Elektrik niye çarpıyor
Hafta sonunda elektrikte üçlü geçirmeyi anlattım size.
Üçlü tarife adı altında, siz tasarruf yapıyorum zannederken elektriği en çok kullandığınız zamanda nasıl en pahalı tarifeden fatura ödediğinizi, kış saati uygulamasına geçilmemesi sayesinde ikinci bir kazığın nasıl sokulduğunu.
Ama canınız çok acımasın, kendinizi çok enayi hissetmeyin diye tamamını anlatmadım o yazımda.
Biliyorsunuz, uzunca bir süredir Türkiye, bütün dünyanın aksine yaz saati-kış saati uygulaması yapmıyor.
Analar babalar çocuklarının kör karanlıkta kalkıp, yollara dökülmesinden yıllardır şikayetçi ama dinleyen yok.
Biz kış saati uygulamasına geçmeyen bir ülkeyiz.
Herkes bunun niyesini merak ediyordu. Anlattık niye olduğunu.
Elektrikte biraz daha pahalı tarifeden fatura ödeyin diye olduğunu.
Ama kazık o kadarla da kalmıyor.
Siz yaz ve kış saati uygulamasına geçmiyorsunuz ama size “üçlü geçiren” akıllı saatiniz geçiyor.
Çünkü öyle programlanmış bir kere.
Bunun doğal sonucu şu.
Elektrik sayacınız otomatik olarak kış saati uygulamasına geçtiği için siz “az fatura ödemek” maksadıyla çamaşırınızı gece 10’dan sonra yıkasanız bile, ütünüzü gece 10’dan sonra ütüleseniz bile, elektrikli radyatörü gece 10’dan sonra çalıştırsanız bile sayacınıza göre saat henüz 9 olduğu için size ekstradan 1 saat daha en pahalı tarifeden geçiriyor.
Tabii elektrik faturanızı okumak ve anlamak için de özel bir kursa hatta üniversitede bu konuyla ilgili bir eğitime ihtiyacınız olması da bir ayrı durum.
Mesela hiçbirimiz, elektriğimize gerçekte kaç lira zam yapıldığını, üçlü tarifede hangi dilime ne kadar zam yapıldığını kolay kolay öğrenemiyoruz.
Bayağı bir hesap kitap gerektiriyor.
Üçlü tarifede tarifenin bazı zaman dilimlerine yüzde 200, bazı zaman dilimlerine yüzde 180, bazı zaman dilimlerine ise yüzde 130 civarı gelmiş.
Niye, neye göre belli değil.
Benim haftalar önce yazdığım “Devlet elektriği dağıtıcılara ucuza veriyor, bize gelirken fiyat katlanıyor”u sonunda devlet de itiraf etti. EPDK açıklamasında “Görevli tedarik şirketleri tüketicilere yaptığı elektrik satışının sadece yüzde 20’sini EÜAŞ’tan 31,86 kuruşa alıyor. Kalan 100 milyar kWh’lik kısım ise spot piyasadan yaklaşık 150 kuruştan alınıyor. Dolayısıyla ağırlık ortalama enerji alım fiyatı 125 kuruş/kWh civarındadır” dedi. Yani kamu şirketi EÜAŞ, elektriği 31,86 kuruşa veriyor, özel sektör ürettiği elektriği 150 kuruşa satıyor. Ortalaması 125 kuruşa geliyor.
Pahalı elektrikte bir başka sebep de kaçak kullanım.
Dicle’de yüzde 46,3, Vangölü’nde yüzde 44,5, Aras’ta yüzde 20,5, Toroslar’da yüzde 11,5 diğer bölgelerde ise ortalama yüzde 7 civarında olan kaçak kullanımı da sizin benim gibi faturasını düzenli ödeyenlere ödetiyorlar onu da unutmayın.
Sözde özelleştirme sayesinde bu kayıp kaçak azalacak ve bunun faturasını düzenli ödeyen namuslu, edepli, terbiyeli, medeni vatandaş ödemeyecekti.
Ama ne yazık ki öyle olmadı.
Hala biz ödüyoruz.
Tabii şunu da unutmayın.
Size sürekli olarak söylenen “Dünyada da enerji fiyatları artıyor” palavrasına da sakın inanmayın.
Evet artıyor.
Bu yüzden de tüm ülkeler elektrik ve diğer enerji fiyatlarını arttırıyor ama bizdeki gibi bir artış hiçbir yerde yok.
Çünkü onların parası bizimki gibi hızla değer kaybetmiyor.
O ülkelerde bilim dışı ekonomik teoremler halkın üzerinde denenmiyor.
Hiçbir medeni ülkede hırsızın faturası namuslu vatandaşa sokuşturulmuyor.
- Bana katlanan herkese teşekkürler1 yıl önce
- NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?1 yıl önce
- Mirası kim paylaşır1 yıl önce
- Uçlara güç veren bir Anayasa1 yıl önce
- İçimizdeki İrlandalılar1 yıl önce
- Dünün güneşi, bugünün çamaşırı1 yıl önce
- Plan mı pilav mı!1 yıl önce
- Kalksa da görsek1 yıl önce
- İnce dedikodular1 yıl önce
- Oran değil, fark önemli1 yıl önce