İsimleri farklı, partileri farklı, soyları aynı
Gelelim medya meselesine.
Konuya PISA skorlarından girmek lazım aslında.
Öğrencilerin bilişsel becerilerini inceleyen rapora göre Türkiye’de okuduğunu anlama oranı OECD ülkeleri arasında en alt sırada.
Okuyorlar ama okuduklarını anlamıyorlar.
2018 PISA raporu şöyle diyor:
“Okuma ile bir metni sesli ya da sessiz okumak kast edilmiyor; PISA kapsamında okumanın metinlerde yer alan bilgileri eleştirel bir biçimde değerlendirmek, yazarın ana fikrini irdeleyebilmek gibi daha geniş bir anlamı bulunuyor."
"Ülkeler PISA 2018 okuma puanlarına göre sıralandığında Türkiye, 78 ülke ve ekonomi arasında 40. sırada yer alıyor. 2015'te okuma alanında 70 ülke arasında 50. sıradaydı."
Haliyle medya ve siyaset de bundan azade değil.
Siyasetin beni hedef gösterdiğini zanneden bazı “gazeteciler!” ve kerameti kendinden menkul bazı sözde siyaset bilimciler dün bana ani bir saldırıya geçtiler.
Bunlardan bazılarının cemaziyelevvelini bilirim, bazılarının adını ise hiç duymadım.
Dana önce de yazdım, bunlar olası bir iktidar değişikliği sonrası bugün eleştirilen kimi iktidar yanlılarının yerlerine kendilerini aday görenler.
Ve bu “salaklar” beni masayı devirmeye çalışmakla suçluyorlar.
Yukarıdaki yazıda dediğim gibi mesele IQ meselesi ve PISA skoru göstergesi.
Okuyorlar ama basit bir metni bile anlamıyorlar.
Belki bazıları anlıyor ama onlar da “işkilli” oldukları için “dingildiyorlar”.
Yahu ben masayı devirmeye çalışanlara karşı uyarıyorum.
Ben miyim “HDP’ye bakanlık verilecek” diyen?
Ben miyim masadaki en önemli ortak İyi Parti için “İhale peşindeler” diyen?
Kıyamet orada kopuyor!
Bunlara gık demiyorlar, masayı devirmeye çalışan ben oluyorum.
Hay sizin olmayan zekanıza.
Hay sizin olmayan izanınıza.
Be hey salaklar, yazının son bölümünde ben bunu eleştiriyorum.
Ama siz bunu bile anlamıyorsunuz ya da işinize gelmiyor.
Yazının ilk bölümü ise Mayıs ayında yayınlanmış bir yazımdan alıntı.
Ama bu beyinsizlere göre ben bunu yeni yazmışım çünkü bu yönde bir karar almış birileri.
Ve yazının dün yazıldığını söylüyorlar.
Ahmaklar.
Dört aylık ulan o yazı. Dört ay önce yazmışım.
O gün gıkları çıkmamış, bugün ise beni düzeysiz yorumlarına meze yapıyorlar.
Türkiye’nin en önemli olayı, en temel meselesi benim yazımmış gibi dünden beri yorum yapıyorlar.
Hiçbiri gazetecilik veya Türkiye derdinde değil.
Hepsi kendi ikballeri ve menfaatlerinin peşinde.
Bazıları ise iyi çocuklar belki ama aptallar.
Ciddi aptal.
Benim o yazı ile “CHP kazansa bile ülkeyi yönetemez” dediğimi iddia ediyor.
Aptal işte.
“Yönetmek için önce kazanmalısınız” diyorum açıkça aptal böyle anlıyor.
Ama emin olun hiç ama hiç derdim değiller.
Umurumda olmaları mümkün değil.
Ben ezelden alışkınım.
Hem iktidar yalakaları söver bana.
Hem muhalefet yalakaları.
Çünkü aslında yok bunların birbirinden zerre farkı.
İsimleri farklı elbet.
Ama soyları aynı.
- Bana katlanan herkese teşekkürler1 yıl önce
- NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?1 yıl önce
- Mirası kim paylaşır1 yıl önce
- Uçlara güç veren bir Anayasa1 yıl önce
- İçimizdeki İrlandalılar1 yıl önce
- Dünün güneşi, bugünün çamaşırı1 yıl önce
- Plan mı pilav mı!1 yıl önce
- Kalksa da görsek1 yıl önce
- İnce dedikodular1 yıl önce
- Oran değil, fark önemli1 yıl önce