Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Muhalefetin iki partisi, CHP ve İYİ Parti Türkiye’deki IMF heyeti ile görüşmüş. IMF ile görüşen “muhalefet heyetinde” 2001 krizi sonrasının Hazine Müsteşarı Faik Öztrak ve AK Parti’nin atadığı ilk Merkez Bankası Başkanı, şimdinin İYİ Partilisi Durmuş Yılmaz var. İkisi de görev dönemlerinin başarılı isimleri ve uluslararası ekonomi kuruluşlarına yabancı isimler değil.

Bu yüzden de IMF yetkilileri ile görüşmelerinde bir beis yok.

Zaten normal olarak IMF ile muhalefet partileri de görüşür.

Garip bir durum da değildir, muhalefetin IMF veya başka uluslararası finans kuruluşları ya da ziyaretçilerle görüşmesi.

Burada garip olan “gizli” görüşmeleri.

Ben gizli yapılan işleri sevmem.

Görüşün elbette ama açık açık.

Göğsünüzü gere gere.

Sonuçta siz IMF’e gitmemişsiniz.

Zaten buradalar.

Belli ki sadece muhalefetle değil iktidarla da görüşüyorlar.

Ve muhtemelen iş dünyası ile de görüşecekler veya görüştüler.

Kötü olan görüşme değil.

Yanlış görünen gizli görüşme.

Gizli görüşmediyseniz sorun yok.

Ama o zaman da keşke açıklasaydınız.

Otu b.ku basın bülteni yapar medyaya dağıtırsınız.

Keşke bunu da “IMF heyeti ile görüşme” diye duyursaydınız.

Elbette şart değil ama iyi olurdu.

Tabii aynı durum iktidar ve dahi görüşen herkes için geçerli.

İktidar tarafı da eğer görüştüyse, “IMF Heyeti bir kez daha borç istemek için kapımızı çaldı” şeklinde bile olsa bunu duyurabilirdi.

Sonuçta IMF heyeti bu.

Kolombiyalı kokain taciri değiller ya!

***

Çağrıyı kim duyacak?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam Alemi için “kardeşlik çağrısı” yapmış.

İyi yapmış.

Ağzına sağlık.

Kardeşlik herkese lazım ama acaba İslam alemi bunu duyar mı?

Zannetmiyorum. Çünkü çok gürültü var.

İran ile Suudi Arabistan savaşın eşiğinde. İran Suudi tesislerini vurdu, yanan patlayan rafinerinin sesi her şeyi bastırır.

Hele bir de ABD askerleri Suudi Arabistan’a yerleşecekmiş, onlar iyiden iyeye gürültücüdür.

Yemen’de iç savaş bütün gürültüsüyle sürüyor. Patlayan silahların, atılan bombaların sesinden hiçbir şey duyulmaz.

Birleşik Arap Emirlikleri çeşitli İslam ülkelerinde darbe destekliyor. Onca tank sesinde bu çağrı hiç duyulmaz.

Sisi’nin derdi başından aşmış, muhaliflerin cezaevindeki çığlıkları her türlü çağrıyı bastırıyordur.

Suriye’de zaten kimsenin kimseyi duyacak hali yok.

Yani çağrı iyi de, duyulması zor.

Şu anda kardeş kardeşi bombalamakla meşgul.

Hele bir ölenler ölsün.

Sonra kalanlar kardeşlik mevzuunu değerlendirirler yeniden!

***

Duyarlılık ve HSK

HSK, Kıvanç Tatlıtuğ ile fotoğraf çektiren Hakime Hanım ile ilgili soruşturma açtı.

Zor bir durum.

Sonuçta hakim de insan.

Ama görevi gereği mesafeli durması lazım.

Ama zaten Tatlıtuğ’un davasına da bakmıyormuş.

Açıkçası ben o fotoğraftan hiç rahatsız olmadım.

Niye biliyor musunuz?

İlk yazıda söylediğim nedenle.

Hakime Hanım gizli saklı bir iş yapmamış.

Açık açık bir fotoğraf çektirmiş.

Herhalde bir fotoğrafa hakimlik onurunu satacak hali yok.

Bu yüzden de ben bu soruşturmayı biraz gereksiz bulduğumu söylemeliyim. HSK’nın duyarlığı için bir şey söylemek istemem.

Yargı duyarlı olmalı elbet.

Ama açık açık çekilen bir fotoğraf için olduğu kadar, açık açık olmayan ama çok konuşulan ilişkiler ve iddialar için de.

Aynı oranda...

***

Aman hafifletmeyin

Ferhat Ünlü, Adnan Oktar Örgütü için “Erotik Terör Örgütü” diye bir tanım kullanmış.

Eğlenceli ve komik olmakla birlikte benim hoşuma gitmedi.

Türkiye’de bir grup gencin ve ailelerinin üzerine kabus gibi çökmüş, uluslararası gruplarla ilişkisi olan, farklı istihbarat örgütlerince kullanıldığı aşikar bir yapıyı “çok basit” gösteren bir tanım oluyor.

Erotizm o işin sadece bir parçası.

Lütfen Sevgili Ferhat, bu işi hafifletmeye çalışanlara fırsat verme.

***

Manyak etmeyin bizi

Sosyal medyayı yoğun olarak kullanan ünlülerden bir ricam var.

Lütfen ruh sağlığımızla oynamayın.

Bizi manyak etmeyin.

Üç gün önce ağlayan, yüreğimizi dağlayan fotoğraflar koyup evlat acısından söz ediyorsunuz.

Üç gün sonra teknede göbek atarken fotoğraf koyuyorsunuz.

Tam sizin için üzülürken ve dertlenirken birdenbire şaşkına dönüyoruz ve kendi salaklığımız için dertlenmeye başlıyoruz.

Ne olur yapmayın.

Biz de insanız.

***

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Kalite arayışının züppelik zannedilmediği zaman.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar