Lanet okumak
Dün Atatürk’ün kurduğu Diyanet İşleri’nin Başkanı Ali Erbaş Atatürk’ü hedef alarak lanetler okudu.
Şaşırdım mı?
Asla.
Bekliyor muydum?
Evet.
Ne diyorum günlerdir.
Ayasofya’nın ibadete açılmasının bir karşıtlık yaratmamasından dolayı memnun değiller.
Karşıtlık yoksa bloklaşma yok.
Bloklaşma yoksa konsolidasyon yok.
Trollere denettiler olmadı.
Gazetecilere denettiler olmadı.
Muhalefet “Çok istiyordunuz açın. 18 yıllık iktidarsınız. Bunu yapmanız normal” dedi ve karşı çıkmadı. Oyuna gelmedi.
Baktılar ara yollardan olmuyor.
En tepeden yapalım dediler.
Diyanet İşleri Başkanı elinde kılıçla çıktı minbere.
Verdi veriştirdi başında oturduğu, Mercedes’ine kurulduğu kurumu kuran adama.
Açtığı camiyi Kilise olmaktan kurtaran, İstanbul’u “Gavurdan alan” adama.
Yoksa o Diyanet İşleri Başkanı bilmiyor mu Fatih Sultan Mehmet’in vakfiyesinde kimseye bir lanet okumadığını...
Aynı anda Ayasofya’da namaza duran Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat politikaları Kurulu üyesi Murat Bardakçı ve hemen yanında saf tutmuş Prof. Erhan Afyoncu, Fatih Sultan’ın vasiyeti sayılan vakfiyesinde böyle bir lanet olmadığını bas bas bağırarak, bunu bilmeyeni cahillikle suçlayarak anlatmadılar mı kaç zamandır!
Oradaki lanetin, vakfın ve devletin parasını çalana yönelik olduğunu, hırsızlara lanet ettiğini anlatmadı mı Bardakçı!
Sorsaydı ona da yine anlatırlardı lanetteki maksadı ve gerçeği.
O nedenle ben Diyanet İşleri Başkanı’nın maksatlı bir biçimde Atatürk’e lanet okuduğunu düşünüyorum.
Ayasofya’nın ibadete açılmasındaki maksadı hasıl eylemek için!
- Bana katlanan herkese teşekkürler1 yıl önce
- NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?1 yıl önce
- Mirası kim paylaşır1 yıl önce
- Uçlara güç veren bir Anayasa1 yıl önce
- İçimizdeki İrlandalılar1 yıl önce
- Dünün güneşi, bugünün çamaşırı1 yıl önce
- Plan mı pilav mı!1 yıl önce
- Kalksa da görsek1 yıl önce
- İnce dedikodular1 yıl önce
- Oran değil, fark önemli1 yıl önce