Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin inşaatında taşeron Türk firma İçtaş’ın sözleşmesinin feshedilmesi sonrası tartışmalar sürüyor ve hatta büyüyor.

İçtaş’ın çok üst düzey bir yetkilisinin bana söylediği “Ruslar Türkler’e iş vermiyor kemik atıyor” sözü ise hemen her yerde haber oldu.

Çünkü aslında bir gerçeği anlatıyor.

Ancak bu gerçek kimin eseri, kimlerin bilgisizliği, öngörüsüzlüğü nedeniyle Türkler kemiğe razı gelmek zorunda bırakıldı onu ne yazık ki, kimse araştırmak ve yazmak zahmetine girmedi.

Oysa her hafta yazılarını büyük keyifle okuduğum Prof. Uğur Emek ve bendeniz bu konuya eğilmiş ve başlangıçta Akkuyu’nun bir Türk-Rus eşit ortaklığı iken nasıl Ruslaştırıldığına değinmiştik.

Ben bu konuya mesleki etik nedenlerle bugüne kadar değinmedim ama artık konu milli bir mesele olduğu ve bilinmesi gerektiği için yazacağım. Çünkü bu noktadan sonra yazmamak gazetecilik etiğine sığmayacak.

Değerli okurlar, Akkuyu’ya yapılacak Türkiye’nin ilk nükleer santrali ihalesi 2008 yılında Hilmi Güler’in Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı döneminde yapıldı.

Daha önce yazdığım gibi ihale için 13 firma ya da konsorsiyum şartname aldı.

Bunlardan üçü ihaleye katıldı.

Sadece 1’i teklif verdi.

Teklif veren Uğur Emek hocanın geçen hafta yazdığı gibi Rosatom-Park Teknik ortaklığı idi. Rus firması ile Türk firması yüzde elli elli ortaktı.

Verilen ilk teklif beklenenin üzerinde yüksekti.

Ancak Bakanlık, bir pazarlık süreci başlattı ve fiyat bugünkü düzeye çekildi.

Dahası Türkiye lehine çok önemli kazanımlar vardı Park Teknik-Rosatom ortaklığında.

15 yıl sonra Akkuyu Nükleer, kârının yüzde 20’sinin Hazine’ye aktarılması, EÜAŞ’a teknoloji transferi sözleşmeye eklendi.

Ancak bu arada parti içi çekişmeler sonucunda Enerji Bakanı değişti.

Hilmi Güler yerini Taner Yıldız’a bıraktı.

Ve bu değişimle beraber Akkuyu’nun kaderi de değişti. İhale iptal edildi.

Devletlerarası anlaşma yoluyla yapılması kararlaştırıldı.

Ve bu arada Rosatom’a Park Teknik’le ortaklığı bırakması birileri tarafından fısıldandı.

Başka Türk ortaklar önerildi. (3. Havalimanı ihalesinden ve başka pek çok ihaleden de tanıdığınız, 5 müteahhitten üçü, Cengiz, Kalyon ve Kolin.)

Ancak önerilen ortaklar bu işe sermaye koymadan ortak olabileceklerini söyleyince Rus tarafı bu teklifi kabul etmedi.

Rosatom’un o dönemki yönetim kurulu başkanı ve eski Rusya Başbakanı Sergey Kriyenko Türkiye’ye geldi.

Park Teknik’e yeniden ortaklık önerdi. Park Teknik, öneriyi reddetti. “Bu sürecin parçası olmak istemiyoruz” yanıtı verildi.

Güvenmiyorlardı.

Bakan'ın niyeti belli olmuştu çünkü.

Ve yarısı Türk, yarısı Rus olacak olan Akkuyu Nükleer Bakan Taner Yıldız’ın başarılı yönetimiyle tamamen Rus bir şirketin işi haline geldi.

Türkiye işin yarı yarıya sahibi olmaktan, İC yetkilisinin tabiriyle “kemik sıyırıcı olmaya” evrildi.

Türk şirketleri hem işe, hem teknolojiye, hem know how’a ortak ve sahip olacakken, ancak atılan kemiği yalayacak hale, kemiğe razı olanların, Bakan Taner'i övdüğü noktaya geldi.

Bunları niye yazıyorum biliyor musunuz!

Tarihe not düşmek için.

Hani hep “yerli ve milli” deyip duruyorlar ya!

Samimiyeti görmeniz için.

NOT: Bu sicili yazmaya devam edeceğim. Siga siga. Yavaş yavaş.

NOT 2: Cengiz İnşaat, Akkuyu ile ortaklık görüşmelerinden 4 yıl önce çekildiklerini ama Akkuyu Nükleer'in liman inşaatını halen sürdürdüklerini bildirdi.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar