Gereksiz böbürlenmek gereksiz
Muharrem Sarıkaya dostum, nazik bir yanıt vermiş.
30 yılı aşan dostluğumuza işaret ederek.
Benim “Madem günlük 1 milyon 300 bin aşılama kapasitemiz var, sağlık personeli gibi zaten hastanede, poliklinikte, sistemin içinde olan sağlıkçıları niye bir türlü aşılayamıyoruz. 5 günde 750 bin aşılamada kaldık” diye sordum.
O de Bakanlıktan aldığı bilgi ile yanıt vermiş.
Anladıklarım şunlar:
- Aşılar randevu ile yapılıyor, sağlıkçılar randevu aldıkça aşılanıyorlar. Bazı sağlık çalışanları ileri tarihe randevu almış. Randevular geciktikçe aşılama da yavaşlıyor.
- Sağlık çalışanlarının önemli bir bölümü zaten Covid-19 geçirdikleri için aşılanmalarına gerek yok.
- Aşı olmak isteyip de yaptıramayan sağlıkçı yok.
- Aradan sisteme girip, hakkı olmadığı halde aşı yaptırmak mümkün değil.
Bakanlıktan senin aracılığın ile verilen yanıtların tümünün doğru olduğunu varsayıyorum Sevgili Muharrem.
Bu da beni geçmişte yaptığım uyarılara götürüyor ve sistemin hiç de iyi çalışmadığı gerçeğine.
Haftalardır yazıyorum, söylüyorum. Aşı programını açıklayın, oluşturun diye.
Şimdi sana diyorlar ki, “Doktorlar randevu aldıkça ona göre yapıyoruz.”
Program öncesinden açıklanıp, sistem kurulsaydı bu randevular haftalar öncesinden halledilebilirdi.
Şimdi sana diyorlar ki, “Bazı sağlık personeli Covid-19 geçirdiği için aşı olmayacak.”
Peki zaten kaç sağlık personelinin Covid-19 geçirdiği HES denilen ve şahane olduğu söylenen sisteme göre belli değil miydi? En başından 1 milyon 150 bin sağlık personelinin 200 bini hastalığı geçirdiği için bunların aşılamaları daha sonra yapılacak diye bilinmesi mümkün değil miydi? Yoksa HES söylediğiniz kadar da iyi çalışmıyor mu?
Aşı yaptırmak isteyip de yaptıramayan sağlıkçı var mı yok mu bilmiyorum, hepsi ile konuşma şansım olmadı ama aşı olmaya gidip dönen ve ertesi gün olabilen sağlıkçılar tanıyorum. Çok da mühim değil, bu kadar aksama elbette olabilir.
Araya kaynak yapıp torpille aşı olmanın güç olduğu konusunda haklısın.
Olsan bile bunu e-nabız’a işletemeyeceğini biliyorum.
Sevgili dostum Muharrem, sağlık sistemi berbat falan demiyorum.
Çok şükür işliyor.
Ama halkı kandırmaya gerek yok.
Yeterince iyi olan doğruyu söylemek lazım.
Günde 1 milyon 300 bin yaparız yerine “Günde 400 bin yaparız” deseniz kimse sizi kınamaz.
“Aşı tedariğinde sorun yok” demek yerine “Bütün dünya tedarikte sorun yaşıyor, biz de olabildiğince aşı teminine çalışıyoruz” derseniz Almanya’nın bile tedarikte sorun yaşadığı bir ortamda kimse size kızmaz.
Benim dediğim şudur Muharremcim: “Doğruyu söyleyin, şeffaf olun. Gereksiz böbürlenmeyi bırakın, bilgiyi halkla paylaşın."
Kısaca “Medeni olun” demek istiyorum.
Sayın Bakan’a selamlarımı söyle Muharremcim.
Ha bir de demişsin ki, “Bu sistemin açığı yok, çünkü Türkler yaptı.”
Doğru.
Ama sen de unutma ki, kullanan da Türkler.
Hasretle gözlerinden öpüyorum Muharrem...
- Bana katlanan herkese teşekkürler1 yıl önce
- NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?1 yıl önce
- Mirası kim paylaşır1 yıl önce
- Uçlara güç veren bir Anayasa1 yıl önce
- İçimizdeki İrlandalılar1 yıl önce
- Dünün güneşi, bugünün çamaşırı1 yıl önce
- Plan mı pilav mı!1 yıl önce
- Kalksa da görsek1 yıl önce
- İnce dedikodular1 yıl önce
- Oran değil, fark önemli1 yıl önce