Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Medrese eğitiminin ilk basamağını bir türlü aşamayan, Arapça grameri ve cümle kurmayı öğrenemeyen öğrenciler için söylenen bir sözdür aslında, “Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur”.

Bu sözü mucitleri nereden bilebilirlerdi, yıllar sonra bir iktidarın geleceğini ve bu cümleyi gerçek manası ile kendilerine uyduracağını.

Tabii ki, anladınız.

Bu iktidar AK Parti iktidarı ve ekonomiyi bina üretmekten ibaret zannediyor, ne zaman sıkışsa hemen inşaata yöneliyor.

Efendim, gençler muhtemelen hatırlamaz, son yıllarda adı “çirkin mimari” ile özdeşleşmiş olan TOKİ, aslında Turgut Özal’ın bir “buluşu” idi.

1980’lerin başında, halkın ucuz konut ihtiyacını karşılamak, bu ucuz konutların üretimi için gerekli arsa ihtiyacını karşılamak ve finansmanı oluşturmak üzere kurulmuştu.

Toplu Konut Fonu adında bir fon oluşturulmuştu.

Bu fonda birikecek para ile TOKİ tarafından konut sahibi olmakta zorlanan dar veya sabit gelirli vatandaşlara kent çeperlerinde ucuza sahip olabilecekleri konut projeleri yapılacaktı.

Aslında bu iş için çok çok önceden kurulmuş Emlak Bankası ve Emlak Konut vardı ve Emlak Bankası İstanbul’da Ataköy ve 4. Levent gibi iki çok önemli projeyi gerçekleştirmişti ama Özal, TOKİ’yi kurmayı tercih etti.

TOKİ, Özal döneminde bir miktar iş yaptıysa da sonrasında işlevini yitirdi.

AK Parti’nin işbaşına gelmesiyle birlikte yeniden güç kazandı ve konut üretiminde önemli bir yer edindi.

Ne var ki, artık dar gelirliye ucuz konut üretme aracı olmaktan çıkmış, bir rant üretim aracı haline gelmişti.

Arazi sahipleri ile müteahhitleri eşleştiriyor, arazi değerlerini yukarı çekiyor, yüksek rantlı projelere aracılık ediyordu.

TOKİ fakir fukara, garip gurebayı ev sahibi yapmaktan uzaklaşmış, bir tür zenginleştirme aracı olmuştu.

Arazi rantı arttıkça konut fiyatları da artıyordu.

İnşaat sektörünün sadece tek atımlık ve devamlılığı olmayan bir büyüme yarattığını iktidarın anlaması 16 yıl sürdü ve o sırada AK Partili Bakan olan Ali Babacan sonunda çıkıp bu tür büyümenin hata olduğunu itiraf ettiğinde sektör zaten durma noktasına yaklaşmış, yabancılara yapılan vatandaşlık satışları ile ayakta kalmaya çabalamaya başlamıştı.

Şimdi iktidarının 20. Yılında AK Parti bir kez daha TOKİ dedi.

Bir kez daha inşaat dedi.

Yine büyüme ve ekonomik canlanma için umutlar inşaata bağlandı.

İktidar döndü döndü yine bina okumaya başladı.

Ama bu kez TOKİ’nin gerçek işlevi hatırlandı.

“Dar gelirliye ucuz ve erişilebilir konut temini”

16 bin liradan az geliri olan ailelere, yüzde 10 peşinat ve 2 bin 280 TL taksitle ev satacaklar.

Yoksulluk sınırı 22 bin TL’ye çıkmış, öğretmenleri dahil, çalışan kesimin büyük bölümünün asgari ücrete talim ettiği, İTO’nun bile enflasyonu yüzde 100’ün üzerinde belirlediği bir ülkede 16 bin TL’nin altında geliri olanlar bu evleri alabilecekler.

Güldürmeyin beni.

Tabii ki alamayacaklar.

Benim merak ettiğim kimlerin alacağı.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar