Senaryo ve film
Siyasette son günlerin en önemli meselesi senaryo yazarlığı oldu.
Özellikle de kimin cumhurbaşkanı adayı olacağı senaryoları çok tutuyor.
Muhalefet için sürekli yeni adaylar, yeni isimler bulunuyor ya da bildik isimler sırayla öne çıkarılıyor.
Ancak Ankara’da bir senaryodan daha söz ediliyor ve bu senaryo iş dünyası içinde de başkent kaynaklı olarak giderek daha çok konuşulmaya başlandı.
Bu da “Parlamenter sisteme dönüş” senaryosu.
Biliyorsunuzdur, muhalefetin başkanlık sistemine geçişi sağlayan Anayasa değişikliği ile ilgili Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı itirazlar var.
Yüce Mahkeme bugüne kadar bu itirazları ele almadı, bu itiraz dosyalarının kapağını bile açmadı.
Ankara’daki yeni yazarların yeni senaryosuna göre iktidar partisindeki oy erimesinin devam etmesi halinde, Anayasa Mahkemesi bu itirazları gündeme alacak ve kısa süre içinde karara bağlayacak.
Ve başkanlık sistemini getiren Anayasa değişikliği Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilecek.
Hal böyle olunca başkanlık sisteminden vazgeçmeyeceğini defalarca ilan etmiş olan iktidar partisi “Hay Allah, bak şu olana. Tam biz Türkiye’nin önünü açacaktık ama Anayasa Mahkemesi engelledi. Ne yapalım. Hukuk karşısında boynumuz kıldan ince” diyerek yeniden parlamenter sisteme dönecek.
Erdoğan Cumhurbaşkanı olarak kalacak ve hemen seçime gidilecek.
AK Parti tek başına iktidar olmaya yetmeyen bir oranla bile olsa 1. parti çıkacak.
Sistem parlamenter olduğu için de içinde İYİ Parti’nin de olabileceği bir koalisyon ihtimali ile AK Parti iktidarın parçası olacak.
Böylece parti ve yakın destekçileri açısından son günlerde ortaya çıkan kabus benzeri durum bertaraf edilmiş olacak.
Dediğim gibi bu da senaryolardan biri.
Bu senaryodan bir film çıkar mı, izleyici toplar mı bilmem.
Ama yazanlar var.
- Bana katlanan herkese teşekkürler1 yıl önce
- NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?1 yıl önce
- Mirası kim paylaşır1 yıl önce
- Uçlara güç veren bir Anayasa1 yıl önce
- İçimizdeki İrlandalılar1 yıl önce
- Dünün güneşi, bugünün çamaşırı1 yıl önce
- Plan mı pilav mı!1 yıl önce
- Kalksa da görsek1 yıl önce
- İnce dedikodular1 yıl önce
- Oran değil, fark önemli1 yıl önce