamir var. Adı gibi rengârenk.
Yavuz Semerci var. Rakamlarla hayatı inanılmaz bir başarıyla birleştiren tek adam.
Ve Elif Şafak var. Fikrimize yeni kapılar açan.
Şimdi söyleyin bana bunların hepsinden tek bir fikir çıkar mı?
Asla.
Bunca yazarın tek bir ortak noktası var. Aydın namusu.
HABERTÜRK yazarlarının en ayırt edici özelliği bu.
Toplamında her fikre aynı yakınlıkta ve aynı uzaklıkta.
Kimseye bağlı olmayan, yüzde yüz tarafsız.
Her fikre muhalif veya her fikre yandaş olmaktan gocunmayacak kadar namuslu. HABERTÜRK bu.
Ne yazık ki, bu yönleriyle Türkiye'de tek.
Türünün son örneği.
Ekşimiş ruhların buluşma yeri
BİRİNCİ sayfamızda bir bankacının Ekşi Sözlük yüzünden başına gelenleri anlatan bir haber var.
Gerçekten de Ekşi Sözlük gibi ortamlar, internetin pis kokusu nesiller boyu sürecek bir çöplüğü.
En aşağılık dedikodular, en adi iftiralar, en seviyesiz hakaretler, en kompleksli yorumlar hep orada ve benzerlerinde.
Üstelik de bunların "aşağılık dozu" giderek artıyor.
Niye biliyor musunuz?
Çünkü bunlar, bu pislikleri kaleme alanlar giderek yaşlanıyor da ondan.
Başarıya, başarılı insanlara düşman bu haset depoları giderek yaşlanıp, umutsuzluk uçurumlarının dibine yuvarlandıkça, hayal ettikleri adam olma ihtimalleri giderek ortadan kalktıkça içlerinde biriken kin koyulaşıyor.
Girin bir gün okuyun bu pislikleri. Birkaçı hariç, büyük bölümü normal bir insanın hafsalasının almayacağı kompleksli yorumlarla hiç tanımadıkları, hiç bilmedikleri insanlara saldırıyor, karalıyorlar.
Zaten normal ruh halindeki bir insan, işi gücü bırakıp, hayatına bırakın dokunmayı teğet dahi geçmeyen insanlar hakkında safyalar dolusu yazı yazıp, kin kusmaz.
Ama bunlar yazarlar.
Yazdıkça kendilerini önemli zannederler.
Oysa pislik çukurunun dibinde debelendiklerinin farkında dahi değillerdir.
Pislik çukurunu dolduran ise bunların kendi ruhlarının karanlığından akan irinden başka bir şey değildir.
Ne şikâyetler, ne mahkemeler bu pisliğin üstesinden gelemez.
Çünkü oralar ruhunu şeytana satmışların buluşma yeridir.
Bu karanlık ruhlar pazarında olmayan tek şey haysiyettir.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Meslektaşlarımızın pek çoğundan utanç duyduğumuz bir mesleğin mensubu olmaktan utanç duymamız gerekmediğini anladığımız zaman
CEVAP VE DÜZELTME
01.02.2010 tarihli HaberTürk Gazetesi’nde ve 20.02.2010 tarihinden bu yana Fatih Altaylı’ya ait www.fatihaltayli.com.tr adresli sitesinde yayınlanan, Fatih Altaylı’nın “Ekşimiş Ruhların Buluşma Yeri” başlıklı yazısında müvekkil şirkete ait İnternet Sitesi ve kullanıcılarına karşı hakaret içeren, müvekkil şirketi küçük düşürücü ve ticari itibarını zedeleme kastı taşıyan ifadeler nedeniyle cevap ve düzeltme talebinde bulunma gereği doğmuştur.
Her türlü yasal haklar saklı kalmak kaydıyla aşağıda yer alan cevap metninin Basın kanunu’nun 14. maddesi ve 5651 Sayılı Kanun’un 9. Maddesi gereğince yayınlanmasını talep ederiz.
“Müvekkil şirkete ait Ekşi Sözlük İnternet sitesi Türkiye’de İnternet alanında markalaşmış sitelerden biri olup, dünya üzerinde en çok takip edilen Türkçe içerikli sitelerinden biridir. İnternet sitelerine ilişkin 5651 Sayılı kanunun gerektirdiği tüm yükümlülükleri eksiksiz olarak yerine getirmektedir.
Ekşi Sözlük’ün yirmialtıbinden fazla yazarı ve toplam yüzellibin civarında kayıtlı kullanıcısı mevcut olup, onbir yıldır her kesimden ve görüşten insana fikir ve düşüncelerini ifade edebilmeleri için yer sağlamaktadır.
Ekşi Sözlük, herhangi bir çıkar, ideoloji veya sermaye grubunun sahipliğinde veya kontrolünde değildir. Bunun neticesinde birbirine tamamen zıt yorum, görüş, bilgi ve ideolojiler bir arada bulunabilmektedir. Türk yazılı ve görsel medyasının içinde bulunduğu vahim durumun sebeplerinden biri olan Fatih Altay’lının Ekşi Sözlük için kullanmayı tercih ettiği “ ruhunu şeytana satmış” veya “ekşimiş ruhlar” tabiri ironiktir.
Yazılı ve görsel medyada halen yerleşik olan uygulamanın aksine, Ekşi Sözlük’te ticari veya şahsi ilişkiler gerekçesiyle daha eşit görülen dokunulmaz olan şahıs veya şirketler bulunmaktadır. Bu duruşun da katkısıyla Türkiye’de ifade özgürlüğünün tam anlamda vücut bulduğu yegane yasal platform olan Ekşi Sözlük’ü yine bu nedenden dolayı “pislik çukuru” olarak nitelendirmek, Fatih Altaylı’nın gazetecilik etiğini, seviyesini ve hasetini ortaya koymaktadır.
Başından sonuna kötü niyetle yazılmış, salt Ekşi Sözlük’ü ve kullanıcılarını aşağılama kastı taşıyan yazının düşük de olsa ciddiye alınması ihtimaline binaen açıklama yapma gereği duyulmuştur. Kamuoyuna saygıyla duyurulur”
Saygılarımla,
EKŞİ TEKNOLOJİ VE BİLİŞİM LTD. ŞTİ. Vekili
- Bana katlanan herkese teşekkürler1 yıl önce
- NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?1 yıl önce
- Mirası kim paylaşır1 yıl önce
- Uçlara güç veren bir Anayasa1 yıl önce
- İçimizdeki İrlandalılar1 yıl önce
- Dünün güneşi, bugünün çamaşırı1 yıl önce
- Plan mı pilav mı!1 yıl önce
- Kalksa da görsek1 yıl önce
- İnce dedikodular1 yıl önce
- Oran değil, fark önemli1 yıl önce