Polisin scooter çaresizliği
Scooter terörü ile ilgili dünkü yazım üzerine bir trafik polisi okurumdan mail geldi.
O da kanunsuzluktan yakınmış.
Şöyle diyor:
“Fatih Abi sizi sürekli takip eden bir polis, bir vatandaş, bir yurttaş olarak yazıyorum. Bu iki tekerli ilginç scooterlardan biz de rahatsızız.
Ama sorun trafik polislerinde değil. Mesele yasa koyucunun bu konudaki sorumsuzluğunda. Bu araçlarla ilgili yasal bir düzenleme yok. Ehliyet zorunluluğu yok, yaş sınırı yok, güvenlik ekipmanı şartı yok. Kanuna göre bunlar yok.
Bizim bir işlem yapabilmemiz için önce bunların yasada tanımlanması kitapta, genelgede ya da bir KHK’da olması lazım.
Bu yüzden bunlarla ilgili bir işlem yapamıyoruz.
De ki kafamız attı birini çevirdik ve ceza kestik. Öyle bir hesap sorarlar ki olan o gariban polise olur
TV'ye çıkıp desinler, izin versinler, talimat versinler, düzenleme yapsınlar trafik polisleri o scooter sürenleri "Mum eder şamdana diker" ama o vakit o ilin vekili ortalığı ayağa kaldırır, o scooterları işleten şirket tüm gücüyle memurun üzerine gelir. Polis zulmü diye bas bas bağırırlar.
Yani polis öyle kafasına göre kanun uyguluyorum diye ceza yazamaz, hiçbir şey olmasa ceza yazılan vatandaş adliyeye gider kanunda yeri yok kafasına göre bana ceza yazdı der ceza iptal olur mahkeme mahkeme gezersin.
Yani bu işin son noktası o sözde dediğin trafik polisleri.”
Polis memuru haklı mı haklı.
Ben yine de bu scooterları kimin getirip kimin işlettiğini merak ediyorum.
Çok torpilli olmasa, bu kadar kolay yürütemezlerdi bu işi.
Var bunun arkasında bir şey.
Kesin var.
- Bana katlanan herkese teşekkürler1 yıl önce
- NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?1 yıl önce
- Mirası kim paylaşır1 yıl önce
- Uçlara güç veren bir Anayasa1 yıl önce
- İçimizdeki İrlandalılar1 yıl önce
- Dünün güneşi, bugünün çamaşırı1 yıl önce
- Plan mı pilav mı!1 yıl önce
- Kalksa da görsek1 yıl önce
- İnce dedikodular1 yıl önce
- Oran değil, fark önemli1 yıl önce