Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

CHP içinde aymazlık yapan olur da, AK Parti içinde olmaz mı!

AK Parti’nin neyi eksik!

CHP’de Sezgin Tanrıkulu var ise, AK Parti’de Mahir Ünal var.

Mahir Bey Cumhuriyet’in dilimizi, kültürümüzü, lügatimizi hasılı bütün düşüncemizi yok ettiğini iddia ederek, Cumhuriyet’e olan karşıtlığını ifade etmiş.

Baştan sona şuursuz bir cümle.

Cumhuriyet’in öncesinde de sonrasında da halkın konuştuğu Türkçede bir değişiklik yok.

Halk o gün neyi konuşuyorsa bugün de aynı şeyi konuşuyor.

Cumhuriyet halkın diline dokunmadı, dokunsa da zaten başarılı olamazdı.

Sadece devletin dili ile aydının dilini, halkın dilini yakınlaştırdı ki, halk da aydınla aynı dili konuşsun.

Bunu da bir günde yapmadı. Yıllar içinde bu ikisi birbirine yakınlaştı.

Tüm toplumlarda da dil böyle gelişir.

Mesela baygını ve hastası oldukları Arapça da Kuran’daki Arapça ile farklı.

Fransa’da da dildeki değişim büyük.

Bugün İngilizler Shakespeare gibi konuşmuyor.

“Dedelerimizin mezar taşını okuyamıyoruz” palavrası ise artık can sıkıcı boyutta.

O gün dedelerinizin mezar taşına yazı yazacak kadar okuma yazma bilmiyordunuz, başkasının yazdığı bir taşı okuyabilenlerin oranı da yüzde 10’u geçmiyordu.

O gün de kitap okuyan falan yoktu.

O gün vatandaşların tamamı şakır şakır yazıp okuyup, Avrupalı alimlerin kitapları çevriliyor ve yayınlanıyor, bilim üretiliyor olsa idi zaten Cumhuriyet de alfabeyi değiştirme gereği duymazdı.

Aslında Cumhuriyete en fazla teşekkür etmesi, minnettar olması gerekenler Mahir Ünal ve benzerleri olmalı.

Eğer Cumhuriyet olmasa idi bugün oturdukları makamları hayatlarında göremez, o koltuklara değil oturmak uzaktan bakamazlardı bile.

Hala hele o makam arabaları, o uçaklar, o yatlar.

Bir tekini rüyalarında bile göremezler, Padişah Efendileri biner ve uçardı.

Onlar da köylerinden bakardı.

Bu Cumhuriyet’tir ki, Aydınlı bir çiftçi çocuğunu, çoban lakaplı İslamköylü bir gariban evladını, Malatyalı bir köylüyü, Afyon doğumlu bir öğretmenin oğlunu, Kayserili bir küçük esnaf ailenin ferdini, Rizeli bir taka kaptanının oğlunu neredeyse padişah yetkileri ile bu ülkenin başına geçebilmesinin yolunu açmıştır.

Bu Cumhuriyet’e en fazla şükretmesi gerekenlerin, bu Cumhuriyet’e en fazla küfredenler olması da kaderin garip bir cilvesi, cehaletin simgesidir.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar