Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Türkiye, belki de tarihinin en önemli seçimine gidiyor. Toplum büyük bir heyecan içinde.

Nefesler tutulmuş 24 Haziran’ı bekliyor. Çünkü Türkiye o gün geleceğini oylayacak.

Bakıyorum da, duyarlı ve sorumlu insanlar seçenekleri değerlendirmeye çalışırken, seçime gösterilen bu ilgiden nemalanmak isteyen tipler türedi bir anda.

Parayı basıp aday adaylığı başvurusu yaparak siyasetin gündemine girebilmek için bir taraflarını yırtıyor bunlar.

Aralarında ne ararsan var.

Bürokrat, avukat, doktor, meclis üyesi, işadamı, esnaf, müteahhit, sanatçı eskisi, futbolcu eskisi...

Sayamayacağım kadar çoklar.

Bunların çoğu aday bile olamayacağının farkında.

Ama dertleri başka. Seçim sonrasında elde edeceklerimenfaatlerin hayali içinde çoğu.

ŞÖHRET DERDİNDELER

Kimisi partili sıfatıyla kapacağı ihaleleri, kimisi kendisini bekleyen yeni görevi,kimisi de kaybettiği şöhreti yeniden yakalama umudunun peşinde.

Sorsanız hepsi de vatan derdinde olduğunu söyler.

Baba-oğul aynı partiden, aynı bölgeden aday adayı.

Boy boy poz veriyorlar.

Neymiş ülkeye hizmet için can atıyorlarmış. Kendisi de biliyor listeye girme şansının olmadığını.

Ama 2 dosya parasına elde ettiği şöhreti başka türlü elde edemeyeceğinin farkında.

O da bunu kullanıyor. Bu örnekler çok fazla.

Ama benim aday adaylığı başvurusu yapanlar içinde en çok takıldığım isim İbrahim Tatlıses.

Bıkmadan usanmadan aday adayı olduğu partinin teşkilatlarını İzmir projeleri anlatıyor.

Ama ezberi kuvvetli. Dersini iyi çalışmış.

Kent gündemindeki konuların dışına da çıkmıyor.

KENTİ TANIMIYOR

Dahası var. Rozetini taktığı partinin pek çok mensubunun yaptığı gibi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na vurdukça vuruyor.

Bazı yerlerde ise gaza gelip seçildiğinde yapacağı projelerden bahsediyor. Sanki bugüne kadar bir alay proje üretip hayata geçirmiş...

Bu kenti tanımadığı ne kadar da belli.

Oysa İzmirli o’nun geçmişiyle ilgili en önemli referanslarının kadına şiddet, kurşunların havada uçuştuğu mafia hesaplaşmaları olduğunu o kadar iyi biliyor ki...

Neyse. İşin doğrusu İbrahim Tatlıses gibi tiplerin kendilerini İzmir’in temsilcisi olmaya talip olmalarına o kadar içerliyorum ki anlatamam.

Dilerim hiç değilse bu kez siyasi partiler geçmişteki hatalarını yapıp bunları iştahlandırmaz.

Yoksa siyaset sahnesindeki bu garip süreç sürer gider.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar