'Ben yaptım tabii, başka kim yapacak
Suzan Kardeş’i evinde ziyaret etmek için hazırlanırken sürekli oramı buramı çekiştirdiğimi fark ettim. Çünkü dili sivri, şimdi beğenmediği bir şey olur, söylerse üzülürüm. Çünkü korkuttular. “Abla deme, çok kızar” dediler, zaten benimkinden genç cildi var, niye abla diyeyim... Öyle yapma böyle yapma... Sahnedeki şıkır şıkır kadından çekindim resmen evinin kapısını çalarken. Ama boşunaymış. Tamam sivri dilli, tamam onca dikkatime rağmen kusurumu hemen buldu. (Kaşlarım!) Tamam, sohbeti alıp kendi yönetiyor ama ben de dünkü çocuk değilim ki! Böyle enerjik bir kadınla sohbet etmek zaten keyif. Zaten onun hakkında her şeyi biliyorsunuz. Tüm ünlülerin paylaşılmaz makyözü, sahnelerin kıpır kıpır göbek attıran güzel sesli Balkanlar’dan geleni... Yeni single’ı “Şişede Bade Durmaz” çıkmışken buluştuk, her şeyi konuştuk.
Bu şarkıyı yapmaya nasıl karar verdiniz?
Bu şarkı 3-4 yıldır aklımda duruyordu. Ancak ne zaman yapacağımı bilemiyordum. Benim düğünlerde de çalınabilecek hakiki Rumeli Türküleri albümüm yok. Aslında onun için düşünüyordum bu şarkıyı. Ama baktım vaktim olmuyor, her yıl kendime söz veriyorum ancak şartlar uyuşmuyor. Bari her Hıdrellez’de tek tek yapayım dedim. Biz bunları tek tek yaptık ama eksikleri toplayıp hepsini birleştirdiğimizde finalde bir Rumeli albümü olacak elimizde.
Single daha güzel aslında. İnsanlar daha çabuk dinleyebiliyorlar şarkıyı.
Evet ve bir albümün içinden genelde 2-3 şarkı seviliyor, diğerleri pek kullanılmıyor. Boşa gitmiş oluyor şarkılar. Bu single sisteminin çıkması herkesin yararına oldu. Hem ekonomik olarak yaradı. Makyaj Odası 2 kafamda olan albüm. Yeni jenerasyonlar gelirken ben de makyöz olarak piyasadan uzaklaşmamış, onları tanımış oluyorum. Çünkü hiçbir zaman kopmayı tercih etmedim. Yeni oyuncular geldikçe aslında bana makyaj odası için malzeme birikiyor.
Bu kadar yeteneklisiniz, bu kadar çok iş yapıyorsunuz. Bununla birlikte neden hâlâ makyaj odasında olmayı tercih ediyorsunuz?
Makyaj odasında olmayı tercih ediyorum çünkü o benim mesleğim. Diğer bütün işleri bana verilmiş hediyeler olarak görüyorum. Şarkıcılığı da oyunculuğu da... Çünkü “Suzan Kardeş nasıl şarkıcı oldu” derseniz; Sezen Aksu’ya makyaj yaparak! Makyaj Odası albümü nasıl oldu? Oyunculara makyaj yaparken. Dolasıyla benim için oradan uzaklaşmak yok olmak gibi bir şey olur. 30-40 seneyi bulduk neredeyse. Hiç şikayetçi değilim. Özellikle bu son Tolga Çevik’in oynadığı reklam, bir makyözün hayatında alabileceği en güzel iş.
‘AMATÖR OLMA ŞANSIN YOK’
Tahmin edebiliyorum. Ne kadar sürede çekildi o reklam?
4 günde çekildi. 4 günde 30 tip çıkarttık. Bir gün 11 tip yaptık, bir gün 7-8. Bu şekilde tamamlandı. Sonradan yeni tipler çıktı ortaya. Firma yeni tipler arıyor hâlâ. Devam edecek olan 1 yıllık bir proje bu. Tabii ki benim her zaman söylediğim gibi alet işler, el övünür. Ama oyuncu da oyuncuysa tabii. Tolga o kadar çalışkan ki! Duramıyorsun sen de.
Yüz hatları size daha güzel gelen, üzerinde çalışmayı çok sevdiğiniz kişiler var mı?
Bukelamun gibi olan oyuncular var. Acayip değişiyorlar. Bunlar Tolga Çevik, Cem Yılmaz, Haluk Bilginer, Demet Akbağ... Yılmaz Erdoğan’ı mesela değişmez zannedersiniz ama onun da çok değişken tipleri vardır. Sonra kadınlardan Yasemin Yalçın müthiş değişir. Gupse Özay, Şebnem Bozoklu, Ezgi Mola. Çok açıklar ve sana teslim ediyorlar kendilerini. Ortaya kolektif harika işler çıkıyor.
Peki ya Youtube kanalınız “Kaçın Suzan Geliyor”?
Yaz geldi artık, sokaklara çıkacağız. Benim sistemim; sokaklarda insanlara ihtiyaçları dokunuşları yapmak. Kışa denk geldik ama ona rağmen video çektik biraz. Kimseye makyaj öğretecek, ders verecek zamanım yok. Ama en azından bir nebze yardımcı olayım. İçinde de tabi ki matrak şeyler olacak. Beni plajda bir adamın sırtına krem sürerken de görebilirsin. Bir kadına “Ojen çıkmış onu düzeltelim” derken de. Rahatım yani. İnsanlar Youtube kanalını paralı sanıyor. Aslında alakası yok. Bunu da belirtmek istiyorum burada özelikle. Kaçın Suzan Geliyor’un yanındaki abone ol butonuna basınca her hafta benim videolarım sana gelecek. Sen beni aramakla uğraşmayacaksın.
Peki kabul etmeyen biri oldu mu makyajı sokaklarda?
Oldu. “Ben istemiyorum” diyorlar. Ben de “Tamam o zaman, sen kaybedersin” diyorum. Çünkü muhakkak herkesin birbirinden öğreneceği bir şey vardır. O bilgiyi koy cebine. Bir gün yarar sana mutlaka.
Sizce Türk kadınlarının yaptığı en büyük makyaj hatası ne?
Yaptıkları en büyük hata kendi ciltlerini, cilt renklerini sevmemeleri. Bu yüzden ya çok bronzlaşıyorlar ya da çok fondöten sürüyorlar. Bir de herkesin kaşı aynı sokakta. Saçları ile çok oynuyorlar ayrıca, çok yıpratıyorlar.
Siz kırışıklıklarınız ilk çıkmaya başladığında seviyor muydunuz?
Benim alnımda çok kırışıklık vardır, yüzümde değil de. Oraya da 37 yaşından beri botoks yaptırıyorum. Ama gerdirme gibi işlemleri hiç yaptırmam.
Sizin yeğenleriniz de müzisyen değil mi?
Evet yeğenlerim müzisyen. Onlar da benim orkestramdalar. Onlar rock müzik yapıyor. Kendi grupları da var. Gençken rock da dinliyordum, jazz da dinliyordum. Hiçbir şeyi “Ben bunu sevmem” diye kestirip atmadım. Her şeyin içinde var olmaya çalıştım. Popçuyla da arabesk sanatçısıyla da çalıştım. Ben Balkanlar’da doğdum. Orada da en çok rock ve jazz dinlenirdi. Doğal olarak çocukluğumuz bu müzikler ile geçti. Led Zeppelin, Deep Purple dinleyerek büyüdük.
- 'Kodla birlikte sanatta yepyeni bir çağ açıldı'9 yıl önce
- Hrant Dink'in hayatı sahnede9 yıl önce
- 'Aşık terapisiyle kanseri yendim'9 yıl önce
- Göbek at dertlerden kurtul!9 yıl önce
- Bilim ve sanat aynı yerde9 yıl önce
- 'Neden bu kadar ciddisin?'9 yıl önce
- Pamuk Prenses'in sesi karşınızda9 yıl önce
- 'Barışı sağlayacak olan müziktir'9 yıl önce
- Aslıhan Ünaldı filmini bitirmeli9 yıl önce
- Oben Budak 'Kanser olunca müziği bıraktım'9 yıl önce