Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Bu köşede yer alan son yazının altındaki “Ne zaman adam oluruz?” bölümünde ne yazdığını hatırlıyor musunuz?

Hatırlamıyorsanız aşağı doğru inip “Yazarın diğer yazıları”na tıklayıp görebilirsiniz ama sizi uğraştırmayayım, son ne zaman adam oluruz başlığının altında şöyle yazıyordu: “Depremi olduktan sonra değil, olmadan önce düşündüğümüz zaman.”

Bu cümle orada dururken yine bir deprem oldu.

Elazığ’da.

Kandilli’ye göre 6.5 AFAD’a göre 6.8 büyüklüğünde.

Yani bayağı bayağı büyükçe bir deprem.

Kırsaldan gelecek hasar raporunu henüz bilmemekle birlikte kent merkezlerinde ve ilçe merkezlerinde bir anlamda “ucuz atlatılmış” bir sarsıntı.

Tabii söylenenler doğru ise.

Ne yazık ki Türkiye’de her habere böyle yaklaşmak zorunda kalıyoruz.

“Doğru ise.”

Çünkü doğruyu çoktan kaybeden bir ülkedeyiz.

“Post truth” denilen rezillik artık canım memleketin en önemli özelliği haline geldi.

Hiçbir şeye inanamıyor, hiç kimseye güvenemiyoruz.

Haksız da değiliz!

Elazığ 6.8’le sarsılmış.

Kentin belediye başkanı “Can kaybımız yok” diye açıklama yapıyor anında.

Yahu nereden biliyorsun be adam, 30 saniyede sana bölge bölge rapor mu geldi!

Bir halt geldiği yok elbette.

Sallıyor.

Zannedersin Süpermen. Röntgen gözleriyle bakmış ve enkazın altını görmüş.

Öylesine kendinden emin.

Can kaybı olsa “1’i şu binanın, 2 si değil enkazın, sonuncusu da şu köşedeki binanın altında” diyecek.

Yahu böyle bir yalan, böyle bir “post truth” olur mu!

Yarım saate kalmadan yalan olduğu ortaya çıkacak bir yalanı, üstelik hiç de gereği yokken söyler mi sorumlu bir devlet görevlisi.

Ama söylüyor.

Çünkü memlekette üst makamları ve halkı kandırmak, görev gereği olmuş.

Doğruyu söylesen, “Henüz bilmiyoruz” desen, az olmasını diliyoruz desen ayıp mı?

Ve daha gece yarısı olmadan kayıplarımızın sayısının 15’i geçtiğini öğreniyoruz...

Eee ne oldu şimdi Sayın Başkan bu kaybedilen canları adamdan mı saymıyorsunuz!

O yüzden mi kayıp yok dediniz!

*

Kayseri kabullendi mi yani!

Bu ülkeyi anlamam mümkün değil.

Yarın birisi çıksa televizyonda Kayserispor için olumsuz bir cümle kullansa bütün kent ayağa kalkar.

Ama bir eski milletvekili “Bütün kent Pensilvanya oldu” diyerek Kayseri’yi komple FETÖ’cülükle, terör örgütü yandaşı olmakla suçluyor kentten tık yok.

Bir tek Elitaş isyan ediyor.

Gerisinin umurunda değil.

*

Cem Yılmaz İlluminati’dir

Cem Yılmaz, sosyal medya denilen “pislik çukuru”nda kendisi için “İlluminati” diyenlere kızarak “İlluminati” ile bir ilgisi olmadığını açıkladı.

Cem Yılmaz düşmanlarına söyleyeceklerim şudur:

“Sakın Cem Yılmaz’a inanmayın. Bir İlluminati mensubunun halka söyleyeceği ve söylediği her şey gibi bu da yalan. Cem Yılmaz çok üst düzey bir İlluminatı mensubudur ve bunu gizlemektedir. Çok genç yaşta devşirildiği örgütte, kısa süre içinde sivrilen Cem Yılmaz bugün artık çok üst düzey bir İlluminati’dir.

Kendisine sosyal medya ortamlarında hakaret edenleri uyarmayı bir görev biliyorum.

Kendisi hakkında yazdığınız her kelime hatta söylediğiniz her söz İlluminati tarafından kayda alınmakta, arşivlenmektedir.

Bu sözleri sarf edenler, kendisi hakkında olumsuz şeyler söyleyenler İlluminati organizasyonu tarafından mutlaka cezalandırılacaklardır.

Hele hele hakaret edenler. İlluminati propagandası için çektiği filmleri kötüleyenlerin sadece kendileri değil, aile bireyleri, çocukları ve hatta torunları dahi İlluminatı tarafından kara listeye alınacak, eğitim hayatları sekteye uğratılacak, iş hayatlarında başarısız olmaları için tüm İlluminati güçleri devreye girecek, İlluminati ile bağlantılı organize suç örgütlerinin hedefi haline geleceklerdir. Cem Yılmaz’ın İlluminati ile bağını inkar etmesinin nedeni de budur.

Sizlerin rahat rahat konuşup kendisine düşmanlığınızı açıkça sergilemenizi istemektedir ki, hem kendisinin hem de İlluminati’nin düşmanlarını açığa çıkarıp onları yok edebilsin. Aman dikkatli olun.

Bu Cem yılmaz denilen İlluminati’nin yapacağı kötülüğün sınırı yoktur.”

*

Kötülük egemen olunca

Sevgili Cem Yılmaz,

Deli misin, divane misin?

Yahu bu sosyal medyadaki aşağılık sürünün yazdıklarını dikkate alıp asabını bozmanın alemi var mı?

Onların anlayacağı dil yukarıdaki dildir.

O yazıyı okuduktan sonra, ki onu bile okuyacaklarını, okusalar dahi anlayacaklarını zannetmiyorum ama o yazıdan sonra o kadar yorulup, bu yıllık okuma hadlerini dolduracakları için şimdi sana yazacaklarımı okumayacaklar merak etme.

Cem kardeşim, sinirlenip asabını bozmana neden olan bu sosyal medya rezillerinin en zekisi “yarı dahi”.

Yani 70 IQ.

O da iyi ihtimalle.

Hepsini bir araya getirip, üst üste koysan ve zekalarını hesaplasan seninkinin yarısına ulaşmaz.

Bana göre çok iyi filmler yapıyorsun.

Ama giderek kötü insanların egemenliğine giren bu ülkede kötülükle mücadele edemezsin.

Bırakacaksın eninde sonunda kendi kötülüklerinde boğulacaklar.

Onların derdi senin yaptığın filmle falan değil.

Bindiğin otomobille, yaşadığın evle, yanındaki kadınla.

Yedi Oscar alsan, üç Altın Palmiye kaldırsan yaranamazsın.

Takma kafana.

Onlar taksınlar.

Kendi hiçliklerini.

*

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

İktidar milletvekilleri ile muhalefet milletvekillerine eşit muamele yaptığımız zaman.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar