21 yıl sonra hala devri sabık
Tehditler, öfkeler, yeni bölünmeler altında post deprem dönemi yaşamaya devam ediyor, yaraları sarmaya çalışıyoruz.
Birlik olmaya çalışanları, ayrıştırma gayretini de ibretle, utanarak izliyoruz.
Yeni tartışma konumuz ise depremde yıkılan binaların ne zaman yapıldığı.
Yıkılanların yüzde 99’unun 1999 öncesi yapıldığı iddia edilerek sorumluluk genelde olduğu gibi geçmişe yüklenmeye çalışılıyor.
Oysa tüm bu kentlerde son yıllarda yapılmış hatta bazıları hala satışta yepyeni binaların da yıkıldığını biliyoruz.
Çünkü bırakın vatandaşların binalarını, daha yepyeni kamu binaları bile kullanılamaz halde.
Mesela Hatay Devlet Hastanesi.
Bu hastane öyle çok eski falan değil.
İnönü ya da tek parti eseri olarak kondurulmamış Hatay’a.
2016 yılının son ayında açılmış.
2017 yılında tanıtımı yapılmış.
6, bilemediniz 7 yaşında.
Şimdi bahçesine kurulmuş çadırlarda hizmet veriyor.
Bahçesindeki çadırların çevresi ne yazık ki, gözlerimiz yaşararak baktığımız ceset torbaları ile dolu.
İskenderun’daki devlet hastanesi de enkaz halde.
Bu hastanelerin yıkıldığını ben söylemiyorum.
Hatay Valisi söylüyor. Ve polis evinin yıkıldığını da ekleyerek.
Bunlar 2000 sonrası yapılan yüzde bire dahil mi bilmiyorum ama durum bu.
Tabii bir de Hatay Havalimanı gerçeği var.
Depremde kullanılamaz hale gelen havalimanı.
Onun da açılış tarihi 2007.
Yani o da 2000 sonrası yapılıp, açılmış.
İşin özü şu.
21 yıldır işbaşında olan bir iktidarın, hala, her şey için geçmişi suçlaması pek de ikna edici olmuyor.
Üstelik çok açık ki, öfke ve tehdit herkese sökse bile doğaya, tabiata sökmüyor.
- Bana katlanan herkese teşekkürler1 yıl önce
- NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?1 yıl önce
- Mirası kim paylaşır1 yıl önce
- Uçlara güç veren bir Anayasa1 yıl önce
- İçimizdeki İrlandalılar1 yıl önce
- Dünün güneşi, bugünün çamaşırı1 yıl önce
- Plan mı pilav mı!1 yıl önce
- Kalksa da görsek1 yıl önce
- İnce dedikodular1 yıl önce
- Oran değil, fark önemli1 yıl önce