Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Dün gencecik bir kız, çalıştığı partinin il merkezinde vurularak öldürüldü.

HDP il binasında.

İzmir’de.

Onca kınama, üzüntü mesajı genç kızı geri getirmeyecek.

Ben işin o tarafında da değilim.

Genç bir insan için üzülüyorum ama korkum üzüntümden az değil.

Ben bu işin bir meczubun işi olduğuna inanacak kadar saf olanlardan değilim.

İl seçimi, hedef seçimi, zamanlama pek de meczup işi değil.

Saldırgan ilk ifadesinde “Sağlık memuru olarak” Suriye’ye gittiğini anlatıyor.

Ama fotoğraflarında elinde sargı bezi, şırınga yok.

Münbiç’te elinde saldırı silahı ile görülüyor.

Belli ki, sürülmüş bir tarlanın ürünü.

Ve asıl sorulması gereken soruyu soran ise Metin Gürcan oldu.

Metin Gürcan herhangi biri değil.

Uzun yıllar TSK’da “Özel Kuvvetlerde” görev yaptı.

Bazıları gibi palavradan değil, gerçekten.

Aynı zamanda akademisyen ve akademiye daha fazla zaman ayırabilmek için TSK’dan 6 yıl önce ayrılmış biri.

Terör, Kürt meselesi, bölgesel sorunlar üzerine tezleri, makaleleri olan bir isim.

Ve önemli bir meseleye dikkat çekti dün:

“Suriye’de, Libya’da eğitim alan, operasyonel kullanılan saldırgan Onur Gencer gibi yüzlerce Sivil ‘Radikal’ şu an aramızda birileri tarafından ‘Kullanılmaya hazır’ bir şekilde dolaşıyor. Vekalet savaşlarının yan etkisi toplumsal çürümedir.”

Metin Gürcan’ın dikkat çektiği mesele, bizim de yıllardır “Aman ha” dediğimiz meseledir.

Marmara’nın müsilajı nasıl ki, bilinen bir kirlenmenin, bir çevre felaketinin yüzeye çıkmış habercisi ise, bu cinayet de toplumsal bir kirlenmenin, kirletilmenin ve felaketin habercisidir.

“Kınamakla” hallolacak bir sorun değildir.

Sorunu yaratanların sorunu temizlemesinin mümkün olup olmadığını ise hep birlikte göreceğiz.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar