Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Bugün artık TOGG gezimizin sonuna gelelim.

Cılkını çıkarmadan bitirmek lazım.

Ama son birkaç konuyu da tamamlayalım.

Dün araçlardan çıkıp, fabrika maketinin başına doğru ilerliyoruz demiştik.

Yürürken, aklıma takılan bir iki hususu daha CEO Gürcan Karakaş’a soruyorum.

Bunlardan ilki, tüm endüstrinin tartıştığı bir konu.

“Mikro Car”

Yani bir veya iki kişilik, kent içi ulaşım aracı.

Smart’ın daha küçüğü. Renault’nun Twizzy ile açtığı alan.

70-80 kiloluk bir insanı kent içinde bir yerden bir yere götürmek için 1 tonu aşan bir aracı taşıma anlamsızlığına son verme amaçlı araçlar.

Personal Transporter’ın bir kademe üzeri elektrikli araçlar.

Aslında bu konu hiç gündemlerinde yokmuş.

Ancak kısa süre önce ekipten “Bunu da tartışmalıyız” önerisi gelmiş.

Tam da konuyu ele almak üzere olduklarını öğrendim.

İkinci sorum otonomi üzerine.

Bunun üzerine de çalıştıkları ama dünyada da bu konuda bir yavaşlama olduğunu söylüyor.

Tam otonom araçlar için vaktin erken olduğunu ama otonoma yakın noktada olacakları bilgisini alıyorum.

NEDEN GEMLİK?

Ve son olarak fabrikanın yeri.

“Niye Gemlik?”

Açıklıyor:

“Paydaşlarımızla yakın olmak istiyoruz. Gebze, Kocaeli ve Bursa’ya aynı uzaklıktayız. Her birine yarım saatlik mesafedeyiz. Tedarik sanayiine yakın olmak, iç içe olmak zorundayız. Bilir misiniz, ben bu göreve gelir gelmez ilk ziyaretimi Gebze’de TAYSAD Organize Sanayii bölgesine yaptım. Bir anlamda dönüşüm TAYSAD’la başladı. Bizim nomine edilmiş, dönüşüme dahil olan tedarikçilerimizin önemli bir bölümü TAYSAD üyesi. Bu paydaşlarımız değişime direnmeyen, tam aksine TOGG’la birlikte yatırım yapan, bizim oluşturduğumuz platformun katkısıyla dönüşüp yeni bir rekabete hazırlanan hatırlı sayıda tedarikçi var ve biz bunlarla dirsek mesafesinde olmak için Gemlik’i uygun bulduk.”

Bilmeyenler için hemen ben söyleyeyim, Karakaş’ın bahsettiği TAYSAD “Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği” oluyor.

Benim sualler biter bitmez Karakaş, önümüzdeki hayli büyük maket ve fabrika yerleşim planının üzerinden anlatmaya başlıyor.

MÜŞTERİLER FABRİKAYA GELECEK

Oldukça geniş bir araziye yayılmış üretim tesisi, üç bölümden oluşuyor.

Bir yanda batarya ve batarya gruplarının üretileceği bölüm, diğer tarafta ise araç montajının yapılacağı alan.

Tam ortada ise boyahane var ve Karakaş boyahaneye çok önem veriyor.

Fabrikanın denize bakan tarafında iki yatay bina var.

Pembe ve açık mavi.

Bunlardan biri TOGG’un yönetim binası. Fabrika açılınca Bilişim Vadisi’ndeki ofisler buraya taşınacak. “Mevcut ofise yarım saatlik mesafede olacağız” diyor.

Doğru ama hayli pahalı bir köprü geçişi var arada.

Pembe bina ise “Müşteri deneyim merkezi”.

Müşterileri fabrikaya bekliyorlar.

Gelecekler ve orada otomobilin teknolojik özelliklerini deneyimleyecekler. Çocuklar ve gençler için de uygun alanlar olacak.

“Biraz Wolfsburg’daki Autostadt gibi mi?” diye soruyorum.

Tam öyle değil. Farklı bir teknolojik deneyim demek daha doğru olur” diyor Gürcan Bey.

Fabrikanın deniz kıyısında olmasının liman avantajı sağlayacağını düşünüyorum.

Ama Gürcan Karakaş, “Bir limanımız olmayacak. En azından başlangıçta böyle bir planımız yok. Hemen yakında liman var zaten. İlerde çok büyük ihracat rakamları olursa o zaman düşünürüz” diyor.

Fabrika binasının hemen arkasındaki terk edilmiş askeri havaalanını da bir otomobil pisti olarak organize etmeyi planlıyorlar.

VE İŞTE TOGG TAKIMI

Bu arada Gürcan Karakaş’ın yakın çalışma ekibinden de bahsedeyim biraz.

Adını ağzından düşürmediği ve çok önemsediği isimlerden biri Sergio Rocha.

Brezilyalı.

Chief Operating Officer. Operasyonlardan Sorumlu Üst Düzey Yönetici.

Yeni havalı isimler böyle. Benim bildiğim eski modaya göre Üretim ve Üretim Planlama Müdürü.

Muhtemelen tüm ekibin en tecrübelisi.

Sao Paolo Braz Cubas Üniversitesi’nde makine ve endüstri mühendisliği dallarında okumuş.

Sonra 5 yıl VW’nin Brezilya’daki tesislerinde çalışmış.

Oradan General Motors’a geçmiş. 37 yıl boyunca GM’in dünyadaki tüm tesislerinde çalışmış, yöneticilik yapmış. Güney Kore GM’de yönetim kurulu başkanı ve CEO olarak görev almış.

GM’den emekli olunca Hindistan’da bir elektrikli araç girişiminde operasyonlardan sorumlu üst düzey yöneticilik yaparken Karakaş’ın deyimiyle “Uçağı üzerimizden geçerken aşağı indirilmiş.”

Karakaş’a “Bu görevi yapacak Türk yok muydu? 50 yılı aşkındır otomobil üretiyoruz. Niye Brezilyalı” diye soruyorum. Hatta bir iki bildiğim ismi de söylüyorum.

“Vardı. Ama Sergio büyük bir tecrübe. Bu kadar tecrübeli biri pek az yerde olur” diyor.

Dün de sözünü ettiğim ürün yönetimi, ürün planlama, fiyatlama, pazarlama, satış, marka yönetimi ve iletişimi gibi alanlardan da sorumlu olan Talin Yıldız, müşteri ilişkileri yönetimi, pazar araştırmaları ve analizi ile müşteri bilgi yönetimini gibi çoklu bir görev tanımına sahip.

Galatasaray Üniversitesi üzerine Sorbonne eğitimli Talin Yıldız, Renault merkezinde Global Pazarlama Direktörü iken TOGG’a geçmiş.

Burak Başyiğit ise tedarikten sorumlu. İÜ Makine mezunu. Toyota kökenli. Avrupa dışı Toyota fabrikalarının büyük oranda tedariklerinden sorumlu olarak görev yapmış. Sonra Coşkunöz Holding’de havacılık ve savunma sanayii de dahil olmak üzere satın alma operasyonlarının başına geçmiş, Şimdi de TOGG’a katılmış.

AR-GE direktörü Metin Sancar, ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisliği mezunu. Yaklaşık 21 yıl boyunca Aselsan'ın Hava ve Deniz Programları Direktörü olarak çalıştı. Daha sonra TUSAŞ'a geçerek burada 5 yıldan fazla bir süre TAI'nin milli helikopter projesinde “TAI Helikopter Grup Başkanı” olarak yer almış. Sancar, 5.12.2018’de TOGG'a Ar-Ge Direktörü olarak katılmış.

Naci Özgür Özel, İTÜ’lü bir endüstri mühendisi. FİAT’ta İtalya’da İş Geliştirme Müdürü olarak görev yapmış. Ardından bölge ofisi başkanı olmuş. Daha sonra Magirus GmbH, Kibar Holding ve Erdemir’de çalışmış. Şimdi TOGG’da strateji ve iş geliştirmenin başında.

Ve Hakan Özenen. Hürriyet’te yazdığım dönemlerde, otomobil yazıları kaleme aldığım Auto Show Dergisi’nde yayın yönetmenliğimi yapan, daha sonra Habertürk’ü kurarken bilgisine, namusuna, iş disiplinine hayran olduğum için bıraktığı gazeteciliğe geri dönmeye beni kırmamak için razı olan Türkiye’nin tartışmasız en iyi ve en saygın otomotiv editörü. Şimdi o da TOGG’un kurumsal iletişiminin başında.

Yani konusunda oldukça iyi isimlerden oluşan bir ekip var TOGG’da.

Peki tüm bunlardan sonra ben ne düşünüyorum bu konuda.

Onu da salı yazayım.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar