Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Şu anda siyasetin en önemli konusu Altılı Masa’nın Cumhurbaşkanı adayı olarak kimi açıklayacağı.

En merak edilen konu bu.

Diğer bir tartışma olan “Mevcut Cumhurbaşkanı'nın 3. kez Cumhurbaşkanı adayı olup olamayacağı" meselesi daha tali bir konu olarak görülüyor. Muhtemelen Haziran öncesi yapılacak bir seçimin erken seçim olacağı ve bu durumda üçüncü kez aday olmasının yasal hale gelebileceği varsayıldığı için.

Her gün yeni yeni isimler ortaya atılıyor.

Ancak hangi CHP’li ile konuşsak “Kemal Kılıçdaroğlu’nun hakkı” diyor.

Bazıları gerçekten inandığı için, bazıları ise parti disiplini adına böyle söylüyor.

CHP’li seçmende ise durum tam olarak böyle değil.

Seçmenin önemli bir bölümü Kemal Kılıçdaroğlu’na büyük saygı duymakla beraber seçim kazanamama ihtimalini yüksek görüyor ve adı geçen iki belediye başkanından birinin aday olmasının daha doğru olduğunu düşünüyor.

Ancak kararı verecek olan seçmen olmadığı için bu düşüncenin hiçbir kıymeti yok.

Peki Altılı Masa’dan ne çıkar!

Altılı Masa’daki liderlerden Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve belki biraz da Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu dışında kimsenin Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına pozitif baktığını zannetmiyorum.

Bu tavırları şahsi değil, tabandan gelen sinyallere göre oluşmuş bir tavır.

Bu yüzden de masaya başka isimleri getirmeleri mümkün görünüyordu.

Geçen hafta Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Partilerin iç işlerine karışılmasın” açıklaması bu olasılığın önünü kesmeye yönelikti.

Çünkü siyasi nezaket ve eşyanın da tabiatı gereği, Masa’dan CHP’li bir ismin Cumhurbaşkanı adayı olarak çıkması doğru olandı.

Bu yüzden de masanın diğer paydaşları, Kemal Kılıçdaroğlu dışında bazı CHP’li isimleri masaya aday olarak olarak getirmeyi planlıyorlardı.

Bu isimler Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu, İlhan Kesici gibi merkez sağın da rahatlıkla oy verebileceği isimler olacaktı.

Kemal Kılıçdaroğlu açıklaması ile bu olasılığın önüne kesti.

“Masaya benim partimden birini getirmeyin” dedi.

Bu sözler aslında Masa’nın aday belirleme yetkisinin elinden alındığını gösteriyordu.

Masa’nın adayı, masadaki en büyük paydaş CHP’den biri olmalıydı.

CHP’den kimin aday olacağına ise CHP karar vermeliydi.

CHP’liler ise kararlarını canı gönülden veya parti disiplini gereği zaten aylardır söyleyip duruyorlardı.

CHP lideri yıllardır pamuklara sarıp sarmaladığı, büyük özveri ile koruduğu, egosunu ayaklar altına alarak ayakta tuttuğu masayı bir cümlesi ile Yalova Kaymakamı’na ya da en iyi ihtimalle Çankaya Noteri’ne çevirmişti.

Altıncı noterden sonra 6'lı Noter de vardı.

Artık tek seçici kendisi idi.

Çevresindeki taifeye bakarak kimi seçeceğini tahmin etmek zor olmasa gerek.

Yine de hepimizi yanıltabilir Kemal Bey.

Yanılmayı isteyen çok kişi olduğunu biliyorum.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar