Dertlerimi Zincir yaptım
Polisiye tedbirlerle enflasyonla mücadele edilmez diye yazdık ama Türkiye’nin imkansızı başarmaya çalışan bir iktidarı olduğunu unuttuk.
Zincir marketlere ayın belirli günlerinde talimat gittiğini ve TÜİK’in enflasyon hesabına giren ürünlerde o günlere mahsus indirim yapılmasının emredildiğini de söylemiştim burada.
Ancak belli ki, bunlar da artık yetmiyor.
Pahalılık mızrağı çuvalı delmiş vaziyette.
Ve şimdi market zincirleri hedefte.
Pahalılığın kaynağı yanlış ekonomi yönetimi değil de, satanlarmış gibi.
Üretimin düşükse pahalılık olur.
Verimliliğiniz düşükse pahalılık olur.
Dışa bağımlılığınız yüksekse pahalılık olur.
Bütçeniz açık veriyorsa pahalılık olur.
İhracatınız ithalatınızı karşılamıyorsa pahalılık olur.
Hukukunuz güvenilir olmadığı için dış yatırım gelmiyor, iç yatırım yapılmıyorsa pahalılık olur.
Tüm bunların sorumlusu da market zincirleri değildir muhtemelen.
Ama sakın buradan market zincirlerini savunduğum fikri de çıkmasın.
Bundan hemen hemen 12 yıl kadar önce Habertürk gazetesi yayın hayatına başladığında ekonomi sayfalarımızda ve manşetlerimizde zincir marketlerin ülke için çok yanlış bir şey olduğunu ve bunların adım başı açılmasının hem ekonomi hem de sosyoloji için bir felaket olduğunu yazıp durduk.
Bakkalların aile işletmeleri olması nedeniyle düşük kâr marjları ile çalışabildiğini, istihdam yaratabildiğini, veresiye defterleri tutabildiğini, bu dar gelirliyi kredi kartı ve banka zorunluluğundan kurtardığını anlattık.
Zincir marketlerin elbette olabileceğini ama mahalle aralarının bakkallara bırakılması gerektiğini, zincirlerin evlere komşu olmaması gerektiğini söyleyip durduk.
Buna karşı bozgunculukla suçlandık.
Zincir marketler modernite idi, toplu alım yaptıkları için ucuz ürün sağlıyorlardı, üretici ile tüketiciyi yakınlaştırıyorlardı, aracıyı ortadan kaldırıp maliyetleri düşürüyorlardı ve en önemlisi hem istihdamda hem de satışta kayıt dışını engelliyorlardı.
AK Parti hükümetlerinin iddiası da bu yöndeydi.
İktidar ağırlığını zincir marketlerden yana koydu.
Zincir marketler gelişme idi, zaruret idi.
Üstelik iktidarı destekleyenler de, iktidarın destekledikleri de zincirlerdi.
BİM gibi, Kiler gibi, A101, ŞOK gibi ucuz zincirler iktidara yakın hatta iktidarın destekleyicisi idiler.
Nitekim bu dönemde özellikle BİM müthiş bir büyüme hızıyla Türkiye’nin en büyük perakendecisi haline geldi.
Ve şimdi iktidar bir dönem büyümeleri için elinden geleni yaptığı bu zincirlerle karşı karşıya geldi.
Bir dönem savunup büyüttüklerini şimdi karşısına aldı.
Pahalılığın suçlusu ilan etti.
Şaşırtıcı mı, değil elbet.
İktidarda kalabilmek için her zaman bir öcü, bir düşman lazım.
Herkes sizden olunca mecburen düşman da sizden oluyor.
- Bana katlanan herkese teşekkürler1 yıl önce
- NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?1 yıl önce
- Mirası kim paylaşır1 yıl önce
- Uçlara güç veren bir Anayasa1 yıl önce
- İçimizdeki İrlandalılar1 yıl önce
- Dünün güneşi, bugünün çamaşırı1 yıl önce
- Plan mı pilav mı!1 yıl önce
- Kalksa da görsek1 yıl önce
- İnce dedikodular1 yıl önce
- Oran değil, fark önemli1 yıl önce