Olmadığım yerde oldurmayın lütfen
Rahmetli Ahmet Kaya’nın eşi Gülten Kaya, yine büyük bir yanılgıya düşerek Diyarbakır’daki resim, heykel, halay, loboutin, Hermes, gazeteci, sosyete karma sergisinde beni de suçlamış.
Tabii ki Sabah gazetesinde içinde benim adım geçen bir eleştiri görünce olayın üzerine atlamış.
O basılı kağıdın gözümde bir kıymeti olmadığı için kendileri ile ilgili bir şey söyleyecek halim en azından şimdilik yok.
Ama Gülten Kaya’dan bir ricam var.
Hanımefendi, rica ediyorum sizden.
Beni olmadığım yerlere yerleştirmekten vazgeçiniz.
Eşiniz Ahmet Kaya ile bir ahbaplığımız vardı.
Kanal D’de Ahmet Abi’nin Vapuru isimli programı yaparken “Kırk yıl yağmur yağsa işlemez mermere, güvenilmez ibne ile berbere” dediği zaman hem kanalın önünde gelen binlerce kişiye karşı hem de medyada ona sahip çıkan tek kişi idim.
Çünkü Ahmet’in iyi niyetli, temiz kalpli patavatsızlığını çok iyi bilirdim.
Magazincilerin ödül töreninde kendisine saldırıldığı zaman orada da yoktum.
Siz orada olanları ve ona çatal bıçak atanları değil, orada olmayan beni nedense hedef göstermeye çalışıyorsunuz.
O rezil olay sonrasında da Ahmet Kaya’ya merkez medyada sahip çıkmaya çalışan birkaç kişiden biriydim.
Dilinizden düşürmediğiniz “Parayı veren Ahmet’i alır” başlığı bana ait doğru.
Ama o başlığın nedeni, eşinizin Türkiye’den gitmek zorunda bırakıldıktan sonra yaptıklarıdır.
PKK’nın düzenlediği gecelerde sahneye çıkıp, Türkiye’ye sövmesidir.
Belki ben ayıp etmişimdir.
Ama o da ayıp etmiştir.
Gülten Hanım, elbette bana istediğinizi söyleyebilirsiniz.
Ama bir ricam var.
Siz de ayıp etmeyin, beni olmadığım yerde oldurmayın.
Sabah gibi basılı kağıtların yıllar önce bir sergide çekilmiş fotoğrafımı kullanarak sanki ben de o "Takımla" beraber Diyarbakır’da imişim gibi bir hava yaratmasına neden olmayın.
Ben orada da yoktum. Keçi Burcu'nda tabutlarla poz verip, akşam Sur'da halay çekmedim.
Çünkü öyle bir ortamda olmak benim için sizin edeceğiniz her türlü hakaretten daha büyük hakarettir.
Lütfen.
Rica ediyorum.
- Bana katlanan herkese teşekkürler1 yıl önce
- NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?1 yıl önce
- Mirası kim paylaşır1 yıl önce
- Uçlara güç veren bir Anayasa1 yıl önce
- İçimizdeki İrlandalılar1 yıl önce
- Dünün güneşi, bugünün çamaşırı1 yıl önce
- Plan mı pilav mı!1 yıl önce
- Kalksa da görsek1 yıl önce
- İnce dedikodular1 yıl önce
- Oran değil, fark önemli1 yıl önce