Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

İstanbul’da, Etiler’de meşhur bir polis okulu arazisi vardı.

İstanbul’un en değerli arazilerinden biri olarak biliniyordu.

Yıllar önce iktidar bu araziyi satmak için yola çıktı.

O sıralar İstanbul Büyükşehir Belediyesi AK Partili olduğu için arazi İBB’ye devredildi ve bu “kupon” arazinin satışı İBB eliyle yapıldı.

Alıcı burada dev bir çukur açtı ve inşaata başladı.

Ancak davalar, yargı süreci falan derken satış iptal oldu.

Orada dev bir çukur kaldı.

Yıllar süren davalar falan derken, olmaz denilen oldu İBB el değiştirdi ve CHP’nin aday gösterdiği bir başkan kazandı seçimi.

Ve bu arazinin satışını tamamlamak CHP’den seçilen İBB Başkanı’na nasip oldu.

Dev kupon arazi, daha önce ihaleyi kazanan şirkete satıldı.

Satışa falan karşı değilim.

Yılan hikayesine dönmüş bir meselenin çözülmesi, oradaki çukurun kapanması doğru olabilir.

Tam olarak hak yerini buluyor denemez ama İBB kalkıp “Yahu orada o çukur tehlike yaratıyordu. Bu işi doğruya en yakın biçimde ancak böyle çözebildik” dese buna da hak vermeye razı olabilirim.

Ama bir şartla.

Şeffaf ve hesap verebilir olmak kaydı ile.

Arazi nasıl, kaça, hangi uzlaşma ile satıldı, fiyat tespiti nasıl oldu bunların kamuya, İstanbullulara açıklanması şartı ile.

Yoksa gizli, ticari sır, açıklayamayız gibi gerekçelerle bu satışı perdelemek kabul edilebilir bir şey değildir.

CHP’nin ya da en azından CHP adayı olarak seçilen Başkan’ın geçmişte eleştirdiği her şeyi yapacak biri olduğunu gösterir.

O zaman aslı varken benzerine gerek yoktur.

Bizim derdimiz kişilerle ya da partilerle değil yöntemlerledir.

Yöntem değişmeyecekse, kişinin ya da partinin adı önemli değildir.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar