Yerli otodan sızdırdıklarım: Yerli otomobil yerlileşmeye çalışıyor
Siz bayram tatili yaparken, ben çalıştım.
Yok yok öyle çalışmak değil, merak ettiğim ve sizin de merak ettiğinizi tahmin ettiğim bir konu ile ilgili bilgi toplamaya çalıştım.
Mevzu yerli otomobil çalışmaları.
İktidar medyasına dahil olmadığım ve soru sormaya devam eden gazeteci tipi olduğum için genelde konularla ilgili bize pek bilgi verilmez.
Sorun da değil.
Bilgi verilenleri okudukça gülüyorum o da ayrı bir eğlence oluyor.
Çünkü gördüğüm şu ki, bilgi verilen ve yerli otomobil konusunda sözde halkı aydınlatan arkadaşlar, bu yerli otomobilin yapılabileceğine benim kadar inanmıyorlar.
Hatta hiç inanmıyorlar.
Bunu sadece iktidarın bir propagandası olarak görüyorlar ve o yüzden bu konuda yazıyorlar.
Yazdıklarının büyük bölümü ise deli saçması. O kadar uçuk kaçık ki, hem cehalet hem de inançsızlık kokuyor.
EN İYİ BİLGİ TEKNOLOJİ YAZARINDAN
TOGG’un üreteceği söylenen yerli otomobille ilgili en bilgilendirici yazıyı onca otomobil editörü falan varken yaza yaza Milliyet gazetesinden teknoloji yazarı Hanife Baş yazdı.
TOGG’un bu projesine nasıl üç Türk start up’ının dahil olduğunu, bu proje ile Türkiye’deki bazı teknoloji firmalarının birdenbire hayal bile edemedikleri bir büyüme kapasitesine kavuşacaklarını anlatmış Baş. Bana ulaşan bilgiler de Hanife Baş’ın yazdıklarını bire bir doğrular nitelikte.
CYVISION
Bunlardan biri CyVision adlı bir firma.
Koç Üniversitesi içinde AB destekli bir proje olarak başlamış CyVision ve ardından şirkete dönüşmüş. ABD’de Silikon Vadisi’nde açılan bir ofisle yoluna devam etmiş.
Ortakları üç bilim insanı.
CyVision otomobillerde ve özellikle savaş uçaklarından bildiğimiz Head Up display teknolojisini birkaç aşama ileri taşıyacak bir yenilik.
Özellikle navigasyon sisteminin ürettiği bilgileri sürücünün önüne üç boyutlu holografik bir görüntü olarak yansıtacak bir teknoloji. TOGG’dan önce bir başka büyük otomotiv üreticisi ile de anlaşma yapmışlar zaten.
HOME-IX
Yerli otomobil projesine dahil olan bir diğer firma Home-iX.
Bir firmanın yapacağı şey çok ama çok önemli ve aslında mobilitenin ve enerjinin geleceği.
Elektrikli otomobillerin yaygınlaşması ve hatta tüm araçların elektrikli olmasıyla birlikte elektrikli otomobiller ve bunların bataryaları kentlerin elektrik altyapısının bir parçası haline gelecek.
Bir tür enterkonnekte sistem demek mümkün.
Yani bazen otomobil şebekeye elektrik verecek, bazen şebekeden elektrik alacak diye düşünülebilir basitçe. Ayrıca kentlerin altyapılarındaki yenilenme ile birlikte otomobil şehir ile konuşacak. Otomobiller birbirleri ile haberleşecek.
Otomobil aynı anda sizin haberleşme cihazınız olabilecek, alışverişlerinizi halledebilecek, sipariş verecek, ödeme yapacak, evinizdeki akıllı sistemlerle entegre olacak.
Home-iX işte bunun için çalışıyor diyebiliriz. Benzer pek çok şirket dünyada bu çözümler üzerinde çalışıyor.
Home iX’in yöneticisi Mehmet Arzıman ise bu konularda çok tecrübeli.
Mercedes ve Porsche’de mobilite ve dijital entegrasyon ve dijital güvenlik üzerinde pek çok projede yer almış bir isim.
Porsche ve Mercedes ile hala işbirliği sürüyor.
Home-iX’e bir tür yeni nesil AMG gibi bakmak mümkün.
Nasıl ki, AMG Mercedes’ten ayrılan mühendisler tarafından kurulup, Mercedes tarafından desteklenerek büyüdü ise Home-iX de o yolda bir şirket.
Mehmet Arzıman adını ilerde daha çok duyabiliriz.
BÜYÜTECH
Bir diğer yerli teknoloji partneri ise Büyütech.
Otomobillerde giderek sayıları artan ve giderek daha işlevsel hale gelen kamera sistemleri ve akıllı kamera uygulamaları üzerinde çalışan Büyütech, TOGG’a bu konuda destek verecek.
Bu anlattığım üç firmanın ortak çalışmasının önemi şurada.
Tüm bunlar gelecekte otonom araçlar için vazgeçilmez olan teknolojilerin yerli partnerler aracılığı ile uygulanması demek. Ve bir gün yola çıkmayı başarırsa yerli aracımızın 5. nesil otonom araç olma ihtimali üzerine kurgulandığı gösteriyor.
MEMLEKETTE İYİ İŞLER DE OLUYOR
Eğer gelişmeler o yönde olacaksa, çok hoşuma gittiğini söylemeliyim. Türkiye’de işler pek de yolunda gitmezken ve abuk sabuk tartışmalarla oyalanırken bir yandan da çok doğru ve düzgün işler yapan firmaları da bu yolla öğrenmiş oluyoruz ve aynı zamanda bunlar Türkiye’nin geleceği için taşın altına ellerini koyuyorlar.
Bu açıdan TOGG’u ve CEO’su Gürcan Karakaş’ı kutluyorum.
Bu firmaları bulup bu projeye dahil etmek çok önemli olmuş.
TOGG BİLİNEN MARKA OLMUŞ
Gelelim diğer öğrendiklerime.
Yerli otomobilin markasının TOGG olacağını öğrenmiştim ama ben bunu yazamadan bu yönde bir açıklama yapıldı zaten.
Evet, marka TOGG olacak.
Birkaç kamuoyu yoklaması yapılmış.
Markanın bilinirlik düzeyi yüzde 70’e yakın çıkmış.
Beğenilme oranı da yüzde 50’nin üzerinde bulunmuş.
Buna yerli ve yabancı tüm tedarikçilerin, tüm yazışmalarda TOGG adını kullanması da ekstra bir motivasyon sağlayınca TOGG markası üzerinden devam kararı alınmış.
YAPAN MÜHENDİSLER ALINMIŞ ZATEN
Önceki hafta TOGG’un Alman mühendislik firması EDAG ile anlaşmasını eleştirmiştim.
“Koç grubunda, hem hafif hem ağır ticari araç bölümünde muazzam mühendislik işleri yapılıyor, araç geliştiriliyor. Bu bilgi birikimi varken niye EDAG? Buradaki mühendisleri niye almıyorsunuz” demiştim.
Almışlar.
Şu anda önemli bir bölümü Türkiye’de otomotiv konusunda faaliyet gösteren şirketlerden gelen 175 mühendis TOGG bünyesinde çalışıyor. Yıl sonuna kadar ekibe 100 mühendis daha katılacak diye öğrendim.
Bana göre bu sayı bile yetersiz.
Tecrübeli mühendislerin yanı sıra genç, uçuk bir ekip de varmış ki bu iyi haber.
YERLİLİK 68’E ÇIKACAK
TOGG’un yerlilik oranı daha önce yüzde 51 olarak açıklanmıştı.
Hedef bu idi.
Ben de “Yahu şu anda bile yüzde 60’lara yakın yerlilik oranı var” demiştim.
Bu oran revize edilmiş ve 3 yıl içinde yüzde 68’e çıkarılması planlanmış.
Bu iyi bir oran diyebilirim.
Çünkü şu anda Türkiye’de üretilen otomobillerde en yüksek yerlilik oranı yüzde 66,3.
Tedarikçi seçimlerinin de yüzde 93’ü tamamlanmış.
Yani kimden ne alınacak, kime ne verilecek yüzde 93 oranında kesin.
Bu tedarikçilerin yüzde 78’i yerli, yüzde 22’si uluslararası tedarikçiler.
Ancak bunun parasal karşılığını öğrenemedim.
Yani bu verdiğim oranlar parasal değil. Sayısal.
Yüzde 22’nin parasal karşılığı yüzde 78’den fazla olabilir mi, olabilir.
Onu da öğreneceğim inşallah.
BATARYADA YERLİYE DÖNÜŞ
Gelelim en önemli meseleye.
Bataryaya.
CEO Gürcan Karakaş’a en sert eleştirim batarya mevzuunda olmuştu.
Karakaş’ın bataryayı bir yerden alırız, onu sona bıraktık şeklindeki yaklaşımına “En önemli şey batarya. Batarya yoksa araç yok” demiştim.
Daha sonra bataryanın dışarıdan alınacağı ama batarya paketi ve batarya işletim sisteminin yerli olacağı açıklandı.
Şimdi bir aşama daha ileri gidilmesi kararlaştırılmış.
Öyle ki, üretime geçilmesine paralel olarak yerli batarya üretimine de başlanacakmış.
Yanlış okumuyorsunuz, araçların pilleri, batarya paketleri ve işletim sistemleri yerli olarak yapılacakmış.
Bunun Askeri Pil Sanayi’nde yapılacağını zannettim ama değil. Aspilsan’da üretimde hata oranı binde 5 imiş ve bu otomotiv sanayi için kabul edilemez yükseklikte bulunduğu için başka bir üretici olacakmış.
Buna inşallah demekten başka bir şey gelmez elimden.
MOTOR BOSCH
En büyük eleştirilerimden biri motorun Bosch’tan alınacak olmasıydı. Çünkü otomobile hareket kazandıracak olan bu motorun Türkiye’de üretilebileceğine inanıyordum.
Bu konuda motorun başlangıçta Bosch’tan alınacağının kesin olduğunu öğrendim.
Ancak bunun nedeni tamamen adetsel.
Üretimin başlaması ile beraber hedeflenen üretim adetlerine anında ulaşılması mümkün değil.
Bu süreçte motoru yerli üretmek gereksiz bir maliyet artışı getireceği için “şimdilik” Bosch.
Ancak artan üretim adetleri ile birlikte motoru da yerli üretme niyeti varmış.
Açıkçası emin olamadım.
PALAVRA ADETLERE İNANMAYIN
Üretim adetleri ile ilgili hükümet yanlısı medyada 100 binlerden bahseden yazılar çıkıyor.
Bizim gibi konuyu biraz bilenler de, çok bilenler de bu haberlere gülüyor çünkü bu gibi sallama iddialar TOGG’un ciddiyetine darbe vuran ahmakça yaklaşımlar.
Bu nedenle en merak ettiğim konu da üretim adetleri idi.
Eğer hükümet yanlısı medyanın saçmalıkları gibi bir bilgi alırsam bu iş tamamen palavraya gidiyor diyecektim.
Ancak edindiğim bilgi çok makul.
Üretim öyle birkaç yüz binli adetlerle değil, birkaç binli adetlerle başlayacakmış.
Ki makul ve doğru olan da bu.
Yine medyanın “İhracatla başlanacak” haberi de doğru değil.
Bir bilgi daha aktarıp noktalayayım.
Kısmet olursa 3 sene sonra üretim bandından çıkacak olan otomobil, sizin tanıtımda gördüğünüz otomobil olmayacak.
Belki benzeri olacak belki de hiç benzemeyecek. Bilmiyorum ama dizayn üzerinde çalışmalar hala sürüyormuş.
Ancak üretilecek aracın içinde yüksek teknolojili ürünler, bolca ekran olması kesin gibi.
Ve tabii fiyat.
Fiyat konusunda da ayaklar yere basıyor.
Öyle ucuz, harcıâlem bir araç beklemeyin.
Baz fiyatın 25 bin dolar karşılığı bir seviyede olması beklenebilir.
30-35 bin dolar karşılığında ise iyi bir TOGG’a sahip olabilirsiniz.
Tabii tüm bu yazdıklarım gayrı resmi bilgiler.
Gazetecilik faaliyeti sonucunda elde ettiğim şeyler.
Doğrusunu isterseniz benim açımdan önemli olan bu otomobildeki patentler.
Patent kimde ise, tek tek parçalarının ve parçalardan oluşan bütünün fikri mülkiyetleri kimde ise otomobilin milliyeti odur.
Yani yüzde 90’ı yabancı fikri haklardan ve yabancı patentlerden oluşan bir otomobile asla yerli diyemezsiniz.
Tüm parçalarını lisans altında Türkiye’de üretseniz bile.
Bu nedenle TOGG’un orta ve uzun vadede ne kadar fikri hak ve mülkiyet üreteceğini merak etmeye devam ediyorum.
- Bana katlanan herkese teşekkürler1 yıl önce
- NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?1 yıl önce
- Mirası kim paylaşır1 yıl önce
- Uçlara güç veren bir Anayasa1 yıl önce
- İçimizdeki İrlandalılar1 yıl önce
- Dünün güneşi, bugünün çamaşırı1 yıl önce
- Plan mı pilav mı!1 yıl önce
- Kalksa da görsek1 yıl önce
- İnce dedikodular1 yıl önce
- Oran değil, fark önemli1 yıl önce