Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Dün gece Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci’yi dinledim Habertürk’te.

Diyeceksiniz ki, “A be adam deli misin, divane misin, gitmişsin tatile, Avrupa’nın bile en batısındasın. İşin gücün mu yok. Bak keyfine, bırak Türkiye’nin meselelerini bir süreliğine de olsa.”

Olmuyor işte. Bırakamıyor insan.

Buralarda olunca hiç bırakamıyor.

Buradaki insanların stresten uzak, gençlerin rahat, keyifli, makul oranda gelecek kaygılı, kavgasız, gürültüsüz hayatını görünce daha bir sinirleniyorsun memlekette olan bitene.

Sorun burada yok mu!

Var.

Ama bağıran, çağıran, hakaret eden yok.

Topraksa aynı toprak, güneşse aynı güneş.

Arada bu kadar fark olmamalı diyorsun.

Dediğim gibi, Tarım ve Orman Bakanı’nı izledim.

Ukrayna ve Rusya’dan buğday alımı ile ilgili söyledikleri, eğer doğru ise umut vericiydi.

Orman yangınlarına karşı uçak ve helikopter filosu kiraladıklarını söyledi.

Söylediklerinin önemli bölümü makul, mantıklı açıklamalardı.

Ama tabii 20 yıllık bir iktidarın, tarımda sorunları hala çözememiş, çözmek bir yana derinleştirmiş olmasına bir açıklama getirmiyordu.

Mesela tarımda dijitalleşme dedi.

Güldüm.

15 yıl önce başlamıştı.

Sonra durdu.

Unutuldu.

Başlatan da bu iktidardı.

Durdurup, çürüten de.

Bakan Kirişci’nin anlatımı aslında AK Parti iktidarının farklı konulardaki özeti gibiydi.

İyi başlayıp kötü bitirilen işler ve yeniden düzeltmek için yeniden zaman talebi.

Yine de Bakan Kirişci, konuya hakim bir izlenim verdi.

İcraatını görmek içinse 2023 Haziran'ına kadar vakit var.

Ancak Bakan Kirişci'nin çiftçinin kullandığı mazot ile ilgili sözleri bana göre hiçbir geçerliliği olmayan sözlerdi.

Bakan “Mazot bizde olmayan bir şey. İthal ediyoruz. Oradaki artışın nedeni biz değiliz” manasında bir şey söyledi.

Bu hiç ama hiç doğru değil.

Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir çiftçinin kullandığı akaryakıta ve enerjiye bu kadar zam gelmedi.

Çiftçinin aldığı pahalı mazotun sorumlusu da dünya değil, iş başındaki iktidar.

Hesabı ben yapmadım.

Ekonomist kardeşim Murat Sağman’dan aldım.

Tam bir yıl önce dolar 8,65 TL. Bugün 16,75. Artış yüzde 93.

Bir yıl önce brent petrol fiyatı 70 dolar. Bugün 120 dolar. Artı yüzde 70.

Bir yıl önce benzinin litre fiyatı 7,20 TL. Bugün 25 TL. Artış yüzde 347.

Akaryakıtta dolar kuru ve petrol fiyatı artışının toplamının iki katından fazla vergi artışı var.

Dolar kurunun iktidarın ekonomi politikasından ve inadından dolayı artışını hesaba katmasak bile akaryakıt fiyatının artışında verginin payı büyük.

Ve en azından çiftçiye satılan akaryakıtta vergi indirimi önerisi, iktidar ortakları tarafından reddediliyor.

Hal böyle olunca da Bakan Kirişci’nin “Mazot fiyatı bize bağlı değil” cümlesi taca çıkmış oluyor.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar