Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Sevgili okurlar,

Bu yazacaklarım yaklaşık 8 yıl önce yazılmış bir yazımdan alıntıdır:

“Bundan yıllar önce Yüksek Seçim Kurulu (YSK) hakkında ağır bir yazı kaleme aldım.

Biliyorsunuz, Yüksek Seçim Kurulu hâkimlerden oluşur.

YSK üyeleri beni dava ettiler.

Ankara’daki avukatımız, galiba Şahin Mengü’ydü, arayıp haber verdi.

“Gelip ifade vermem gerekiyor mu?” diye sordum.

“Gerek yok. Bu celse çağrı çıkar. İkinci celse gelip ifadeni verirsin” dedi. Dava günü, öğle saatlerinde telefonum çaldı. Arayan, davaya bakan avukatlardan biriydi.

“Gelip ifade vermenize gerek yok” dedi.

“Ne oldu, dava mı düştü?” dedim.

“Yok mahkûm oldunuz” dedi.

“İlk celsede mi?” diye sordum.

“Evet, ilk celsede. Tam 11 dakika sürdü.”

İnanamadım. “Savunma alınmadan mahkûmiyet mi olur?” dedim.

Avukat, “Merak etmeyin, Yargıtay’dan döner. Bizce de olmaz” dedi.

“Ne zaman döner Yargıtay’dan” diye sordum.

“En az 1 yıl, belki daha fazla” dedi.

10 veya 15 gün sonra aradı.

“Yargıtay da onadı” dedi.

“Hani en az bir yıl sürerdi?” diye sordum.

“Vallahi anlamadık. Hâkimler arası dayanışma herhalde” dedi.”

Evet sevgili okurlar, bu anlattığım, o dönem yazdığım Hürriyet gazetesinin avukatlığını yapan Şahin Mengü ile aramda geçen diyalog ve jet hızıyla mahkûmiyetimin hikayesidir.

O gün Yüksek Seçim Kurulu’nun 11 üyesine hayatımda ödediğim en yüksek tazminatı ödedim.

"Peki bu eski yazıyı ve olayı niye hatırlatıyorsun" diyeceksiniz.

O gün dersimi aldığım için bugün yazı yazmama kararı aldım.

Bugün yazı yok.

Bir kez daha anamı ağlatan bir tazminat ödemek istemiyorum.

***

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Geç gelen adaletin adalet olmadığını bildiğimiz zaman.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar