Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Tüm dünya ihracatını artırma peşinde. Türkiye de öyle.

        Bunun için ardı ardına açıklamalar geliyor. Cumhurbaşkanı devamlı olarak ihracatı artırmak istiyor. Hazine’nin Yeni Ekonomik Modeli adını verdiği perspektifte kilit taşı yine ihracat.

        2020 yılında toplam ihracatımız 170 milyar dolar Ticaret Bakanlığına göre. 2021 yılında toplam 225 milyar dolara yükselmiş. Son 12 ayın toplamı ise 243 milyar doları buldu.

        Bu durumda ihracata verilen destek de aynı şekilde büyüyor mu peki?

        Gelin Eximbank kredilerine bakalım. İhracatın can suyu bu kredilerden geliyor keza.

        Tarih 30.09.2021 31.03.2022
        Toplam risk (TL) 225 milyar 307 milyar
        Dolar kuru 8,85 14,45
        Toplam risk (USD) 25,4 milyar 21,2 milyar

        İhracatta rekorlar kırılırken, ihracat kredilerinde dolar bazında daralma var. Hem de az bu değil.

        4 milyar dolardan fazla daralma.

        Hedefler ortada, yeni ekonomik programın hedefleri de öyle.

        Peki krediler neden buna uygun şekilde gitmiyor?

        *

        Tek mesele kredilerin reel olarak küçülmesi de değil. Uygulamalar da başlı başına sorunlu.

        Verileri aldığım aralıkta uygulama esaslarında 5 kez değişikliğe gidilmiş.

        Yani kredi mekanizmasını ilgilendiren kural setine 5 kez müdahale gelmiş.

        Kredilerde düşüş, uygulama esaslarında devamlı değişiklik.

        Sonuç çok tatmin edici değil elbette.

        *

        Peki aslında sistem nasıl işliyor?

        REKLAM

        Eximbank şirket ile görüşüyor, ihracat potansiyeline ve kredibilitesine göre karar veriyor.

        İhracat Bankası anlamına gelen Eximbank, ülkeye yaygın ofisleri ve çok sayıda personeli ile bir bankadan farksız çalışıyor.

        Şirketi kredibıl / güvenilir bulduktan sonra ona bir limit açıyor.

        Daha sonra bu limit isteklerini Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına yolluyor.

        Merkez günlük olarak bu limitlerin fonlamasını yapıyor.

        Ardından kredi ilişkisi başlıyor.

        Elbette bu ideal dünyada böyle.

        Şu sıralar ihracatçının onaylanan limitinin fonlanması neye göre olacak kimse bilmiyor.

        Eximbank TCMB’den yanıt geldiğinde öğreniyor. İhracatçı zaten en son duyuyor.

        Krediye ihtiyaç varsa ya da bir iş ilişkisine girildiyse iş sıkıntılı hale geliyor.

        İSO 500’ün verilerine göre bugün ülkemizdeki en büyük ilk 500 sanayi şirketinin kaynak yapısı şöyle. %30’u öz kaynaklar, %70’i krediler. Yani kredilerde yaşanan öngörülemezlik ya da neye göre fonlama yapılacağının bilinememesi şirketler için çok yaralayıcı.

        Kredisini uygun şartlarda temin edemeyen ve dünyadaki rakiplerine benzer, avantajlı oranlardan yararlanamayan şirketler için gidişat belli.

        Neden böyle olsun?

        Dövizini bozdurana mı fonlama yapılıyor, döviz alana mı yapılmıyor yoksa bambaşka kriterler mi var; bilen yok.

        Dünya ticaretinden daha fazla pay almak isterken ve yeni ekonomik program ihracat temeline oturmuşken hayaller ve gerçekler arasında derin bir boşluk...

        Bu durumda iş ‘kısmetse ihracat yapacağız'a dönüyor.

        Kısmet...

        Diğer Yazılar