Kıskançlık mı fesatlık mı!

Ne Cem Yılmaz’mış be yahu…

30 yıldır tartışa tartışa bitiremediniz adamı.

Başlamadan önce açık açık söyleyeyim, Cem Yılmaz’ı çok severim.

İnsan olarak da, stand up'çı olarak da, sinemacı olarak da.

Ama bu sevgim yaptığı işlere yönelik eleştiri yapmamı da engellemez.

Ama doğrusunu isterseniz, eleştirilecek fazla bir tarafını da bulamıyorum, göremiyorum.

Stand up’larına ne zaman gitsem gülerim.

Aynı sahne şovuna birden fazla kere gider, her seferinde bir öncekinde kaçırdığım ya da belki onun değiştirdiği bir espri yakalar bir daha gülerim.

Bazen daha az gülerim, bazen daha fazla gülerim ama eğlenirim.

Filmleri ise bana göre muazzamdır.

Özenlidir.

Evrensel standartta yapmak için uğraşmıştır bellidir.

Kimi komiktir, kimi düşündürücü, kimi kendi deyimiyle kara komik.

Ama hiçbirine gittiğime pişman olmamışımdır.

Beni en çok güldüren filmi Hokkabaz’dır mesela.

Muhtemelen çoğunuzun ilk 5’ine girmez belki de.

Her Şey Çok Güzel Olacak az uz film midir!

Karakomik filmde, o gemi garsonuna gözleriniz dolmadı mı hiç!

Sinemaya, sinema sanatına saygılı adamdır Cem Yılmaz.

Yapabileceğinin en iyisini yapmaya çalışır.

Son sahne şovu Netflix’te rekor kırdı, ne oluyor diye araştırmaya, tebrik etmeye geldiler Amerika’dan.

Ama buradaki bazılarına sorarsan “Ay hiç de komik değil, beğenmedim. Nerde o eski Cem.”

Parayı veren Netflix’in çok da şeyinde.

Tek bir adam, eskisi gibi olmayan Cem her türlü diziden çok izlenmiş.

Sen “Beğenmedim” diye yırtın.

Şimdi de Erşan Kuneri adlı televizyon dizisi tartışılıyor Cem Yılmaz’ın.

Farkında mısınız bilmem, o üretiyor, millet tartışıyor.

Erşan Kuneri’yi izlediniz mi bilmem.

Ben izledim.

Önce ilk beşini, sonra tamamını.

Eğlendim mi…

Eğlendim.

Güldüm mü!

Yer yer çok güldüm.

Diğerlerini zaten biliyordum ama Nilperi Şahinkaya’nın oyunculuğuna bayıldım mı, bayıldım.

Bir daha izler miyim?

Vallahi izlerim.

Neymiş efendim çok küfür, çok argo varmış.

Doğru var.

Ama emin olun İstanbul’da sokakta yürürken, önümde, arkamda, sağımda, solumda duyduğumdan daha fazla değil.

Her cümlesine küfürle başlayan adam dahi, “Vallahi filmde çok küfür var” diyor.

Ulan en basit soruyu bile küfürsüz sormuyorsun desen “O başka bu başka” der.

Kabul edin, büyük oranda küfürbaz, küfürsever bir milletiz.

Cem Yılmaz da size bunu hatırlatıyor.

Kızıyorsunuz!

Hasan Can Kaya diye yeni bir çocuk var ona da kızıyorsunuz küfürlü konuşuyor diye.

Yahu hepsi sizsiniz aslında, biziz.

Bizi karikatürize edip bize anlatıyorlar.

Ha bir de yeni moda “Şu daha komik, bu daha komik” tartışması başladı.

Şart mı ille de birinin daha komik olması.

Hepsi komik olamaz mı!

Mercedes S mi, BMW 7 kasa mı, Audi A8 mi daha iyi otomobil tartışması gibi.

Hepsi iyi kardeşim.

Biraz da senin anlayışına kalmış.

Ben Mercedes’i tercih ederim, sen Audi’yi.

Biraz da anlayış, zevk, kültür, meselesi değil mi!

Herkes, 85 milyon aynı şeylere, aynı esprilere, aynı kişilere gülecek diye bir kaide de yok yani.

Cem de komik, Ata da komik, Doğu da komik, adını hatırlamadığım ama sosyal medyada falan görünce güldüğüm başka başka yeni çocuklar da komik.

Eğlenceliler, eğlendiriyorlar.

En uzun süredir Cem eğlendirdiği için, en çok o konuşuluyor, en çok o eleştiriliyor.

Tabii bunun arkasında biraz da kıskançlık yok değil.

İtiraf edin.

Güzel evlerde oturuyor, en güzel otomobillerle fotoğrafları çıkıyor, en popüler kadınlarla beraber oluyor, kendi de çok eğleniyormuş gibi bir hali var.

Haliyle kıskanılıyor.

Emin olun en çok da eleştirmenler, gazeteciler, yazarlar kıskanıyor.

Çünkü aynı şeylere onlar da sahip olmak istiyor ama olmuyor.

Olmayınca “Cem kötü” oluyor.

Merak etmeyin, bugün övdükleri yarın zengin olsun, Cem gibi yaşamaya başlasın onlar da kötü olacaktır bu tiplerin gözünde.

Çünkü mesele komik olup olmaması değil.

Hala anlamadınız mı!