Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Türk havacılık endüstrisi için çok önemli bir eşik daha aşıldı. Türkiye’nin Batı ile arasındaki yaklaşık 100 yıllık endüstriyel havacılık açığının kapanması için önemli bir gelişmeye imza atıldı. Belki de ilk işareti bu gelişme olacak. Çünkü havacılığın en önemli tarafını oluşturan özgün motor geliştirilip, üretilmesinde tamamen Türk mühendislerinin beyin gücüyle başarı yakalandı.

Evet, Türkiye’nin ilk yerli ve milli turbojet motoru üretim bandından indirildi ve test edildi. Ben de bu test aşamasını kaçırmadım. Tarihi anı yaşadım.

Read more!

Turbojet motorunu bu alanda tecrübe ve birikimi olan şirketlerden, ülkelerden, uzman kişilerden destek almadan geliştirmek çok kolay bir iş değildir. Uçak motoru geliştirip, üretme konusunda asırlık birikimi, binlerce çalışanı olan şirketler bile bir üst model jet motor üretimi için 7-8 yıl harcıyorlar. Kale Grubu’nun hiçbir destek olmadan sıfırdan başlayarak, 7 yılda başarıya ulaşması ülkemiz adına önemli bir hadisedir.

Turbojet motor geliştirme çalışmalarına 2012 yılında Kale Havacılık bünyesinde başlanıyor. Dönemin Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) Ar-Ge projesi için Kale Havacılık’a bir görev veriyor. Zamanla netleşen milli seyir füzesinin motorunun yerli ve milli imkânlarla geliştirilip, üretilmesi için 25 milyon dolarlık bir proje bedeliyle Kale Havacılık projeye imza atıyor.

Fakat başlangıçta 25 milyon dolara bu işin yapılacağı planlanmışken, ilave bir 25 milyon dolarlık yatırımı da Kale Grubu yapmak zorunda kalıyor. Ancak böylesine önemli bir projede yer alıp, başarılı olabilmek için yola çıkılınca ilave yatırımlardan da imtina edilememiş. Ve başarı Kale Ar-Ge’deki 40’ı tasarım mühendisi olmak üzere toplam 79 personelle yakalanmış.

Daha önce Kale Grubu Başkan Yardımcısı ve Teknik Bölüm Başkanı Osman Okyay’dan geliştirilmekte olan motor hakkında bilgi aldığım için test edileceği günü de iple çekiyordum. O gün geldi. Tuzla’da en az motor geliştirmek kadar önem arz eden Kale Ar-Ge Geliştirme ve Test Merkezi’ni Osman Okyay ile birlikte gezip, geliştirilen motorun testini izledim.

Hem deniz seviyesindeki ‘sahra test’ bölümünü, hem de turbojet motorun kullanılacağı deniz seviyesinden 5 bin metre yükseklikteki şartları yerde sağlayan ‘irtifa test’ merkezleri hakkında bilgi aldım. Türkiye’nin ilk ve tek İrtifa Test Merkezi, 2015 sonlarında hizmete girmiş. Daha önce çeşitli yabancı uçak motor üreticilerinin bu tarz tesislerini gezip, incelediğim için konunun hassasiyetini ve zorluklarını biliyorum. Bu sebeple gördüğüm manzara karşısında şaşkınlığımı gizleyemedim.

Test merkezinde mukavemet, su alımı, bozuntu, çevresel testler gibi çok farklı testlerden motor geçirilerek kalifiye edilmiş. Bu testlerin tamamı bu merkezde, Türkiye’de yapılmış. ‘İrtifa Test Merkezi’nde ise 2 dakika süreyle çalıştırılan motoru gözlemledim. Test esnasında motorun yükselen devirlerini, arka bölümünden saçılan alevleri de elbette gördüm. Heyecanlandım. Bu aşamaya gelinceye kadar da test aşamasında 5 motor patlatılmış…

Osman Okyay, irtifa test merkezini anlatırken, motora iletmek için saniyede 10 kilogram hava üfleyebilecek bir ortam oluşturduklarını, ayrıca +70 santigrat dereceden -57 santigrat dereceye kadar iklimlendirme yapacak, havayı yüksek irtifada kurutacak bir ortamı yerde sağladıklarını söyledi. Yazarken kısa cümlelerle anlatılan merkez aslında çok komplike bir sistem. En az motor üretmek kadar da tecrübe istiyor. Bu merkezi de yerli ve milli imkânlarla hayata geçirmişler.

Turbojet motorun tüm kontrol ve aksesuarları yerli ve milli olarak Kale Ar-Ge tarafından geliştirilmiş. En kritik motor alt teknolojileri; aerotermal tasarım, kontrol algoritmaları, sıcak bölge parçaları vb. alanlarda ciddi bir kazanım ve başarı yakalanmış. Netice itibariyle dünya çapında benzerlerinden de aşağı kalmayacak ileri teknoloji bir Türk turbojet motoru %100 yerli ve milli imkânlarla geliştirilmiş. Yakın zamanda ise seri üretimine geçilmesi bekleniyor.

Türkiye’nin ilk milli turbojet motoru olma özelliğine sahip KTJ-3200 olarak isimlendirilen motor, özellikle seyir füzeleri, hedef uçak ve insansız platformlarda kullanılacak. TSK’nin kullanacağı çeşitli insansız (füze, hedef uçak, İHA, SİHA, vb.) platformların ihtiyaçlarını da karşılayacak. Sonraki aşama insanlı hava araçları. Fakat asıl önemli nokta ise bu başarının jet motor ailesinin ilk nüvesini oluşturmasıdır. Yıllardır bu alanda üretim yapan küresel rakipleriyle kıyaslandığında KTJ-3200, kompakt tasarımı ile yüksek itki, düşük yakıt tüketimi ve farklı irtifa/hız şartlarında ihtiyaçları karşılıyor.

Gelelim işin püf noktasına; 2019 yılı içinde KTJ-3200 turbojet motorun kalifikasyonu tamamlanacak ve TSK envanterindeki yerini alacak. Böylece TÜBİTAK SAGE tarafından geliştirilen ve ROKETSAN tarafından üretilen SOM füzesi yerli ve milli motorla uçacak. Hatta yabancı sistemlere de entegre edilecek şekilde tasarlandığı için kısa bir süre sonra ihracatı bile gündeme gelecektir.

Ayrıca dünyada benzer sınıfta motorları geliştirip üreten benzer ölçekteki belli sayıda firmaların yaptığı gibi yeni ürünlerin (APU-Yedek Güç Ünitesi, ECS-Çevresel İklimlendirme Sistemleri, vb.) geliştirilmesi ve millileştirilmesi de amaçlanıyor. Yani kullanım yelpazesi oldukça geniş.

Birazda motor hakkında teknik bilgi vereyim. Ağırlığı 50 kg, hızı 0,95 Mach yani yaklaşık olarak 1.095 km/saat. Uzunluğu 77 cm, çapı 30 cm. Gücü ise yaklaşık 900 beygir. İlk geliştirilen ve testleri yapılan motor hava araçlarından atılan SOM seyir füzelerinde kullanılacak ve seyir süresi 15-30 dakika olacak. Ancak ihtiyaca ve kullanılacak platforma göre bu sürenin geliştirilebileceğini de hatırlatmış olayım.

Böylesine önemli, stratejik ve Türk halkını motive eden bir üründe emeği geçen herkesi tebrik ederim. Türk turbojet motoru ailesinin oluşması için artık önümüzde bir engel yok diyebiliriz…

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar