Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Doktorlar haklı olarak çok dertli.

Ve bazılarının zannettiğinin aksine, genç doktorlar ve doktor adayları daha da dertli.

Yani tecrübeli hekimler özel sektöre "geçerse geçsinler"den daha vahim olarak, yerlerini dolduracak gençler başka ülkelere gitme peşinde.

Benim uzunca bir süredir söyleyip durduğum ama her nedense kimsenin ciddiye almadığı “Çocuklarınız belki tedavi edilebilir ama bu sağlık sistemi ve bu kafa ile torunlarınız doktor bulamayacak” öngörüm, siyasi açıklamalarla daha hızlı gerçekleşecek gibi

Hekim olmak için önce 6 yıllık bir eğitimi göze alan, ardından uzmanlık için bir iki yıl daha dirsek çürüten ve iki kez Türkiye’nin en ücra yerlerinde mecburi hizmete giden doktorlar bir yandan şiddete, bir yandan hakarete, bir yandan da haksızlığa mahkum edildikçe gitmek istiyorlar.

Bakın birkaçından gelen mektupları sizinle paylaşayım:

“Fatih Abi iyi günler. 13 yıllık uzman hekimim. Sizinle dertleşmek istedim. Hekimler olarak iyice depresyona itildik, itibarsızlaştırıldık, kovulduk. İnanın bu ülkede sağlık sistemi bir şekilde devam ediyorsa, arı gibi çalışıp duran doktorlar sayesinde oluyor.

Abi, beni devlet okutmadı. Siyasilerin yanlış yönetiminden kaynaklı bitmek bilmeyen ekonomik krizler altında ezilen 37 yıl görev yapmış emekli öğretmen, 33 yaşında dul kalmış ve 3 çocuğuna hayatını adamış annem okuttu. İki çocuğunu doktor yaptı bu. Tüm kitaplarımı annem aldı, devlet vermedi. (Kitap dediysek lise matematik kitabı değil. Textbooklardan, Robins patolojiden, Sobotta anatomi atlasından, Harrison dahiliyeden, bahsediyorum. Açın bu kitaplar kaç paraymış bakın bakalım.)

Devlet verdiyse kredi verdi onu da faiziyle ödedim.

Velev ki beni devlet okutmuş olsun. Yeni doğum yapmış eşimi yalnız bırakıp çocuğumun kokusunu içime çekemeden gittiğim mecburi hizmette bunu ödediğimi düşünüyorum.

Bu arada mecburi hizmeti iki kere yaptım.

Devlet devletliğini yapmış olsaydı mecburi hizmet yaptığım yerde Abdullah Öcalan baskılı t-shirtlerle muayeneye insanlar gelemezdi.

Biz kovuluyoruz ama biz poliklinikten kimseyi kovmuyorum.

Ben 13 yıllık uzman doktorum. Aldığımız para para değil hastanede çalışan güvenlik görevlisiyle nerdeyse aynı maaşı alıyoruz. Ama bizim aldığımız maaş dillerde.

Anlatacak çok şey var sistemle ilgili buraya sığdırmam imkansız.

Artık nitelikli sağlık hizmeti alabilmek için insanlar çok ciddi paralar harcayacak. Yani parası olan sağlıklı olacak maalesef.

Beni Türk hekimlerine emanet ediniz diyen Atatürk neden büyük bir liderdi son 10 günde Montrö ve bu olayla gördük.”

Ve bir başkası:

“Fatih Bey,

Öncelikle 09-03-2022 tarihli 'Betonu hastane yapan doktordur ' başlıklı yazınız için teşekkür ederim. Ana akım medyada bu konudan bahseden nadir kişilerden olduğunuz için de sizi takdir ediyorum. Ben tıpta uzmanlık eğitimini tamamlamak üzere olan bir asistan doktorum. Bulunduğum klinik TUS ta yüksek puan ve derecelerle asistan alan ve akademik olarak önde gelen öğretim üyelerini barındıran bir kliniktir. Kliniğe gelen asistan arkadaşlarımdan büyük bir kısmının ben de dahil olmak üzere bu kliniği seçme sebepleri ileride akademisyen olmak ve kompleks cerrahi işlemleri öğrenebilmekti. Geldiğimiz son noktada yaklaşık 20 asistan doktor arkadaşımla konuştuğumuzda bir kısmının yurtdışında burada aldıkları uzman eğitiminin akreditasyonu olmamasına rağmen baştan uzmanlık eğitimi almayı göze alarak yurtdışı denklik sınavlarına hazırlandığını, bir kısmının uzmanlık eğitimini tamamladıktan sonra doktorluk yapmayı düşünmediğini ve alternatif mesleki eğitim planları yaptığını, kalanlarının da temel düzeyde doktorluk yapmayı hedefleyip akademik kariyer ve kompleks cerrahi işlemleri yapmayı planlamadığını görmekteyim. Sistemin asistan doktorlar ile sürdürülebileceği düşüncesi oluştuğundan son durum hakkında bilgi vermek istedim.

iyi akşamlar.

NOT: Fatih Bey, herhangi bir yerde atıfta bulunma ihtiyacı hissederseniz adımı ve mail adresimi kullanmazsanız sevinirim.”

Daha böyle yüzlerce mektup var ama bu ikisi tabloyu anlatıyor zaten.

Yani anlayacağınız Suriye’den gelenler arasında pek doktor olmadığı için, ileride Arap ülkelerinde iş bulamayan Pakistanlı ve Afrikalı doktorlara mahkum olacağız.

Haberiniz olsun.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar