Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Zirvedeki her takımın puan kaybı yaşadığı haftada ortada kalan alınacak 11 puan vardı maçtan önce. Son haftaların zorlu ekibi Kayseri karşısında kazanılacak olan 3 puan artılarıyla daha da değerlenmişti. Tam bir kırılma maçıydı belki de Galatasaray için. Gerek takım içi sıkıntılar, gerek ekonomik sıkıntılar bir galibiyetle rafa kalkacak, yeni bir hava yakalanacaktı. Ama bunu yapmak için gereken inancı Galatasaray’da göremedik doğrusu. Ne maçı istediler, ne geriye düştükten sonra bir çaba gösterdiler. Ayaklarına kadar gelen fırsatı teptiler. Ta ki maçın son saniyelerine kadar. Eren’in golüyle canlanan takım kalan bölümde maçın geneline sığdıramadığı pozisyon ve fırsatı harcadı. Tabii bu da yenilgiyi önlemeye yeterli olamadı.

Galatasaray oyuna çok dengesiz girdi. Tolga maç eksikliğini ayağına aldığı her topta hissettirdi. 90 dakika boyunca da top kaybı yapıp durdu. Ayrıca De Jong ve Tolga topu ne ileriye ne de kanatlara taşıdı. Her iki oyuncu da çıkışlarda rakiplerine çok top kaptırdılar. Bu da takımın hücum gücünü sıfırladı. Koca ilk yarıda bir Galatasaray atağı izleyebildik. Onda da Rodrigues zoru başardı. Bruma yerini yadırgadı. Kanatlarda Rodrigues ve Yasin’le görev alanlarını karıştırıp durdular. Podolski de top alamadı. Etkisiz dolaştı. Orta sahayı Galatasaray doğru kullanamadı.

Buna karşılık Sergen Yalçın’ın takımı beklenenin aksine önde baskılı başladı. Rakibin üzerine gidip tedirgin etti, sahasına kapanmadı. Ve Galatasaray’ın klasik zaafiyetinden yararlanıp iki de kafa golüyle daha ilk yarıda büyük avantaj elde etti. İki gol de yandan ve duran toptan geldi. Artık rakip korner kazandığında taraftarın yüreği ağzına geliyor doğrusu. Haksız da değiller. Bu sezon 12 kafa golünü takım bu şekilde yedi. Buna çareyi Riekerink Hoca ve oyuncuları bir an önce bulmalı. Her takım maden bulmuş gibi oradan işliyor ve istediğini de alıyor. Bu sezonun en büyük eksisi bu açıkçası. Ve sezon başından beri gerek transfer yapılanması, gerek sakatlıklar stoper mevkisindeki büyük sıkıntıyı çözmekten geri kaldı. Türkiye’nin en önemli iki milli stoperi Galatasaray’ın kadrosunda ama bu kadar yatırıma karşın ikisi de ilk 11’de yok. Riekerink’in, Çalık’ı yedek bırakma tercihini ise anlayamadım doğrusu. İkinci yarıda Eren ve Sinan değişiklikleri geldi. Ardından bana göre gecikmiş Josue kararı. Galatasaray şöyle bir kıpırdandı ama nafile. Üçlüye dönen defans ise üst üste açıklar verdi. Son anlar nefes kesti. Ama zaman puana yetmedi. Hüseyin Göçek’in Podolski’nin golünü iptal kararı bence yanlıştı.

RİEKERİNK

Üstünde çok baskı olduğu kesin. O da mutlaka bunu hissediyor ve bence oyuncu tercihlerinde hatalar yapıyor. Rakip analizi bana göre yeterli ve doğru değil. Oyunu kenardan izliyor, hamlelerinde cesur ve çabuk değil. Oyuna Ahmet Çalık ve Josue ile neden başlamadığını anlayamadım doğrusu.

TEBRİKLER SERGEN HOCA

Kayseri’ye geldi, takıma eli değdi. Gerek futboluyla gerekse aldığı değerli galibiyetlerle bambaşka bir takım yarattı doğrusu. Hakkını teslim etmek gerek.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar